1. bazen uzun uzun yazmak istiyorum ama istediğim sadece derdimi bi arkadaşa anlatıyor gibi anlatmak (bkz: süslü sözlük itiraf) bunun için uygun bi yer değil bence çünkü aslında bi şey itiraf ettiğim yok sadece konuşmuş olmak için yazıyorum.(bkz: süslü sözlük günlük) de tam olarak istediğim başlık değil diye bu başlığı açmaya karar verdim. hem uzun uzun okumak istemeyen direkt bu başlığı engelleyebilir hem de derdini paylaşmak isteyen için daha uygun bi başlık olur gibi geliyor bana.
neyse benim derdim kendimle bundan iki yıl önce özgüvenimi alplerin tepesine çıkarmıştım evet bizzat ben çıkarmıştım.kendi kendime baya iyi hayatta kaldığımı düşünüyordum,kimseye ihtiyacım yoktu ve akıl almaz derecede mutluydum falan.yıllar yıllar sonrası için hayal kuruyordum.o kadar emindim ki o günlerin geleceğine.gitmek istediğim yerlerin,ölmeden okumak istediğim kitapların,yapmak istediğim şeylerin falan listesini çıkarıyordum.insanlara güveniyordum ve yarının bugünden güzel olacağını sanıyordum.şimdi diyeceksiniz ki sen mutlu değil aptalmışsın evet aptaldım.aptal olduğumu göremeyecek kadar da kördüm.
her şey yine acayip mutlu uyandığım kendime kahvaltı hazırladığım en sevdiğim dizinin yeni bölümü açtığım o pazar günü başladı.sandım ki şaka yapıyorlar, o kadar sinirlendim ki bunun üzerinden şaka olur mu 14 yaşında çocuk ölür mü?annemi aradım benimle konuşurken sesinde çiçekler açan annem ağlamaktan konuşamadı.telefonu kapattım ama az önce kesinleşen haberden kaçamadım ben 14 yaşında saçındaki bebek bukleleri bozulmamış kuzenimi bir daha göremeyecekmişim.artık bin yıl da yaşasam tüm dünyayı gezsem kimsenin bilmediği dillerde kitaplar okusam yine de onun sesini duyamayacakmışım artık.o gün hayatımda en çaresiz hissettiğim andı.sevdiğim insanlar varken kendini yenilmez görmek hiç kimse canını yakamaz sanmak saf aptallıkmış.yine de herkesten daha soğukkanlı kaldım.herkes beni çok güçlü sandı onların yanında durdum onlar omzumda ağlarken sessiz kadım diye.kendimi bile inandırdım iyi gidiyorum diye ama gitmiyormuşum bastırdığım ne kadar his varsa hepsi kat kat kat geri geldi bi süre sonra ve kontrolden çıktılar.
o günden sonra kimseyle bu konuyu konuşmadım.o günden beri iyi olmadım.o günden beri içten içe mutsuzum.o günden beri korkuyorum.sanki boşlukta süzülüyormuşum gibi beni tutan ipler kopmuş gibi hatta her şeyden öyle uzakmışım ki suç işlesem kimse beni yakalamaya gelmez ölsem kimse fark etmezmiş gibi sanki bi anda gözünmez olmuşum.aryanın olamadığı no one olmuşum.dünyayı keşfetmekten geçtim eve döndüğümde sevdiğim insanlar beni bekliyor olsun yeter.telefona cevap vermediklerinde kalbim duracak gibi olmasın yeter.her sarılmayı son sanıp karşımdakini nefessiz bırakmayayım artık.o günden beri daha önce tatmadığım acılar tadıyorum her seferinde nasıl olsa bi gün ölücem diye düşünerek teselli bulur hale geldim.yani o günden önce kalp kırılmasına,ihanete,kayıplara daha mı dirençliydim yoksa hepsi yeni mi başladı bilmiyorum.
iyileşen insanlar görüyorum. hatta bazen burada okuyorum hayatında bi şeyler düzelen,kötü günlerin geçip yeniden mutlu olduklarını söyleyen insanlar bana umut veriyor. kendime seviniyor gibi seviniyorum onlar adına. aşırı duygusalmışım gibi oldu bu yazı ama duygusal değilim artık neredeyse bi şey hissetmiyorum özlem,mutsuzluk ve umuttan başka.bugün değil yarın değil ama belki bi gün daha güzel bi gün olacak.