5.
Canım parfümüm.
Eskiden yıllarca Dkny Pure ( A drop of vanilla) kullandım, o kadar severek kullandım ki ömrüm boyunca başka parfüm kullanmama gerek yok diye düşündüm - ki parfümleri severim, her parfümü merak eder, herkesi kokusuyla hatırlar, içten içe herkesin güzel parfümler kullanmasını isterim filan.
Pure mükemmeldi: hem cool hem sıcak, hem gece hem gündüz, hem rahat ve gündelik hem de feminen ve şıktı. Adında A drop of vanilla derdi ama öyle kurabiye dükkanı gibi buram buram vanilya kokmazdı, tertemiz ama karakteristik kokardı, hafif çiçek hafif de odunsu kokularla karışırdı vanilyası ve asla ama asla kimseyi baymazdı. Pure kullanırken aldığım iltifatın haddi hesabı yoktu.
Sonra üretimi durduruldu.
Ben resmen boşluğa düşmüşken, Alsancak'ta Gül Sokak civarındaki L'Occitane'da kendi imza parfümünü (Amber) bulan kızkardeşim, aynı sokaktaki Sephora'da (veya belki de Sevil, hatırlayamadım) bana yeni imza parfümüm olan Wonderlust'ı buldu.
Pure ile notaları kağıt üstünde pek benzemiyor, ama bende yarattıkları his çok benziyor.
Wonderlust da temiz, samimi, özgüvenli ve sakin bir koku. Pure kadar cool değil, dolayısıyla yazın biraz ağır kaçabiliyor ama geri kalan üç mevsimde gayet güzel kullanılır, kot ve kapüşonlu sweatshirt giyip sinemaya giderken de kullanılır, siyah elbise ve topuklularla gece de kullanılır.
Benim tenimde kalıcılığı muhteşem değil ama kötü de değil, sabah sıkınca akşamı değilse de akşamüstünü buluyor yani bence gayet iyi. Silajı ortalama. Sabahtan akşama bambaşka bir parfüme dönüşmüyor, ilk bir saatte daha iddialıyken sonrasında daha samimi bir koku oluyor sadece.
Bunun da üretimi bir gün durursa diye diken üstündeyim, çok seviyorum. En çok da orijinal versiyonunu seviyorum, umarım bozulmadan devam eder üretimi.
5 ağustos 2020 13:06
5 ağustos 2020 13:06