yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (15)
    • medya (0)

    1. kürk mantolu madonnayı ağlayarak bitirdim.İçimizdeki Şeytan nasıl bir etki uyandıracak bende bakalım.Dili ve betimlemeleri sizi sizden alabilir.

    17 nisan 2015 15:37 17 nisan 2015 15:37

    2. kendisi tam anlamıyla bir yazardır ve şairdir.kürk mantolu madonna,kuyucaklı yusuf ve içimizdeki şeytan romanları dışında değirmen,kağnı,yeni dünya,kamyon adıyla öykü kitapları vardır.kitapları içinde kısa kısa hikayeler barındırır.en ünlüsü hasanboğuldu hikayesidir.

    gerçekçi kurgusunun yanında şair olarak da çok başarılıdır.bugün hepimizin bildiği aldırma gönül,leylim ley,çocuklar gibi,kız kaçıran,benim meskenim dağlardır onun bestelenmiş şiirleridir.

    aziz nesin ile beraber zamanında markopaşa dergisini çıkarmışlardır bu nedenle defalarca tutuklanmıştır.

    çok hüzünlü bir adam olarak çok hüzünlü bir hayat yaşadı. bu kadar sevilmesine,okunmasına rağmen hala bir mezarı da yok. filiz ali'nin babasının hala gerçek mezarı yok.

    hakkı geç olsa da verildi.darısı değeri bilinmeyen,diğer edebiyatçılarımızın başına.

    18 nisan 2015 02:31 18 nisan 2015 02:31

    3. Benim de en çok sevdiğim yazar ve öyküleri, şiirleri beni inanılmaz şekilde dinlendiriyor. üzgünsem ya da sinirliysem meditasyon gibi geliyor bana. bazen öylesine bile en sevdiğim cümleleri nokta atışı bulur açıp okurum. Hayat hikayesi zaten inanılmaz hiç söz edesi gelmiyor insanın...

    Sinop tarihi ceza evine gittiğimde gezintim esnasında öyle bir şeye tanık oldum ki zaten değmeyin gitsin.

    Cezaevinin yetişkinler kısmında en üst katına geldiğimde baktım bir kuyruk insanlar gülümseyerek fotoğraf, selfi falan çekiniyorlar. önce anlamadım sonra aklım başıma geldi. Ali'nin bir zamanlar yattığı koğuş, içeride duvarda bir resmi, karyola, konsol var. ben gördüm bakakaldım. burada mı yaladı dedim deli dalgalar duvarları, seher yeli burada mı dağıttı vurdu seni, nasıl nefes aldın bu pis rutubetli yerde, uyudun uyandın düşündün düşündün yahu yazık değil miydi ömrüne, nasıl yaşadın burada ?

    Hoş hayatta değilsin de sanki değerin biliniyor. birçok kişi vardı burada, beş dakika önce acaba sorsam bir kitabını okumuşlar mıdır? çoğunun profilindeki fotoğraflarının objesisin, bırak görmediğin daha iyi...

    8 şubat 2016 23:23 8 şubat 2016 23:50


    4. Herkesin hayatında özel bir yazar vardır. Daha yakın gelir, kitabın sayfalarını çevirirken seni anlayan bir dostla konuşur gibi hafiflersin. Hiç görmemiş olduğun biriyle anlaşmanın büyüsüne kapılırsın. Böyle yoğun hissederim işte Sabahattin Ali okurken.

    Bu sebepten, hiç görmeden hayatım boyunca benimleymiş gibi hissettiren hayatımdaki en özel kişiye(gizlinot: ♡ ) verilebilecek kitapların yazarıdır sabahattin ali.

    Şiir gibi hikayelerin yazarı, hikaye gibi şiirlerin şairidir :)

    9 eylül 2016 22:45 9 eylül 2016 22:48

    5. aliye'ye yazdığı mektuplardan birinde yer alan şu cümleleri buraya bırakmak bile bendeki tanımı için yeterlidir: "Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz."

    9 eylül 2016 22:57

    6. hani kendisi şiirinde

    ''Dışarda deli dalgalar

    Gelip duvarları yalar

    Seni bu sesler oyalar

    Aldırma gönül aldırma''

    diyor ya, işte bu dizeleri yattığı sinop cezaevi'ni gezerken hatırladım ve en sevdiğim yazarlardan biri olan sabahattin ali'ye bir kere daha hayran oldum. karadeniz'in o hırçın dalgaları deniz kenarındaki hapishanenin duvarlarını döverken bir yanda o küçücük hücreler, rutubet, karanlık; bir yanda denizin kokusu ve dalgalar. özgürlük duygusuyla esaret iç içe geçmiş gibi.

    ayrıca ruhi betimlemeleri en iyi yapan yazarlardandır kanımca.

    9 eylül 2016 23:31

    7. kürk mantolu madonna adlı eseri ile kaç hipster'ın kahveli fotoğraf kadrajında yer aldı kim bilir, hey yavrum hey koskoca sabahattin ali'yi nerelere götürdünüz be

    9 eylül 2016 23:40


    8. Kürk Mantolu Madonna sayesinde tanıştık biz. İyiki tanıştık diyorum. Beni benden alan bir kitap, dünyanın bütün üzüntüsünden, hayatın stresinden koparıp yeni bir dünyada yaşatan .. Sonrada İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf , Sırça Köşk ... Bütün eserlerini okumak için can atıyorum. İlk Dost'u ziyaretimde hemen bir diğeri gelecek benimle. Keşke diyorum, keşke yaşasaydı da o mükemmel betimlemeleri yapan, o duygusal adamla tanışabilseydim ..

    İyiki tanıştık ve artık senin hayranınım, tanışmak başka bahara kaldıı ..

    15 aralık 2016 01:33

    9. Bugün tam tamına yüz on yaşına giren ölümsüz yazar. İyi ki doğmuş.

    25 şubat 2017 21:05

    10. romanı ayrı güzel, şiiri ayrı güzeldir..

    Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp

    Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,

    Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,

    Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.

    Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp

    Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

    Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,

    Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

    Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,

    Gözumde canlanırdı eşkiya masalları.

    Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle

    Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri

    Kafada çelik gibi fikirler dursa bile

    Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri

    Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,

    Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

    Öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar

    Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.

    Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar

    Sırtımı sıvazladı, bana oğüt savurdu.

    Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar

    En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

    Ruhum bir heykel gibi düşüp parcalanırdı.

    Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

    Öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda

    Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı

    Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda

    Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı

    Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,

    Parmağım istemedi tetiğini çekmeyi

    Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı

    Bir şeyler fakat beni yaşamaya bağlardı.

    Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam

    Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmustur,

    Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam

    Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur

    Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam

    Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

    Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,

    Gözyaşları içinde seneler yürür gider.

    Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,

    Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.

    Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman

    Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.

    Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman

    Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.

    Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.

    Ağaçlar sarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.

    Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:

    Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.

    Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı

    İçinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.

    Görünce gülme sakın çırpınıp aktıgımı

    Ilık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

    Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,

    Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.

    25 şubat 2017 21:53

    ilginizi çekebilecek benzer başlıklar