1.
Tayyip'i kısa süreliğine takibe alıp bırakması akıllarda soru işareti yaratıyor. Ee tabi adamın işi "hırsız" yakalamak, ben olsam kendimi diken üstünde hissederdim.
2.
Türkiye'de bır yıl boyunca neden 90 milyon kez (gizlinot: oha ) acil servise gidildigini merak eden modern çağ şövalyesi.
don't say allah yarattı.
3.
kendisine tr'den istediği bir şey olup olmadığını soran bir türk takipçisine, kebap sevdiğini ama sadece işini yaptığı için böyle bir teklifi kabul edemeyeceğini söyleyerek ilgili yerlere(!) selam çakmış modern zamanlar adalet kahramanı.
4.
reza zarrab'ın ''amerikan adaleti'' ile tanışacağını söylemiş savcı. nasıl oluyor da kimse adamın ''adalet'' değil de vurgulu bir şekilde ''amerikan adaleti'' kelimelerine takılmıyor, anlamış değilim. ''elbette amerikan adaleti ile tanışacağıdı, ya ne olacağıdı'' mı deniyor acaba? amerikan adaleti'nin evrensel bir adalet olmayıp yalnızca amerikan çıkarlarını koruduğu zaten bilinen bir şey. kıtaya ayak basan hacıların ''amerka kıtası tanrı tarafından medenileştirmemiz için tanrı tarafından bize bahşedildi'' diyen, ardından bunu tüm dünya olarak geliştirenlerin ülkesinden bahsediyoruz. reza zarrab'ın kısacası ''abd'nin arkasından iş çevirmek'' ile suçlandığı ise iddianamede yazıyor. olay kara para aklamak vs. değil, abd'nin arkasından iş çevirmek''. oysa ki iran ile aynı şekilde ticaret yapan israil temelli başka şirketler de var. aradaki fark israilli şirketlerin abd üslü olması ve paranın abd topraklarına girmesidir.
olayın aslı astarı meraklısı için şu linkte:
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/buyuk-resmin-kucuk-adami-sarraf
itiraf etmeliyim ki harika bir şovdu, sanki adalet yerine getiriliyormuşçasına pazarlandı olay. eee geçmişinde bir savaşı stüdyo ortamı kurup, çeken ve bunu gerçek savaş ortamında çekilmişçesine pazarlayan, stüdyo ortamında çekilen filme insanları inandıran ve onları galeyana getirebilen bir başkana sahip bir ülkeden bahsediyoruz. şov elbette abd'nin işidir.
yine meraklısına: o başkan benjamin franklin ve savaş da abd'nin ilk küba çıkarması. o dönemde elde çekilmiş hiçbir kayıt yok, benjamin franklin'in set ortamında çekip insanlara yutturduğu filmi hariç.