1. öncelikle (gbkz: süslülerin stil ve güzellik ikonları) diye bir başlık olduğunun farkındayım fakat bunun ayrı bir kategoride değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. az sonra sayacaklarımdan stil anlamında alakam olmayanlar var, veya o amaçla yapsam farklı bir liste yapardım ama bu muhterem hanfendilerin özellikle makyaj detayları beni büyülüyor, kendi makyaj tarzımı derinden etkiliyor. şimdi hazırsanız benim yazdığım 825 sayfalık makyaj ikonlarım destanına geçiyoruz.
öncelikle, yeni nesil:
(gbkz: anne hathaway) - zaman zaman benzetildiğim bir kadın, saçlarının benimkinden daha koyu olması dışında renk tonlarımız da (alt tonlar dahil) çok benziyor. makyaj anlayışlarımız da son derece tutuyor. renkleriyle oynanmamış duru ve doğal cilt, warm berry tonlarında şeffaf lipstain'ler ve mlbb tandanslı hafif rujlar, mümkün olduğunca doğal şekilde belirginleştirilmiş gözler, vurgulu ama doğal duran kaşlar. buna ek olarak bazen de dudakta yoğun kırmızıları patlatıyor. bir de en çok hoşuma giden kısmı; princess diaries'le ünlenmeye başladığından beri yani 15 seneden fazladır anne'in makyajı trendlerden bağımsız, yüzüne yakışan renk ve tekniklerle, neredeyse değişiklik göstermeden yapılıyor.
(gbkz: liv tyler) - kendisiyle zerre alakamız yok, bu kadar benzemeyebilirdik. dolayısıyla sen manyak mısın neden liv tyler'ın makyajlarını kopyalıyorsun deseniz haklı olursunuz ama benim bugünkü güzellik anlayışımdan büyük oranda liv abla sorumludur be, o kadarı da hakkımız olsun. çocukluk/ergenlik döneminden beri hastasıyım, "obsesife 2 kala" seviyesinde takip ediyorum. imza görünümü anne hathaway'le epey benziyor, en önemli fark alt tonları farklı olduğu için (gizlinot: anne sarı, liv bariz pembe alt tonlu) farklı renkler kullanmaları. liv'in imza makyajını tarif etmek gerekirse; duru cilt, "kızarmış gibi görünen" şeffaf koyu pembe/kırmızılarla belirginleştirilmiş dudak ve yanaklar, gözlerde yumuşak bir belirginleştirme ve masmavi gözlerini iyice ortaya çıkaran bakır tonları ve kahverengiler derim. mesela zamanının büyük trendi berry stained lips olayını ilk kullanan popüler eden de liv tyler'dır, hatta clinique almost lipstick black honey onun yüzüklerin efendisi ruju olması vesilesiyle efsaneleşmişti. maalesef editoryal makyajlar dışında çok fazla da modası kalmadı bu görünümün hatta liv bile pek kullanmıyor artık ama benim kalbimde ve makyaj çantamda yaşıyor. zaten 20'li yaşlarındaki halinin dünyaya gelip gelebilecek en güzel kadın olduğuna inanıyorum. son senelerde kendini trendlere kaptırıp sık kullandığı yoğu mavi/gri smokey'leri, açık pembe ve nude rujları falan hiç beğenmiyorum ve liv'i olduğundan çok yaşlı ve uzun yüzlü gösterdiğini düşünüyorum. bir de yine bu aralar dudaklarında çok gördüğümüz turuncu bazlı domates kırmızısı (gizlinot: kullandığı belli bir ruj var, markası topshop ve alexa chung tavsiye etmiş) da favorim değil, bence liv tam bir soğuk kırmızı/bordo insanı.
bu arada ropörtajlarından anlıyorsunuz ki kozmetik işini acayip derecede biliyor ve seviyor. zaten sağlam bir show business ailesinden geldiği için (gizlinot: anne model, groupie ve müzisyen)(gizlinot: baba rockstar) (gizlinot: üvey baba bir diğer rockstar )(gizlinot: bütün çevre oyuncu, müzisyen, model, showgirl vs ne ararsan) bu konuların hep içinde olmuş, zaten 13 yaşından beri de modellik yapıyor, 10 sene kadar da givenchy'nin yüzüydü dolayısıyla izin verelim de bilsin kadıncağız.
(gbkz: sienna miller) - bir dönemin ikonik güzellerinden bu da. ışıl ışıl cildini, nasıl makyaj yaparsa veya saçını nasıl yaparsa yapsın derli toplu gözükmemesini, hafif dağınık, "kendiliğinden böyle" havasını yakalayabilmesini çok seviyorum. hatta bir aralar saç fırçası olmadığını söylemişti. her saç/makyaj stilini kendine güzel uyarlıyor ve kendine özgü bir şekilde kullanıyor, "raftan aldım giydim şekerim" gibi olmuyor. müthiş bir ten rengi var, böyle altın altın parıldıyor. solaryum veya otobronzan eseri gibi değil, çok gerçek duruyor, zaten sienna'nın güneş altında zaman geçirmeyi seven bir insan olduğunu biliyoruz. gerçi bunun olumsuz etkilerini şimdiden göz çevresinde görmeye başlıyoruz ama zararı yok, kırışıklıkları da kendisine yakıştırmayı bilecektir siennam güneş saçlım bal tenlim. 2000'ler ortasındaki popülaritesi, stil ikonu ünvanı şimdilerde yok ama bence hem güzellik, hem de moda anlamında çok daha başarılı seçimler yapıyor şu anda.
(gbkz: stoya) - kendisi bir porno yıldızı ama gerek meslektaşlarına uymayan "gerçek" görünümü ve su gibi duru güzelliğiyle, gerek feminist söylemleri ve kaleminin kuvvetiyle son yıllarda son derece mainstream şekilde tanınır oldu ve bu işlerle hiç alakası olmayan kitleler de bağrına bastı stoya'yı. öncelikle çok doğal, az uğraşılmış ama fetiş etkisi yaratan bir görünümü var. bunun nedeni de aşırı teninin aşırı aşırı beyaz olması. ne sürülse jilet gibi keskin bir görünüm yaratıyor, stoya da bunu çok başarılı kullanıyor. öncelikle kat kat iğrenç pornstar makyalarının aksine stoya bembeyaz ve şeffaf tenine hiçbir şey sürdürmüyor, olduğu gibi bırakıyor ve bu fetiş görünümün bazı böyle oluşuyor. şeffaf ama koyu renkli gloss'lar, göz üstüne incecik bir eyeliner, göz altında yoğun fiziksel aktivite(ybkz: swh) sonrası hafif bulaşmış görünümü veren dağıtılmış hafif kalemler, azıcık kullanılmasına rağmen menekşe gözlerini neredeyse acıtıcı derecede ön plana çıkaran bakır rengi farlar... ince alınmış kaşlarını bile bu tarz çerçevesinde beğeniyorum ki normalde kimseye yakıştırmam. bir de en önemlisi, o "seviştim de geldim" yanak rengini stoya kadar başarılı kullanan yoktur.
(gbkz: nicole kidman) - krema gibi cildinin o mükemmel altın ışıltısı, strawberry blonde'la küllü açık sarı arasında gidip gelen ama mutlaka çok yakışan saç rengi, buz gibi bakışları, makyajda kullandığı o harika şeftali/şampanya renk paleti... ah nicole ah, kategoriler üstüsün. estetik iddialarını "valla yeminlen sadece bir kere botoks yaptırdım pişman oldum ıyyyyyy iğrenç bişey asla yani estetik falan bana ters" diye reddetse de kendisinin filmlerini uzun zamandır sıkı takip eden biri olarak epey tornadan geçmediğini söylemem imkansız, alnının milim oynamadığı dönemler oluyor. büyük estetiklerdense bir sürü ufak geçici/yarı-kalıcı müdahale olduğunu düşünüyorum kendisinde. fakat estetiklerine bile bayılıyorum, o insanüstü havayı başarılı veriyorlar. tabi ki nicole hem oyunculuk, hem de şekil şemal olarak doğuştan zaten çok üstün özelliklere sahip bir kadın; adeta bir melaike. ama ona 1 verildiyse 5 koydu. amerika kariyerine tom cruise'un sabah şekeri olarak başlayıp, neslinin en önemli oyuncularından biri haline geldi. o zamanlar uzun ince, sarışın, kaliteli bir kemik yapısına sahip ama benzeri çok olan tatlı bir kızken şimdi adeta zamanı durduran, kopyalanamaz bir görünümü; orijinal fiziksel özelliklerini daha da öne çıkaran, başkasına yakışmayacak harika oturaklı bir tarzı ve eşsiz bir karizması var. tabi kendisi gibi enfes "buz sarışınları" showbiz tarihinde yok değildir ama nicole buna bir tutam baharat ekledi ve tarifi mükemmelleştirdi desek yanlış olmaz.
eskiler/eli öpülesi muhterem büyüklerimiz:
(gbkz: lauren bacall) - saçlarımı yıllardır her allahın günü sağa düşecek şekilde yandan ayırıp, açık kumral orta boy lob kesimle retro hollywood dalgaları vererek kullanıyorsam sorumlusu bu kadındır. zaten saç modelini kendime yakıştırmamın asıl nedeni yüz şekillerimizin birbirine çok yakın olması; bu yüzden kendisi gibi belirgin yanaklı, bol elmacık kemikli bir insan olarak makyaj tarzından da sık sık cyararlanıyorum. tabi tam tutturmak için karizmasından da bir doz lazım, o da bizde yok be krdşm.
(gbkz: audrey hepburn) - 8 yaşından beri büyük bir audrey hepburn hayranıyım, 17 yaşında makyaja başladığım andan beri de ondan sık sık ilham alıyorum. "duru cilt, pembemsi nude dudaklar (gizlinot: daha erken dönemlerinde kiremit ruj kullanır ama 60'lara doğru tamamen nude'lara geçer )(gizlinot: asıl ikonik dönemi de 60'lardır), azıcık far ve belirgin bir eyeliner'la yaratılmış ceylan gözler, ve son olarak başrolde kalın, bakımlı kaşlar" şeklindeki audrey look'a dönem dönem sararım mutlaka. onun kadar büyük bir asalete ve hayranlık uyandırıcı bir kemik yapısına sahip olmak pek mümkün olmadığından kimseye audrey hepburn kadar yakışmasa da her yüz yapısından kadına çok yakışan, asalet katan ve makyaj portfolyomuza audrey'nin kazandırdığı bir görünüm bu. zaten benim kalın ve belirgin kaşlara olan bitmeyen aşkım da kendisinden gelmektedir (gizlinot: naturamın açık ve ince kaşlı olması üzücü tabi, gittim boyattım pişman değilim) (gizlinot: gerçi audrey de aslen kaşsız bir hollanda kızıydı, o güzel kaşları tamamen makyaj). hey gidinin pembe ege kedisi, milletin bırak kaşı doldurmayı makyaj sonunda şöyle bir taramaktan aciz olduğu zamanlarda biz her gün kalemle farla kaş doldururduk teey tey.
(gbkz: charlotte rampling) - 1950'ler için lauren bacall neyse 1970'ler için de charlotte teyze odur bence. hem çok ingilizdir, hem de o güzelim şişkin egzotik gözleriyle tipik "english rose"lardan ayrılır. göz dibine çekilmiş incecik kalem, her daim güneşten hafif pembeleşmiş bir ten (gizlinot: ceremesini şimdi çekiyor gerçi ), saklanmayan çiller, monolid durumunu saklamaya değil belirginleştirmeye yönelik bir göz makyajı, üstüyle altı karışmış gibi duran o güzelim dudaklarına kondurduğu hafif kiremit rujlar...kesinlikle sinema tarihinin en güzel kadınlarından biri ve bunun önemli sebeplerinden biri kendini tanıyıp, olduğu gibi sevmesi ve katiyen değiştirmeye çalışmaması(gizlinot: biz tanıyıp olduğumuz gibi sevsek o kadar güzel olmayız tabi, üzgünüm).
şu anki haline de hastayım. aslında güzel yaşlanma olarak medya tarafından pompalanan "bombastik babaanne" profiline zerre uymuyor, mesela yaşından genç falan gözükmüyor; hele ki hollywood standartlarında hiç. saçları da tam "koleston 6.1'le boyadım, beyazları tam tutmadı ama boşver oldu bence" rengi. ama ne zaman baksam hayatını yaşamış, iyi yaşlanmış, mutlu, kendini seven, güzeller güzeli bir kadın görüyorum onda. gözkapaklarının düşmesi o kadar tatlı bir hava katıyor ki ona. benzer bir göz ve göz kapağı yapısı sebebiyle benimki de ileri yaşlarda kesin düşecek o yüzden daha bir sevmeye çalışıyorum skdfghjdfg.
pembe ege kedisi
nannu
benihime
redlips
fantazmagorya
guls4h
karaca
ahbelinda