1.
vakti zamanında denk geldi nereyle görüşmeye gitsem beni yurt dışına göndermek istiyor. yurt dışı ama mısır, hindistan falan. ve kısa dönemli değil, 3 yıl falan kalıcam. o zaman da arap baharı her yer karışık, ben bir yıl sonra evlenicem. kabul edemiyorum haliyle.
sonra başka bir yere planlamacı olarak başvurdum. çağırdılar. annem de demesin mi bizim dıdısının dıdısı da orada çalışıyor. neyse gittim. bilmeyenler için planlama fabrikadaki üretimi planlamak demek. değil yurt dışı, fabrikadan bile kolay kolay ayrılamazsın. aslında hayalimin işi değil ama neyse dedim gittim.
ik'cı kadın yurt dışına çıkıp çıkamayacağımı sordu. çıkmak istemem, çünkü ben aileme, özel hayatıma ve kendime de gereken vakti ayırmak isterim. yurt dışı seyahatlerinin sık olduğu bir işte bu mümkün olmuyor dedim. bu beni bir ezdi. aslında siz çalışmak istemiyorsunuz, sizin amacınız çocuk doğurup büyütmek ama sosyal hayattan da geri kalmak istemiyorsunuz diye.
ay ne sinirlendim ama bir şey diyemiyorum. hem ezikliğimden, hem annemi tanıyorlar, hem bu ik'cı başka bir yerde karşıma çıkar salaklığı. şimdi olsa verirdim cevabını. sen kimsin ya gerizekalı. sana mı düştü benim hayat tarzımı sorgulamak. dediği gibi bir insan değilim ama olabilirim de. istediğimiz kriterde değilsin de gönder. sanki şirketin tepesine ceo yapacak. herkes hırs küpü olmak zorunda sanki.
ay yine sinirlendim bak, verememişim ya o zaman cevabını. salak
(yazar: bulati)'nin uktesiydi
20 kasım 2015 12:27
20 kasım 2015 12:28
2.
En olmazsa olmazı " sizi alırsak şirketimize ne katarsınız? " vb sorulardır. 2 ayda 3 farklı şehirde on küsür mülakattan sonra bu soruya " neşe katarım " diye cevap veren bir arkadaşa da sahibimdir ayrıca. Hayır yani böyle soru mu olur? Ya da 5yıl içerisinde kendinizi nerede görüyorsunuz vs vs. (gizlinot: tabii bir gün önceden başka bi şirket iş teklifi yapınca ) (gizlinot: böyle neşe katmak kolay ) (gizlinot: yine de idolümsün esraaa swh )
3.
- görüşmeye gittiğiniz firma hakkında azıcık araştırma yapıp gidin. en azından piyasaya sürdükleri ürünlerden bazılarını bilin, sorabilirler. bana soruldu.
- mühendis vs iseniz, "şöyle şöyle bir şey oldu, ne yaparsınız" yada "ne yapılmalı" sorularını çok seviyorlar. akıllıca cevaplar vermek gerek. zira sorulan sorular kolay olmuyor. mesleki terimlere hakim olarak akıllıca cevaplar vermek lazım.
- zeka sorularını seviyorlar. bana "bu odanın içine kaç tane basketbol topu sığar" gibi bir soru gelmişti. aklınıza gelen en mantıklı cevabı neye dayanarak bulduğunuzu anlatmalısınız. "topun çapını bilmek lazım ya" falan gibi bir cevap vermeyin. verenler alınmıyor. ben alınmadım.
- kıyafetiniz gerçekten önemli. katıldığım bir seminerde konuşmacı psikolog, iş görüşmelerinde beyaz üst giymemizi söylemişti. çünkü beyaz, kendine güveni vs simgelediği için mülakatı yapanların gözünde daha iyi bir izlenime sahip olmamızı sağlıyormuş. ancak çok abartılı giyinmeyin. dekolteden kaçın, bence.
- hafif makyaj +1.
- dik oturun.
- "neden burayı seçtiniz" sorusu muhakkak gelecek.
- "kötü yönleriniz neler" sorusu büyük ihtimal gelir. dünyanın en saçma sorusu. "mükemmelliyetçiyim" demeyin. annem işe alan biri olarak bu sıfattan bıktığını çokça söylüyor. farklı ve akılda kalıcı bir kötü yön bulun. :) çok kötü olmasın ama.
4.
Mülakat dediğiniz şey üç kısımda irdelenir.
1.grup: deneyimsizler
Deneyimsizseniz ik.cı (insan kaynakları profesyoneli) sizin potansiyelinize bakacaktır. Bunun için de sadece ve sadece okul hayatınızda yapmış olduğunuz aktivitelere girişimlere yarışmalara vs. bakar. Yabancı dilinizi ve kişiliğinizi ölçmeye çalışır.
2.grup: deneyimliler
Burada ise kesinlikle önceden yapmış olduğunuz projeler uygulamalar teknik becerileriniz sorgulanacak. Aranan niteliklerle örtüşüp örtüşmediğinize bakılacak. Örneğin tek düzen hesap planını çok iyi biliyorsunuzdur ama bütçeden anlamıyorsunuzdur ve o kişinin bütçeciye ihtiyacı varsa siz istediğiniz kadar iyi olun o işe alınmazsınız.
3.grup ise üst düzey yöneticiler
Bu grupla yapılan mülakat genellikle sohbet havasında geçer çok fazla sorgulanmaz adam zaten belli bir yere gelmişse geriye oturup onu dinlemek kalır.
Herkesi ilgilendiren kısımlara gelirsek
1.önceki işinizden neden ayrıldınız sorusunun cevabını doğru vermek. Mesela yöneticimle tartıştım aramız iyi değildi dememelisiniz direk eksiyi yersiniz. Bunun yerine kendimi geliştirmek istiyordum falan diyin.
2.maaş mevzusu
Piyasayı az çok biliyorsanız uçuk beklentiler belirtmeyin. Burda hemen akla "az söylersem hemen atlayıp kabul ederler ama çok söylersem benle pazarlık yaparlar" cümlesi gelir. Halbuki çok yanlış kurumsal yerlerde zaten belli bir skala vardır ve işveren bunun altına düşemez.
3.uzun mesailer
Tüm işverenler işi övmek için yoğun çalışma temposundan bahsedip dururlar bu da çoğu Zaman sizi baştan uyarmak ve hani olur da mesai olursa cırlamayın diye söylenen bir laftır.
Not : ik uzmanıyım duruma özel sorusu olan varsa mesaj atsın yardımcı olurum.
5.
-biz size döneriz
(dönmediler)
-bizimle çalışma ayrıcalıktır.
sizinle çalışınca konserlerde diamond ring'de yer alıp, elizabethle çay mı içiyorum? ayrıca sizle kamyoncu, kepçeci duvarcı da çalışıyor
-sizi yarı yolda bırakmayız; maddi olanaklarımız tatmin edicidir.
(ya..ağı yediniz) işe alırken vereceği maaşı açık açık söylemeyen şirket yan çiziyordur.
6.
mülakatçı tarafından bildirmem gerekirse en garibime giden şuydu;
aday; teknik bir sorunun cevabını hatırlayamayıp ''telefonumdan bakabilir miyim'' dedi. biz şaşkınlıklar içinde sessiz kalırken telefonunu aldı eline ve önce gelen mesajları yanıtladı sonrasında sorunun cevabını aradı. bulabilseydi içim yanmazdı üstelik bulamadı da.
7.
mülakatta attığım en büyük yalanla alakalı şöyle bir diyalog geçmişti şuanki müdürümle aramda;
-cv ne baktığımızda çok sosyal ve faal birisine benziyorsun. Gebze gibi bir yerde çalışmak seni tüm bunlardan alıkoyacak. Bu asosyalliğe alışabilecek misin?
-Benim için hiç önemli değil fabrika ortamında çalışmaya hazır olduğum için genelde şehirden uzak yerlerde çalışacağımı biliyorum. Bu durum beni mutsuz etmez. (ETTİ)
Şimdi hersabah gebze'ye lanet ederek işe geliyorum süslüler. Ama hatayı bu bölümü seçerken yapmışım napalım. Bu saatten sonra zevk almaya çalışıyoruz
8.
hacettepe psikolojiden 2009 yılında mezun oldum, biz mezun olurken bir yasa değişikliğiyle özel eğitim merkezlerindeki imza yetkimizi elimizden aldılar, o dönemde minimum 2000-2500 gibi bir ücretle çalışmaya başlıyorduk (hocam sinop'tan 2500'e beni istediklerini duyduğunda az olduğunu söylemişti). derken bu yasa değişikliğiyle birden -1000 liraya düştü başlangıç ücretleri, bunun siniriyle gittiğim bir özel ahstane mülakatında neyime güvenerek 2000 lira istediğimi sordu iş veren.
ben de bütün ukalalığımla "diplomama" dedim. istanbul gibi bir şehirde, haftanın 6 günü tam mesaiyle ve yakalar arası gidip gelerek 1750 liraya işe başlamak durumunda kaldım.
o ukalalığı yapmasam 1250 falan düşünüyomuş patroncuk, benden önce çıkanın 1500le çıktığını öğrendim, ki asla iş veren çıkardığı elemandan yüksek ücretle eleman almaz! lanet gelesice özel sektör!
9.
özellikle mavi yaka için işe alımlarda mülakatçılık bayağı yaptım.İş ortamını, imkanları göz önünde bulundurarak kişinin önceki iş tecrübeleri ve neden ayrıldığı (gizlinot: ödeme aksaması, aşırı mesai vb mantıklı sebepler olması önemli )bizim için en önemli unsurlar oluyor.
beyaz yakaya gelince şirket öyle çok büyük ve kurumsal olmadığı için öncelik dil bilmesi (gizlinot: genel müdür yabancı ), karakter olarak sabırlı ve öğrenmeye açık olmasına dikkat ediyoruz.Genel müdürün isteği ise kontrol edebileceği, yönlendirmesi kolay biri olması imiş.
öyle çok zorlayıcı ve abuk sorular sormuyoruz biz. neden biz? bize ne katarsınız vs...
kendini ifade edebilmesine ve kendiyle ilgili bilgileri doğru, abartmadan ve tam verip vermediğine bakıyorum şahsen.
10.
Çok tecrübeli sayılmasam da bir anımdan yola çıkarak oldukça soğuk kanlı ve kuul olunması gerektiğini söyleyip, gidiyorum.
Arge ilanı için gittiğim bir firmada arge müdürüyle soru-cevap şeklinde teknik bilgiler konuşuyoruz. İnsan kaynakları görevlisi de sürekli beni bozma çabasında. Ama bu iş zor ama tecrübesizsin şöylesin böylesin. Beni germeye çalıştığını farkettim ama teknik konulara yorum yapması da ayrıca canımı sıktı. Tam yanımda oturuyor, birden durup tez konunuzu anlatır mısınız dedi lafımı keserek. Ben de boş bulundum hali hazırda bir soruyu düşünüp, cevap veriyordum zaten. O an tez konumu saniyelik bir sürede unuttum, gelmiyor aklıma. Lafı biraz uzattım ve tamamladıktan sonra dönüp baktım gerçekten bunu size mi anlatmalıyım dedim. Şu an zaten karşımda bunu sorabilecek insanlar var ve teknik bilgiler konuşuyoruz zaten. Neyse ortam buz kesti. Ben de kalktım ayağa, tokalaşıp çıktım :D
Sonuç ; alınmadım tabiyki ama ona laf söylemesem kurdeşen dökerdim. Her şerde bir hayır vardır şuan daha güzel bir firmada çalışıyorum zaten.
2 şubat 2016 14:46
2 şubat 2016 14:47