1.
arabayı alalı neredeyse bir buçuk sene oldu, çarpışan arabalara çevirdim yeminle >.<
dün de alışveriş merkezinden çıkarken sol arka tekerin tozluğunu tuğla kolanlara geçirdim >.<
borcu bitene kadar acemiliği atsam da yenilediğimde kazasız belasız kullansam bari!
2.
of bunu yazmazsam olmaz. o kadar çok kişi biliyor ki bu anımı ifşa olmam inşş (gizlinot: swh)
önceki iş yerimde ayağımda bir karışlık topuklu ayakkabı kantine girdim yemek alıcam. girişte de su birikintisine basmışım farkında değilim. kantine bir özgüvenle girmişim ki sormayın. (gizlinot: sen misin kendini güzel hisseden) benim ayaklar birbirine dolan, etrafta kaç masa varsa çarp, bacaklarım ve üst bedenim doksan derecelik açı oluşturacak iki doğru şeklinde koşarak kantinde bacak bacak üzerine atmış, arkadaşlarıyla sakin sakin oturmakta olan bir müdürün kalçasına kafa at. adam neye uğradığını şaşırdı önce. sonra beni kollarımdan tutup kaldırmaya çalışıyor, ben kafamı kaldırıp tepki bile veremiyorum. kafam eğik gülmeye başladım. sonra catwalk yaparak girdiğim kapıdan enkaz halinde çıktım. (gizlinot: yok canım acımıyor, gözüme popo kaçtı)
3.
valla bu yorumu ben değil benim yerime annem yapsın.
sakarlık mı?
bebeğim ben arkadaşımı sırtımda döndürüp koltuğa fırlatacağıma duvara çakmış ve gözünü patlatmış bir insan olarak sakarlık dünyasına imza atıp telafisi olmayan her sakarlığımda rencide edilmiş bir insanım. ayrıca tepsiyi çok iyi taşırım tek elle asla dökmem, ama asla olmaması gereken her sakarlığı ben yaparım, ben, sadece ben. *-*
4.
başlıyorum. ki ananem buna sakarlık değil direk sakatlık diyor.
kardeşim küçükken evde merdivenin en üst basamağında korkuluklu bi kapıcık vardı merdivenden düşmesin diye. bir gün o kapı açık. bende merdiven çıkıyorum annemler tam merdiveni görebilecek hizada oturmuş tv izliyorlar. ayağımda çorap vardı bizim merdivenlerde kayardı bazen. yada ben kayardım (gizlinot: swh) birden ayağım kaydı, korkuluklu kapıcığı tutmaya çalıştım ama o da kafama çarptı. sonra ben kafamı basamağa çarptım. (gizlinot: swh) sonra babam anneme bakıp 'öldü galiba' dedi. (gizlinot: dsffsfd) kalktım ve iyiyim ben ya diyip banyoda aynada kendimi kontrol ettikten sonra tekrar aşşağı inmeye karar verdim. bu sefer yine merdivenden kayıp kıçımın üstüne oturdum. güzel bi gündü.
bir başka anım otelde odada tek başıma kalıyorum ve balkona çıkan kapının önünde kollu bir sandalye var. dışarda sigara içip içeri giriyorum falan (gizlinot: bıraktım sigarayı) ve sigara dumanı odaya girmesin diye perdeyi çekiyorum. ne zaman içeri geri girsem tak diye sandalyenin koluna bacağımı çarptım. evet tatil boyunca. 7 gün. en son bacağımda yuvarlak bir morluk vardı.
5.
ben buraya hüzünlü bir hatıramı yazayım.
halamların maddi durumu iyi değil. daha şu gün bile çok iyi değildir. halamın iki çocuğu var, küçük olan inanılmaz ağır hasta olmuş. güç bela almışlar bir ilaç, içirecek halam, benden getirmemi istedi.
mutfaktan karton kutusuyla aldım ilacı götürüyorum, kutunun altı açıldı ve şişe pat diye düştü aşağıya.
baktım kırılmamış, derin bir nefes alıp hemen uzandım, kabına geri koydum cam şurup şişesini.
senin aşağı kısım bir daha açılsın ve güm, halıya düşen şişe paramparça. etraf şurup.
halamdan yediğim azarı hiç unutmam, utana sıkıla dinlemiştim ve hak ettiğimi de biliyorum tabii.
beterlemişti o gün bir de kuzenim.
ama halam yine de şurubu halıdan çıkarmaya çalışırken yardım istememiş ve bana bir şey olmasın diye cam kırıklarını avcuna toplarken uzaklaştırmıştı. (gizlinot: canım halam, çok severim.)
6.
Ayağımı feci bir şekilde demir sandalyeye çarptım, ayak parmaklarıma denk geldi. Şu an ayağımın üstünde buz torbasıyla şişmemesi için dua ediyorum.
7.
Bir kere sakarlığım tutunca arkası geliyor bende. Kahvaltıda yumurta haşlamak istemiştim, yumurtayı yıkarken düşürüp kırdım. Neyse dedim bir tane daha koydum ocağa, o da bomba gibi patladı. Taktım kafayı yiyeceğim o yumurtayı; çatlak 2 yumurtadan omlet yaptım. Omletin yarısını yedikten sonra su almak için kalkmak istedim ama tabak elimden kaydı yerde ikiye bölündü. Omlet yere saçıldı tabi. Bu da böyle saçma bir sakarlık anım.