1.
favori çalışma yerim hakkında yazmadan olmaz. bu kahvecinin bende yarattığı etkileri paylaşayım sizinle.
Kahve içmeyi çok seven birisi olarak özellikle üniversiteye hazırlık dönemimde o kadar çok kahve içtim ki kalp çarpıntılarım başladı. tabi kahve dediğim işlenmiş olan o granüllü kahveler. Her neyse işte çarpıntılar başlayınca ara verdik kahveye.
bir gün heves ettik arkadaşımla şu mekana gidelim diye. ama gözümüzde öyle elit bir mekan ki bir kahveye 50 lira ayırarak gitmişim neredeyse. Her neyse girdik içeri, başka kafelerde de içtiğim latte sipariş ettim ben, küçük boyundan. 'en küçüğünden' olsun dedim, kimse bana 'uuuf salak tall olucak o!' diye uyarmadı. Hazırlayıp verdiler, 6 lira mı neydi. Yani diğer kafelerde verdiğim paranın aynısı sayılır. Tek fark kağıt bardakta alıyorsunuz kahvenizi -ama isterseniz porselen de var- ve self servis.
İçtik kahveyi, harika! Diğer yerlerde içtiğime bin basar yani öyle diyeyim, gerçekten sevdim. ama asıl sevme nedenim kahvenin bende çarpıntı yapmamasıydı.
sonrasında freelance çalışmaya başlayınca arada evde sıkıldığımda gittiğim bir mekan oldu starbucks. normalde self servis mekanları sevmem ama çalışırken, o sıcacık kahvemi yudumlarken etrafta dolanan birilerinin olmaması çok iyi geliyor bana. Ve neden bilmiyorum ben burada çalışırken çok verimli çalışıyorum ve huzurlu oluyorum. artık daimi diyette olduğumdan tercihim yağsız latte, bir de soyalısını deneyeceğim. ama bir tavsiye vermek gerekirse kış aylarında çıkan zencefilli kahvesi -adını hatırlayamadım- tir tir titrerken bütün vücudumu ısıtmış ve başlamak üzere olan gribimi durdurmuştur. çok lezzetlidir, tavsiye ederim.
kahveleri ve mekanı bu kadar övdüm de hiç mi kötü yanı yok, var! Yiyeceklerini çok pahalı buluyorum ben. Lezzet/fiyat oranında sınıfta kalıyor benim için. ve neden bilmiyorum hangi ürününü yesem hafif bir mide bulantısı oluyor gecesine. gerçekten nedenini bilmiyorum, hangi şubesinde yediysem oluyor, hangi saatte yediysem oluyor.
tatlılarını da sevmem. özellikle cheesecake konusunda sınıfta kalmış bir mekandır benim için. cheesecake konusunda şu ana kadar tattıklarım içerisinde tchibo'nun üzerine tanımam zaten.
2.
kalori saymayanların mekanı. yazın pek tercih edilmese de (gizlinot: yazın kahve bayıyor ) kışın arkadaşlarla rahat koltuklarında rahatsız edilmeden (gizlinot: sakin şubelerinde tabi çankaya köroğlu caddesindeki gibi ) saatlerce muhabbetin dibine vurulan yerdir. türkçede aynı anlamlı kelime bulamadım ancak ''cozy'' bir mekandır bana göre ve populerliğini buna borçludur.
başka bir ''yerel'' kahvecide de aynı fiyata kahve alırsınız ve sürekli garsonla uğraşmak zorunda kalırsınız. hiç gerek yok.
29 ağustos 2014 01:31
29 ağustos 2014 01:32
3.
Başıma bir iş gelmeyecekse hiç sevmediğim Kahvelere sahip markadır. Bu Kahvelerden hiçbir tat alamayan bir ben miyim acaba.
4.
her hafta "benim meloş"la buluşup birbirimize hayatımızdaki olan biteni aktardığımız, kah gülmekten kırıldığımız, kah göz yaşlarımızı fışkırttığımız, evimizin salonuymuşcasına saatlerce oturduğumuz mekan. (gizlinot: sağolsun çocuklar bizi tanıdılar artık, hoşgeldiniz abla diyip hemen çayın sıcak suyunu koyuyorlar muglara.)
sadece yeşil çay içiyoruz, kahvelerini sevmedik.
5.
Sürekli fiyat-kalite ikilisiyle eleştirilen marka.
Amerikan aşığı falan asla değilim fakat ben bu kahvelere bayılıyorum. Bence kalitesi ve lezzetine göre de oldukça uygun fiyatlılar. Nasıl mı? Şöyle açıklayayım. Ben ankaralı olduğum için buraya göre konuşacağım. Bugün örneğin kızılayda bile herhangi bir kafede kahve içmek istediğimde önüme 5 6 liraya nescafe 3in1 kakalayabiliyorlarsa eğer ben starbucksa kocaman kahvelere verilen 9 10 liraya hiç acıyamam.
Ayrıca eğer evinizde filtre kahve makineniz varsa starbucks poşet kahveleriyle ve karamel şurubuyla çok da şahane caramel macchiato vb. yapabilirsiniz. Handmade starbucks
6.
bak allahın aşkına bir şeyini deneyeceksen salted caramel mocha'sını dene süslü kiz hanim kiz! mevsimsel bir içecek gitti mi gider. bu gidince de peppermint mocha'sını dene. nolur kız.
starbucks yaşadığım şehirde kurulduğundan her apartmanın altında bir şubeleri var. bugüne kadar mülakata mı girmedim, toplantıya mı girmedim, derse mi girmedim, ders mi çalışmadım, iş mi yapmadım burda. her günümüz burda. çünkü hayat bu şekilde. çok da severim. ama daha iyi kahveler yok mu? var, valla var. ama ben seviyorum içi şeker dolu bu salak saçma içecekleri.
vegan arkadaşlar için soya sütü var. keşke yakında badem ya da hindistan sütü seçenekleri de getirseler, hormon nedeniyle soya sütü tercih etmeyenler için. maasi yatirdigimiz marka.
24 eylül 2014 05:57
24 eylül 2014 09:05
7.
(gizlinot: benim için) starbucks = cinnamon dolce latte, kurutulmuş domates tulum peynirli çörek otlu poğaça, very berry muffin. başka da yemem içmem.
8.
inanılmaz kötü kahveler yapan kahvecimsi. (gizlinot: nero varken önünden geçmem) (gizlinot: canım nero)
9.
Cafe nero' nun kahvelerini daha çok sevmekle beraber nerdeyse adım başı bir starbucks olduğundan toplamda daha fazla gittiğim kahvecidir.
Türk kahvesi adı altında sattıkları tanımlanamayan, sulandırılmış zift benzeri içeceğin türk kahvesi olmadığını kendileri de kabullenmiş ama neden ısrarla sattıklarını anlamıyorum.
10.
starbuck diye bi inek çeşidi varmış ule. googleda arayayım dedim. starbakısa hiç gitmemiş biri olarak. hava bedava şiirinden yola çıkarak, googleda starbakısa girdim. (zaten anca googleden girerim). ama uzun süreli oturma olayı hoşuma gitti. diğer yerlerde, abla bi çay iç be ablam diyecekler resmen. (inekler hım. bişi mi demek istiyorlar. işte bunlar hep starbakıs.)