1.
Bazen bi heves bi ürün alıyoruz ve hiç beğenmeyip bi kenarda unutuyoruz. Bi zaman sonra ürünü kullanıp ya ben bunu niye kenara atmıştım durumu oluyor.
Benim için flormar flashy blushlardan 02 spoiler alert allık tam böyle oldu. Uzun zaman kenarda idi ancak birkaç zamandır elim sürekli bu allığa gidiyor. Rengi tam bir şeftali. Simli değil ama parlak. Çok homojen dağılıyor ve kesinlikle kalıcı. İyi ki elimden çıkarmamışım diyorum kullandıkça
2.
(gbkz: bobbi brown long wear gel eyeliner) espresso ink
başlığında yazmıştım. başlangıçta hiç sevmemiştim, silik soluk gelmişti. şimdi ise farklı fırça ve teknikle aldığım sonuçtan aşırı memnunum. yine de öyle keskin ve koyu bir görüntü değil; gayet doğal ve kendime aşırı yakıştırdığım ama silik soluk da durmayan bir sonuç elde ediyorum.
(bkz: shopping my stash)
18 mart 2018 11:59
18 mart 2018 12:00
3.
Flormar kamuflaj palet. ilk aldığımda yapısı çok ıslak gelmişti ve göz altlarımda doğru kullanamadığım için bir garip olmuştu göz altlarım, böyle beyaz beyaz. Sonradan doğru kullanımı öğrendim ve göz altı morluklarına elveda dedim. çok seviyorum, indirimde bi daha alıcam.
18 mart 2018 17:19
ed.20 mart 2018 06:11
4.
The balm'ın romantic adlı likit mat ruju. Yeni ruj arayışında rengini çok beğendiğim için aldığım, fakat daha sonra bende çok cırtlak bir pembe durduğu için elimin hiç gitmediği, verdiğim paraya acıdığım bir ruj olmuştu. Daha sonralar yine bir makyaj yapma telaşıyla gözüme çarptı, bir şans daha vereyim dedim. Bu sefer gözüme bir hoş geldi. Okula gittiğimde arkadaşımdanda bir iltifat alınca gözümde değeri birden atttı. Şimdilik kendisini severek kullanıyorum.
18 mart 2018 18:28
18 mart 2018 18:46
5.
Allıklar.
Neden aldığımı ya da nerden geldiğini bilmediğim, the balm-note-essence-farmasi markalarına ait olmak üzere, altı tane allığım var. Turuncu, şeftali, pembemsi renkler.
Yanaklarım fazlasıyla renkli olduğundan allıkları alıp bir kenara atmıştım. Kullanıp hevesimi alamadığım için de elden çıkartmaya kıyamıyordum.
Ancak son bir kaç aydır, allıkları far olarak kullanmayı çok sevdiğimi farkettim. Simsiz ve Pigmentasyon açısından çok kuvvetli olmadığından (göz makyajında elimi korkak alıştırdım nedense) özellikle katlanma bölgesinde güvenli bölgede kalmama yardımcı oluyor ve çok tatlı duruyor. Bazen tek başlarına, bazen birbirleriyle, bazen de diğer farlarla karıştırarak kullanıyorum.
Vesileyle kıymete binmiş oldular :)
6.
Yıllardır peeling yüzü görmemiş zaten yağlı şimdi sivilce çıkar diye nemlendirici sürmediğim cildimde tabii ki fondötenler “cakey” görüntüye sebep oluyordu. 1 haftalık bir bakımın ardından bile studio fixten fit me ye face and bodyden sheer glowa hiç beğenmediğim fondötenler vazgeçilmezim oldu
7.
eyeliner. çekmeyi öğrenince sevdim asdfgh. ayrıca başta beğenmeyip sonra allah taş yapar, nasıl beğenmemişim dediğim mac strobe cream. benim cildimde denediğim hiçbir drugstore ürün bu etkiyi yaratamadı, cilt altımda florasan lamba yanıyormuş gibi parıl parılım. kardeşim bir gün almıştı da çabbuk bırak onuu diye haykırmıştım, öyle de çok severim, o kadar para vermişim.
8.
The Balm-Frat boy. Öncesinde pembe durdu diye bir köşeye attığım allık saç rengimi değiştirdikten sonra her makyajda vazgeçilmezim oldu
9.
far ve allık. önceden hiç kullanmazdım. Farın yakışmadığını düşünürdüm,allık ise yanaklarımın fondöten sürdükten sonra da hafif kızarıklığı belli olduğu için sürmeye gerek duymazdım nedense. Ama sonradan ikisininde doğru uygulandığında daha hoş göründüğünü fark ettim ve şimdi kullanıyorum.
10.
(gbkz: mac whirl ruj)
başta pek sevememiştim ama son günlerde elimden düşmüyor. sıcak-soğuk tonlu her makyaja yakıştırıyorum..
yalnız bende dudak kalemsiz bir halta benzemiyor bu tip rujlar; velvet teddy, stone gibi.