süslülerin linç edilme korkusu ile söyleyemedikleri

1028. bu son zamanlarda kendini sev, kendini ön plana al, enerjini koru vs. gibi "kişisel gelişim" zırva cümlelerinden o kadar gına geldi ki anlatamam. bence insan ilişkilerini önemli oranda zedeliyor. 

ben de kişisel gelişime baya sarmıştım. benim için iyi olmuştu orası ayrı çünkü ben kendimle hiç ilgilenmemiştim bu zamana kadar, bu içsel yolculuğa çok ihtiyacım vardı. ama bir noktada -buraya kendimi de dahil ediyorum- insanların bunu yanlış anladığını düşünüyorum. insanlarla bir şey konuşmak istiyorsun "şu an enerjim buna müsait değil." beraber şöyle bir şey yapalım mı diyorsun "yok orası bana iyi gelmez." "bugün bedenimin ve ruhumun sesini dinlemeliyim." bunlar bir noktada insanı bence toksik bir bencilliğe itiyor. hele manifest konusunda hiçbir şey yapmadan etmeden birçok şeyin kendine geleceğine inanan bir kesim var, burası zaten apayrı bir konu belki onunla ilgili de bi entry yazarım. ama artık insanların bu yapmak istemedikleri şeyler için buldukları bu "manevi" bahaneler bana çok komik geliyor. peki ben kendimde bunu nasıl fark ettim? bu düşüncelerin beni iyice tembelleştirdiğini gördüm. önceden hayalleri hırsları olan ve bunlar için çabalayan biriydim. şimdi baya her şeyi salmış olduğumu, bir şeyleri yapmak istemediğimi, istemediğim için böyle antin kuntin sebepler ürettiğimi fark ettim. biraz boomer görüneceğim belki ama önceden kişisel gelişim mi vardı ya? ha bana derseniz sen belki sınırı tutturamamışsın ama yok etrafımdaki insanlar da böyle bi "zorunda değilim" kafasına girdi. bu iş de sosyal medyanın elinde oyuncak oldu bence aklı olan kendini kurtarsın. ayrıca ben bir insanın da sürekli kendisiyle ve psikolojisiyle ilgilenmesini de hiç sağlıklı bulmuyorum. bir yıl önce kötü bir şey yaşadım ve psikolojik olarak kendimi iyileştirmek istedim. bu süreçte bir sürü kitap okudum video izledim, bunlar beni sıfırdan bir yere getirdi kabul ama içime daldıkça daldım ve en son kafayı yiyecek noktaya geldim, daha fazlasını okumalıyım, izlemeliyim şunu da çözmeliyim. insanoğlunun içinde büyük bir kontrol etme arzusu var, egonun en büyük yansıması bu. bu sebeple zaten insanlar teslimiyetten, gerçek hayattan uzaklaşıp bu tür dünyalara yöneldiler. manifestlerle çekim yasasıyla bir şeyler olursa bunları kendileri yapmış olacak çünkü, veya enerjimi koruyorum zırvalığı altında yapılması gereken şeyleri bile yapmamaya bahane bularak da yine kendi hayatlarını kontrol ettiklerini düşünüyorlar: enerjiye de inanıyorum, enerjiyi düşüren yerlerde bulunmamaya, o insanlarla buluşmamaya ama bunun fazlası artık çok toksik geliyor.

1027. 36 bedenden yukarı kadınların balık abiye giymemesi gerekiyor. dolap'tan abiye bakiyorum 38 ve 40 beden abiye giymiş ablalarin göt-göbek fırlamış. kiminin sırt etleri boğum bogum belli oluyor. helen tarz abiye alsalar hepsi gizlenecek halbuki

1026. Oversize blazerlar çok komik görünüyor umarim bir an önce modası biter. Özellikle de yaşı 18-22 arası olup alakasız yerlere oversize blazer içine minik crop altta yine saçma bir şeylerle kombinler yapanlar sanki baba cosplayi yapıyor gibiler. Cafe'ye veya gece kulübüne o dev blazerlar ile gidilmesi de bence çok abes duruyor. Mathilda Djerf yasaklansın lütfen.

1025. Airfrey diye bir kelime yok, doğrusu airfryer. Airfrey denildiğini Duyunca içimden gıcık oluyorum.

1024. Bir kadının cinsel özgürlüğünü onay inşaası olarak kabul etmek kadını aşağılamaktır.

1023. Bu aralar kolektif bir şekilde herkesin hücum ettiği beyaz keten pantolonlar iğrenç gözüküyor kadında da erkekte de. Çok özür dilerim ama bollaşmış beyaz donla denize giren dayıları anımsatıyor. Yapmayın :( 

1022. Ya bu dışarda kulaklık kullanmayi bilmeyenlerin soyu ne zaman tükenir tahmini

1021. gece yürüyorum arabaya doğru, bir yandan da telefonla konuşuyorum, o arada bir adamın da küfür kıyamet bağırmasını duydum. önce bi anlayamadım sonra baktım sesin geldiği tarafa, tam o an bağırığ çağıran adam patlattı yanındaki kızın suratına. yaşlıca bir kadın müdahale etti, adamı uzaklaştırdı, o arada ben de gittim yanlarına, kızı çektik, gencecik de kız 20'lerinin başında. herif ilerden gel lan buraya diye bağırıyor, kız tutturdu gitmem lazım aileme anlatır. neyse kadın bir şekilde adamı gönderdi, ben de kıza laf anlatmaya çalışıyorum bak polisi çağıralım sen bir anlat, ben gözümle gördüm şahitlik de yaparım, sonra istemiyorsan yine şikayetinden vazgeçersin. illa görüşeceksen yine görüş ama yarın görüş, şimdi gitme. yok abi kız allem etti kallem etti, gitti yine adamın peşinden. kadınla kaldık baş başa, kızım yaşında tüh falan diyor, dedim ablacım biz yapacağımızı yaptık, bundan sonrası onun kararı.

yani bunu ortalık yerde söyleyemiyorsun mağdur suçluyor oluyorsun ama işin gerçeği kabul çok psikopat adam var ama bile bile lades diyen de çok kadın var. sen sana bir kere vuran adamın peşinden yine gidiyorsan o tokat ikinci kere de gelir, beşinci kere de gelir çünkü bu adam birincide başına bir şey gelmediğini gördüğünde ikincide de gelmeyeceğini artık bilir. bu aptallığa çok kızıyorum ya.

1020. gercekten masum ve korunmaya ihtiyaci olan siginmacilar icin gercekten uzuluyorum. cevmrede bu sekilde cok fazla insan vardi. esi savasta olmus ve 4 cocuguyla turkiyeye kacip bir sekilde bulunduugm sehirde hayata tutunmus ve durustce calismaktan baska bir sey yapmamis bir suru insan da vardi. bu dedigim 2016-2017 yillarindaydi daha cok. sonradan profil degisti sanirim. en azindan once afganlarin girisini durdurmalilar. suriyeliler onlardan daha masum geliyor.

1019. kimseyi tip olarak beğenmiyorum. ölüp bittiğim bakmaya doyamadığım biri yok. o yüzden çirkin bir adamla bir ilişki yaşamam çok waovvv bir durum değil.

1018. Uçuk somon-şeftali tonlarıyla yapılan plaza makyajları bir yerden sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Annesinin kırmızı rujunu dudaklarıyla yanaklarına boca eden acemi ergen makyajı canlı gösterirdi hiç değilse, bir de göz içine siyah kalem çekip pandaya dönüp simsiyah giyindik mi mis. Bileğe de uzun deri iplikleri dolayalım, oh. 2000'ler papucumun rockçısı kombini.

1017. twitterdaki şu kocanla yapacaksın, giyip kocana kıvıracaksın vb zırvalıklarının azgınlık saklama çabası yüzünden olduğunu düşünüyorum. o şeyleri kocanla yapacak olman senin azgınlığını zaten temize çıkarmaz ki bu insanların zihniyetinde. özellikle biz açık kapalı kızlarız akımı (!)...

türkiye fakirleştikçe herkes birbirine sarmaya başladı cidden, ay bacım sana ne ya sana ne

1016. bir suredir sacimda sadece yuksek puanli ve pahali urunleri kullaniyorum ve 3 ayda sacim tamamen degisti.

1015. alttaki süslüye katılıyorum kontür suratta berbat duruyor Max kamerada güzel. hayatım boyunca kontür yapmadım sırf arkadaşlarım yapıyor diye aldım soğuk tonlu kontür öylece duruyor çünkü suratımda buradayım diye bağırıyor ayrıca zaten yüz hatları belirginse daha da kötü gösteriyor.

1014. Beyaz tenlilere kontür yakıştırmıyorum. Esmerlere boyut kazandırmada işe yarıyor evet ama beyaz tenlilerin cildinde kirli bir görüntü oluşturuyor bence. Hafif bir bronzer çok daha fresh bir seçenek olabilir. Ayrıca yıl olmuş 2024 cleangirller havada uçuşurken hala bu sıcakta ful kontürlü makyaj görüyorum dışarıda. Özel günde kullanırsın tamam ama günlük makyaj için çok ağır buluyorum.

1013. Bekaret öyle alınan, verilen, kaybedilen, bulunan bir şey değildir.

1012. Hakan günday ve murat uyurkulak bence safi solcu errrrkek yazarlar. Lisedeyken hakan gündayı çok severdim ama yeni bi hikaye kitabını okuyorum full cool aforizma oğlan hikayesi, murat uyurkulak da keza aynı şekilde.

Daraldım.

1011. İnce bacaklı erkekleri hiç beğenmiyorum. Kaslı, kalın bacaklı, uzun boylu erkekleri görünce böyle hafiften heyecan gibi bir his hissediyorum. Öyle zamanlarda erkeklerin, çok güzel vücuda sahip bir kadın gördüklerinde ne hissettiklerini anlıyorum. Erkekler ya zayıflar ya kilolular. Spor yapanların çoğu sadece üst vücudu çalıştırıyor. Haliyle bahsettiğim gibi bir erkeği normalde görmem zor oluyor. Üzücü.

1010. akşamın bu saatinde suriyeli kadının kafamın üstünde kilimini çırpmasından, semtimde artan suriyeli nüfusundan, bakışlarıyla taciz eden iğrenç insanlardan, kafam dağılsın diye gittiğim kurstaki yaşlı ve cahil kadınların sen niye buradasın minvalinde sen okumadın mı kızım sorularından, arkamdan zayıflığımla ilgili konuşmalarından ve onların çok övdükleri çocuklarından, sadece kendi dertleri olduğunu sanan ve sizin sıranız geldiğinde sizi dinlemeyen arkadaşlardan, zıttırıboz üniversitesinden mezun olup insana değeri bırak bi cevap vermeyi çok gören yüzde 90'ının gerizekalı olduğunu düşündüğüm insan kaynaklarından, sürekli gördüğüm çocuk istismarı haberlerinden, hala bitirmede bi şey öğretmedikleri halde arkadaşımı ağlatan öğretmek yerine işkenceyi tercih eden öğretim görevlilerinden, sürekli bana torpil ile işe girmem için torpil güzelleyen insanlardan, son yıllarda yaşadığımız apartmanın yeni sakinlerinden birinin 2 yaşındaki çocuğa zile bastı diye seni döverim diye bağırmasından, siyasetçilerin kaypaklığından, okumamış kesimin işsiz diyerek bizim okumamızla alay edip kendilerini arşa çıkaracak hakkı kendinde bulmasından, gördüğüm en zeki insanın hakettiğinin çok çok altında bir yerde çalışmaya başlamasından, doğum günümde bile beni ağlatan ve annemin özgürlüğünün karşısındaki babamdan, annemin bağırarak telefonla konuşmasından, yüksek sesle müzik dinleyen komşulardan, fakirliğimi daha da derinden hissetmekten. sınırlarımın ihlal edildiği aile evimden, çok yoruldum be sözlük.

1009. oturup televizyondaki saçma sapan türk dizilerini saatlerce nasıl izliyorsunuz? ben maruz kalınca beynim küçülüyormuş gibi hissediyorum. açıp izlenebilecek çok daha güzel diziler varken neden her bölüm zorlama kaos olaylarıyla dolu, kimi eli kimin cebinde belli olmayan ve benim için en kötüsü aşırı yavaş akan bu dizileri tercih ediyorsunuz? izleyenleri aşağılamak değil amacım ama gerçekten anlamıyorum.