yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (2)
    • medya (0)

    1. İzlediğim en gerçekçi türk filmlerinden biri.

    -------- spoiler --------

    (gbkz: Namusluymuş namussuz)

    -------- spoiler --------

    8 şubat 2016 19:04

    2. bugün izlediğim 1986 yapımı film. uzun zamandır izleme listemde olan bir filmdi. ertem eğilmez yönetmenliğinde, şener şen'in bir ''yıldız'' olarak başrolde bulunduğu ilk filmmiş.

    filmin sonu makaslanmış. orijinal senaryoya göre şener şen gemiden insanların üstüne tuvaletini yapıyormuş. (gizlinot: swh)

    şener şen'in canlandırdığı karakterin adı ali rıza. galiba adınız ali rıza olunca (gizlinot: bkz. yaprak dökümü) namuslu memur olarak dünyaya geliyorsunuz. şen'e ayşen gruda, adile naşit, erdal özyağcılar eşlik etmiş. (gizlinot: özyağcılar bir sahnede şen'e ''aile arasında'' cümlesini defalarca bastırarak söyleyince aklım 2017 yapımı ''aile arasında'' filmine gitti. özyağcılar o filmde haşmet karakterini canlandırıyor. öneririm.)

    ''milyarder'' ile hemen hemen aynı konuya sahip. para görünce her tarafı ayrı oynayan insanları ve rüşveti çok bilindik, kör göze parmak misali bir dille anlatsa da filmin mesajının günümüzde bile (maalesef) geçerli oluşu oyuncu kadrosunun ustalığı filmi izlenilir kılıyor. sonlara doğru kopan kakafoni dikkatimi dağıttı ama genel olarak fena bir film değildi. ayrıca (''banker bilo''da da aynı durum vardı) filmin sonunu başından göstererek tüm merak unsurunu öldürüyorlar, finalin tatmin ediciliğini azaltıyorlar.

    edit: iki film de (banker bilo ve namuslu) ertem eğilmez yönetmeyenliğinde çekilmiş, ertem bey'in kurgu tarzı böyleymiş demek ki. ayrıca filmde repliklerin bölünerek, farklı karakterler tarafından söylenmesi (yani ayşen gruda lafa giriyor, adile naşit onun cümlesini devam ettiriyor, erdal özyağcılar bitiriyor gibi) tam tiyatro havasına sokmuştu beni. filmin senaristi başar sabuncu zaten oyun yazarıymış, kim bilir, belki namuslu'yu da ilk başta tiyatro oyunu olarak tasarlamıştır.

    22 ocak 2021 17:08 31 ocak 2021 20:53