1. Bu sene 90. yaşını kutlayan yaşayan efsane müzisyen. 1000'den fazla eseri vardır ki bunların içeridinde operalar, oratoryolar, baleler, tragedyalar, film müzikleri, marşlar ve geleneksel yunan enstürmanları ile klasik tarzın harmanlandığı bir çok beste bulunur. Sahnede 2 metrelik boyu, kıvır kıvır saçları ile apollo olympos'tan gelmiş de konser veriyor izlenimi yaratır.
Müzisyenliğin yanısıra genç yaşlarından bu yaşına her daim sosyalist/komünist mücadelinin içerisinde olmuş, bu uğurda diri diri gömülmek gibi insanlık dışı işkenceler görmüş, iki kez sürgüne yollanmış ama neticede yunanistan'da albaylar cuntasının devrilmesinden sonra 1974'te vatanına kavuşmuştur. İtalyan direnişi, albaylar cuntası derken şu aralar da imf'ye ve ab'ye bayrak açmıştır. Bir taraftan da zülfü livaneli ile kankadir. Birlikte türk-yunan dostluğu derneği kurmuşlardır. Gerçekten de yunanistan ile aramızın en limoni olduğu dönemlerde omurgasını muhafaza etmesini bilmiştir, annesi de izmirlidir zaten, içten sever bizi theodorakis.
Tüm dünyada en bilinen bestesi sanırım zorba the greek filminin bugün herkesin sirtaki müziği olarak bildiği main theme'idir. benim ise en anlamlı bulduklarımdan biri 1974'te ülkesine geri dönmüş, muzaffer ve mağrur theodarakis'in yine iki çok büyük yunan müzisyen maria farantouri ve george dalaras ile verdiği konserdeki, bizim de 1 mayıs marşı olarak söylediğimiz (link: http://youtu.be/SgUPq3TvtcQ o antonis) eseridir. Konserin kalabalığı, farantouri'nin sesi ve theodorakis'in coşkusu gözlerimi doldurur.
Ukte sevgili (yazar: hypatia)'ya aitti seve seve dolduruldu.
cinnamon