5.
tıpkı makyaj gibi, kendini ifade etmenin bir yolu renkli saçlar da.
saçlarımdaki beyazların fazlalığı nedeniyle 18 yaşımdan bu yana saçlarımı boyuyorum. önce kendi rengim olan koyu kahverengi ile başladım, ne de olsa maksat sdece beyazları kapatmaktı. sonra yavaş yavaş karteladaki kızılar dikkatimi çekmeye başladı. ton adlarını bilmiyorum ama en koyusundan en açığına kadar tüm kızılları kullandım son on yılda. arada çikolata kahveye dönüşlerim oldu ama kızıldan vazgeçemedim.
o kırmızının tonları ile ben içimde var olan "ben de buradayım! hayattayım" deme isteğimi yansıttığımı adım gibi biliyorum mesela. ama bir gün yetmedi bu bana. saçlarımın mavi veya yeşil olmasını çok istediğimi fark ettim.
mavi olmasını istedim; çünkü (link: https://www.google.com.tr/search?q=tardis+blue&client=firefox-a&hs=x4C&rls=org.mozilla:tr:official&tbm=isch&tbo=u&source=univ&sa=X&ei=qHT8UtehJ8PRywO3toHYDw&ved=0CC4QsAQ&biw=1440&bih=797 tardis blue) denen renge tapıyorum(ybkz: :swh) hem de tam bir mavi kafasındaydım; biraz melankolik, biraz güvenilir, çokça hüzünlü... insanlara bunu anlatmak istemiştim belki de. ya da yeşil olmalı diyordum; yaşadığım gönül yorgunluğunu dinlendirmeli, parmaklarımın arasında saçlarım kayarken bana hayat vermeli yeniden...
ama bunu en yakın arkadaşlarımdan birine söylediğimde "anime kızı mısın kızım sen? ne işin var maviyle falan. hem de bak sana ne söyleyeceğim; burda (istanbul) o kadar çok kilolu kızlar saçlarını maviye boyuyorlar ki... şişman oldukları için dikkat çekiyorlar zaten, bir de saçlar mavi olunca daha da fena oluyor" demişti. biraz düşüünce onun haklı olabileceğine karar verdim, cesaretim de kırıldı ve kırmızının başka tonlarına karar verdim.
tam da o sıralarda süslü ile tanıştım mesela. buradan yola çıkarak boyaların çeşitlerini, uygulamalarını markalarını falan öğrendim yavaş yavaş. sonra da chili red denen renge karar verip yaptırdım. ikinci yıkamada neon bir pembe-turuncu karışımına döndü renk. acayip de hoşuma gitti ne yalan söyleyim. tüm arkadaşlarım, annem, teyzem, kuzenim (hatta 2 aylık yeğenim) çok beğendiler, sokakta tanımayan kadınlar ve erkekler, özellikle de çocuklardan o kadar çok iltifat aldım ki... özgüvenim yerine geldi, gülüşüm tazelendi vs. (bir tek o bana rengni değiştirme diyene beğendiremedim kendimi: kadıköy'de yürürken "bak bütün herkes sana bakıyor, görüyorum ben "cık cık cık" diyorlar, hiç beğenmiyorlar..." dedi adam ya! aynı kişilerden bahsedip etmediğimizi hep merak etmişimdir; çünkü ben hiç bana bakıp da yüzünü buruşturan birini görmedim o gün sokaklarda.)
şimdilerde ise cherry red denen renkle devam ediyorum; çünkü iş yerinde o kadar açık renklerde saç için homurdanmalar çıkabilirdi. kaldı ki (link: http://jamaicanjeans.com/img/kartela.jpg cherry red) yüzünden bile amirimle üç aydır konuşmuyorum. saç rengimi beğenmemiş, beni tenkit almakla tehdit etti beyzade.
bu seneki senelik iznimde ise mutlaka turkuaz veya yeşil bir renk olacak bu saçlar. geçen sene cesaretim kırılmıştı ama, bu sene artık daha eminim kendimden. renkler plastik olabilir ama tenim de bu renk oyunlarını kaldıracak beyazlıkta olunca pek çekinmiyorum böyle değişiklikler yapmaktan açıkçası. kendine yakıştıran, genelin aksine bu renkleri taşıyabileceğini düşünen, en önemlisi de kendini bu renklerle ifade edebileceğine inanan herkes denemeli bence.