1.
Küçükken anneme fransadan şu Sıkma topu olan (gizlinot: adını bilmiyorum, cahilliğimi verin) tamamı kristal kaplı şişesi olan bir parfüm hediye gelmişti. Parfüm bitince nolur bana ver diye çok ağlamıştım, annem de içine bebe kolonyası koyup bana vermişti. Üniversiteyi kazanana kadar o şişe hep odamın baş köşesinde durdu, ben evden uzaklaşınca fırsattan istifade çöpü boyladı tabi. Bi kaç yıldır da sırf çöpe atmayayım diye parfümleri bitirmemeye başlamıştım, dibinde 2 sıkımlık kalınca artık o parfümü kullanmıyordum. Geçen bi baktım 10 taneden fazla şişe diplerinde birer- ikişer sıkım kalmış bi şekilde duruyor. Kızdım kendime iyice ÇÖPÇÜ oldun diye. Bu ara sürekli parfüm bitirip şişeleri büyük bir zevkle çöpe atıyorum. Parfüm şişeleri azalınca yenilere yer Açılıyor.
2.
Takıntı sebebi. Minnak bir koleksiyonum var. Her gördüğümde mutlu oluyorum. Gözlerimden kalpler fışkırıyor. Tercihen küçük şişeler tercih ediyorum. hem minimal şık duruyor hem de az yer kaplıyorlar. Atmayın kıyamam ben onlara.(gizlinot: Evet kafayı yedim)
3.
Koleksiyonunu yaptığım thing. 4-5 yık önce güzelim marc jacobs şişelerimi falan atmıştım nasıl salaksam. Geçen gün bi temizlik yapıp bazılarını attım yine ama iyi oldu çünkü çok saçma bi koleksiyon olmuştu . Şimdilik sayıları azaldı ama kalite ortaya çıktı djjddn
4.
iç çamaşırı çekmeceme ve kazak-tshirt çekmeceme koyuyorum. mis gibi kalan kokuyu da vermiş oluyorlar. özellikle bvlgari ve gucci tasarım olarak da süper. daha sade ama eklektik modeller için chanel şişeleri de kusursuz.
5.
ben çok seviyorum bu şişeleri özellikle paris hilton ve versace-crystal noir olanları. açılmamaları biraz kötü dolum aldığımda keşke bu minnoş şişelere doldursam diyorum bazen.