süslülerin linç edilme korkusu ile söyleyemedikleri

1. Bana göre aşırı gereksiz olan ve cahil oldukları her hallerinden belli olan youtuber tayfası ile ilgili eleştiri yazmaktan çekiniyorum.

Bir de dinle ilgili (muslumanlik) herhangi bir eleştiri yazıldığında cevap vermekten çekiniyorum çünkü birkaç kez kimseyi kırmadan saygılı bir şekilde yazmama rağmen baya bir kişi tarafından gereksiz eksilendim. Tirt.

2. Hnm in monkey in the jungle tshirtunu komik bulmuştum

ırkçı değilim misantropistim

3. 70 milyon tek yürek bu diziye bayılırken kolay kolay diyemiyorum ama "la casa de papel" beklentimin altında kaldı. Plan harika ama "oooo çok derin bir mesaj" diyemedim. Sürükleyici, güzel, ama Kesinlikle izlediğim en iyi dizi falan değildi.

Şunu demekten de bilhassa çekiniyorum (çünkü herkes çılgınca sevmiş, ağzım açık kaldı) ama Berlin'i sevmiyorum. Oynayan oyuncu harika bir iş çıkarmış ama narsist bir manyak olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sevmiyorum öyle karakterleri.

4. Son zamanlarda bazı girdileri ve soruları okurken ozan güven'in efsane atarını içimden sakince tekrar ediyorum.

salak salak sorular soruyosun ya?

ne kadar salak salak sorular soruyosun ya?

ya bi dakka abicim.

ya bi dakka bıraksana.

Bla Bla Bla

kaç yaşındasın sen?

bana yaşını söyle

hayır yaşını söyle bana

kaç yaşındasın sen?

hayır kaç yaşındasın sen?

kaç yaşındasın?

d.ly.r.kkk

5. karşımdaki insanın ciddi ciddi survivor ve recep ivedik izleyip güldüğünü öğrenince fikirlerini ciddiye alma yetimi kaybediyorum. (gizlinot: çok üzgünüm)

6. gerçekten linç edilme korkusu ile söyleyemediğimiz birşey varsa zaten buraya da yazamayız. eğer yazılmışsa linç edilme korkusu falan yoktur. zira bu başlık altına yazılan bazı girdiler pek de öyle linç edilecek şeyler değil bence.

böyle bir giriş yaptığım için linç edilme korkusu ile söyleyemediğim birşey paylaşmayacağım elbette. linç edileceğimi göze alarak yazıcam. mesela bir konuda aşırı duyar kasılmasından i-na-nıl-maz rahatsız oluyorum. ama bir konuya karşı duyarlı olmaktan, duyarlı yaklaşmaktan bahsetmiyorum. "duyar kasmak"tan bahsediyorum. yani çevresindeki hiç kimse hassas davranmıyormuş da, kafasındaki iyilik halkası ile bi kendisi düşünceli yaklaşıyormuş gibi bi konuya karşı yapmacıklık terecesinde aşırı histerik yaklaşanlardan bahsediyorum. böyle ara sıra mantar gibi bitiveriyorlar.

7. sanırım başlık "süslülerin gerçek hayatta linç edilme korkusu ile söyleyemedikleri" olarak değişmeli zira demin de dediğim gibi bu başlık altında paylaşabiliyorsak zaten burda linç edilmeyi göze almışızdır.

o yüzden burda "linç edileceğimi göze alarak" söyleyeceğim bir şey daha var. sevgili (yazar: arcodeiris) in girdisinden aklıma geldi benim de.

gerçek hayatta ben de dinlere inanmadığımı her ortamda söyleyemiyorum. yani söyleyebildiğim yerler tabi ki var ama aşırı muhafazakar kişilerin bulunduğu ortamlarda söyleyemiyorum mesela. zira hoşgörü dedikleri şey aslında yok. ve işin garip tarafı şu ki kendilerinin yüzyıllar önce gerçekleştiği söylenen mucizelere, onları hiç görmemiş yaşamamış olmalarına rağmen inanmaları normalken sizin inanmıyor olmanız onlara çok acayip geliyor. "nasıl yani?" oluyorlar. "nasıl olur böyle birşey?" falan. çok acayip. bi de inanmayan kişi neden günah işlemiş oluyor mesela? ben gerçek olduğuna emin olduğum bir şeyi inkar etmiyorum ki, olduğuna inanamıyorum zaten. aklım, fikrim almıyor. bu nasıl günah oluyor?

8. cinsiyetçi küfür etmemiş olmama rağmen girdilerim bi iki defa kabine yollandı. birkaç defa da siz bir kadınsınız küfür hiç yakışmadı tarzı mesajlar aldım. hatta ağır söylemlere şahit oldum. kimse kusura bakmasın, küfrün cinsiyeti, yakışıp yakışmaması yok. istediğiniz kadar linç edin sevgili york düşesleri, siz pembe simli sıçabilirsiniz, ben asla!

9. galiba bana aydınlatıcı furyasından bıkkınlık geldi. sağlıklı görüntü verip çook hafif ışıldayan (daha doğrusu yansıyan) aydınlatıcıları ben de çok seviyorum. ama bazen öyle aydınlatıcılı fotoğraflar görüyorum ki, elmacık kemiğine şerit halinde bembeyaz veya sapsarı sim sürülmüş gibi. "higlighter on fleek" akımı bitse de şu yapay görüntüleri görmesek artık diyorum. (link: https://goo.gl/images/frbBU4 bahsettiğim görüntü için tık)

10. HIMYM da en nefret ettiğim karakter robin. ted ve barney'in hayatını mahvetti resmen. ayrıca koca bir sezon kendisinin barney ile düğününe ayrıldı -ki gerçekten korkunç bir sezondu - ve sonunda ayrıldılar . güzelim hikaye de kendisinde son buldu.