1. wild wild country belgeselinden sonra bende olan tek kitabını yakmak istediğim yazar. guru?
- süslü
- moda alışveriş
- kuaför & güzellik merkezi
- sağlık
- spor
- gönül işleri
- aile arkadaş ilişkileri
- cinsellik
- eğitim & kariyer
- seyahat
- pet
- sanat
- bürokrasi
- diğer
- girdiler (4)
- medya (0)

cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | beyaz tenli |
cilt tipi: | normal |
göz rengi: | açık kahverengi |
saç şekli: | düz |
saç tipi: | yağlı |
yaş: | 32 |
cilt alt tonu: | nötr |
alerjik cilt: | hayır |
saç rengi: | açık kestane |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | hayır |
2. İlk kitabını okuduğumda 13-14 yaşlarındaydım.Heyecanlanmıştım.Sonrasında kitapçılarda bir suru kitabını gördüğümde soğudum.Benim için kişişel gelişim adına insanları kandıran bir yazardır maalesef.

3. bir kanaat önderidir. iyi mi kötü mü bilmiyorum, 1 tane kitabını alıp okumuşluğum yok. ama başlığını görünce ekşi'de yaptıkları alıntılara göz gezindirdim biraz. burdaki yorumları okudum. genel olarak kişisel gelişim kitapları konsepti üzerine toplumun genel kanısı ve tepkiler üzerine düşündüm.
birincisi, kişisel gelişim konseptine böyle nefret kusulmasını doğru bulmuyorum. aslında nefret kusanlar da konseptin kendisine değil, bunun umut tacirliği formu almasına ve insanların çok basit emekler karşılığında "gerçekten" "hayatını değiştirmesi", örneğin evrenin çekim yasasını(!) kullanarak milyoner olmaya kalkmasına kızıyorlar. kesinlikle haklılar. ama yine de bu tarz kitaplar üzerine böyle bir tepkinin oluşmasını açıklamıyor bu durum. neden yani? genel olarak hayat üzerine farklı bakışları merak eden ve bu kitapları "medet umarak" değil de "bu kitaptan maksimum nasıl fayda sağlarım" kafasıyla okuyan veya öyle okunması gerektiğini düşünen bir insan neden bu tarz kitaplara bu kadar tepkili olsun ki?
okuduğum alıntılara dayanarak osho'nun yazdıklarının çok da alakasız ve bilimdışı olduğunu düşünmüyorum. en azından anda olmak gibi bazı konseptler, zaten profesyonel psikiyatrlar tarafından bilinen şeyler.
mesela yine böyle "çöp" bir kişisel gelişimcinin bir kitabında kendini sevme egzersizi öneriliyordu. gece yattığınızda uyumadan hemen önce çok sevildiğinizi hissediyor, o hissi vücudunuza tanıtıyor, böylece daha çok sevgi çekiyordunuz. bunu bir arkadaşım söylediğinde güldüm geçtim. o sıradalar marsha linehan'ın (phd) geliştirdiği dialektik davranış terapisi üzerine 4 farklı doktora sahibi bilmemkaç yaşında psikiyatrın yazdığı bir kitabı okuyodum. o kitapta duygu regülasyonu başlığı altında aynı egzersizin benzer bir versiyonunu gördüm. doktorların o egzersizle ilgili en büyük uyarısı "yargılamadan bi deneyin" ve "zorlanırsanız çok normal, bu kitaptaki en zor egzersiz bu" idi.
yani, bana kalırsa osho gibi yazarların söylediklerinin ve verdikleri egzersizlerin eninde sonunda bir faydası var. ama, gerekçelendirmeleri (bioenerji, yok çekim yasası vs. gibi) yanlış ve en hafif tabirle cahil işi. o yüzden bu konuda derinliği olmayan insanlar, yazılanlar içindeki doğruları ve yanlışları seçmede zorlanıyor, bunu akıl süzgecinden geçiremiyor, sonuç olarak ya büyük bir tepkiyle karşılıyor ya da büyük bir inançla mürid haline geliyorlar.
halbuki bu tarz kitaplar doğru kullanıldığında psikiyatrların teorik kitaplarında olmadığı kadar çok ve spesifik vaka analizleri, örneklendirmeler vs. içerdiklerinden dolayı faydalı olabilir. örneğin, ben duygu üzerine psikiyatr elinden çok şey okudum, ama spesifik olarak kadın-erkek ilişkilerinde bunun uygulaması için gidip kişisel gelişim kitabı okumam ve bazı vaka analizlerine bakarak ordaki doğru yanlışları görmem gerekti. yani artık "gerçek aşkı çekmek için beklentisiz olun, çünkü evren ve çekim yasası" dendiğinde, onun alt metninin "beklenti kaygı ve stres yaratır, o yüzden mindful olarak insanlara yaklaşmalıyım" olduğunu çözümlüyorum. ya da "bilinçaltı mesaj yayar, terkedilme korkunuz varsa o mesajı yayar ve hep terk edilirsiniz" dendiğinde, aslında orda beynimdeki koşullanmaların duygu ve düşünceye çevrilerek, en sonunda benim farkında olmadığım ufak davranışlar haline geldiğini, bunun sonucunda örneğin terk edilmekten korkuyorsam ufak ufak kendimi geri çekerek güvene almaya çalıştığımı ya da insanlara tepkiyle ve sert yaklaşarak kendimden kaçırdığımı biliyorum. bunları çözmek için "bilinçaltı temizliği" olarak adlandırdıkları şeylerin meditasyon, özsevgi, özsaygı, özgüven, farkındalık, duygu farkındalığı ve yönetimi, davranış farkındalığı ve yönetimi, en çok da anda kalmak olduğunu da biliyorum.
akademik dilde yazılmış ciddi kitapların sorunu tam da bu. hayata dair çok az örnek var. onu tamamlamak için sırf bu amaca yönelik bazı "çöp" kişisel gelişimcileri de okumak ve o akademik bilgi birikimden güç alarak 3. bir perspektif geliştirmek gerekiyor.


cinsiyet: | kadın |
ten rengi: | buğday tenli |
cilt tipi: | karma |
göz rengi: | açık kahverengi |
saç kalınlığı: | ince telli |
kepekli saç: | evet |
yaş: | 31 |
cilt alt tonu: | warm |
alerjik cilt: | evet |
saç şekli: | düz |
saç tipi: | yağlı |
4. Seçimlerde sahtecilik, kaçak göç, bir bütün şehri zehirlemek gibi çeşit çeşit suçtan yargilanacakken kaçmaya çalışıp yakalanmış, amerika’yla anlaşarak ülkeyi terk etmiş bir anormal fikir önderi. Her şeyin fazlası zarar düsturunun ayaklı kanıtı gibi. Wild wild country belgeselini izlemeden kitaplarını alıp kendisinden sonra devam eden derneğine bir kuruş kazandırmayınız.

cinsiyet: | kadın |
ilginizi çekebilecek benzer başlıklar
sevgili okuyucu, süslü sözlük, yazarlarının çeşitli konular ve ürünler hakkındaki kişisel görüşlerinden oluşur, bu yüzden de her yazar kendi görüşünden sorumludur. girdilerde yer alan öneriler, hiçbir şekilde hekim tavsiyesi yerine geçmez. burada yer alan önerileri uygulaman sonucunda uğrayabileceğin herhangi bir zarardan sorumlu değiliz. lütfen sırf internette birileri yazmış diye yüzüne kedi çişi sürme (:
süslü sözlük iletişim: Süslü Bilişim Teknolojileri San. Tic. Ltd. Şti., Antalya, bilgi@suslusozluk.net