süslülerin unutamadığı tesadüfler

1. 99senesinde 16ağustos sabahı annemin yanına gittim. komşu teyzeyle kahvaltı yapıyorlardı. rüyamda babamın öldüğünü söyledim. klasik bi söz vardır hani "çok yaşayacak demek ki" dediler. o gece deprem oldu. ailem ve ben enkaz altında kaldık. babam kurtulamadı.

unutamayacağım en büyük tesadüf bu olsa gerek.

2. Bundan yıllar önce babam cici annem kardeşim kahve ve sohbet klasik bir pazar günü geçiriyorduk. Kahveyi istemsiz olarak alışkanlığım sonucu ters çevirdim ev ahalisi çok gülmüştü ama iş işten geçti artık o fal bakılacak hadi dedim' baba sen bak madem kapattım biraz gülelim'.Babamda istemem yan cebime koy modun da açtı falı bir falcı misali' birisi var dedi eylül ekim gibi tanışacaksın ikinizin de çok büyük tutkusu var ortak noktanız da buluşacaksınız ama fazla sürmeyecek ümitlenme kızım çok üzüleceksin ' dedi 'ayy dedim baba ne attın ya ' hepimiz güldük eğlendik neyse aylar geçti ben eylül ayında öğretici olmak için bir halk oyunlarına başladım ve ne hikmetse orada aşık oldum tek ortak noktamız dans bizi birleştiren tek şey buydu. Dediği gibi babamın işler yolunda gitmedi 7 8 ay sonra ayrıldık. Ve yine babamın tahmin ettiği gibi beni bu durum çok üzdü ve etkiledi uzun bir süre kendimi toplayamadım. Bir sabah uyurken babam başımdaydı bak kızım fal çıktı keşke dinleseydin dedi. Sanırım beni en çok etkileyen bu oldu. Açıkçası babam hatırlamasa muhtemelen bende hatırlayamazdım çünkü o kadar dalga geçtik daha neler diye

3. Kendim yasamadim ama anneannem anlatmisti ve cok etkilenmistim. O gun bu gundur unutmam.

Anneannemin babasi daha anneannem yokken gencken biriyle evlenmis, cocuklari olmus. Cok Sonra anneannemin babasi oglu icin bir kizi gormeye bir eve misafirlige gitmis. Aksam eve geldiginde esi sormus "kiz nasil, begendiniz mi?" Diye. O da "valla cok guzeldi. Ister misin sen öl de ben onu alayim" demis. Hakikaten bir sure sonra kadincagiz vefat etmis ve buyukdedem de o kizla yani anneannemin annesiyle evlenmis.

Bilmiyorum ki acaba bir sey soylerken onu cagiriyor muyuz yoksa o olay gelecegi icin malum mu oluyor. Yine de gercek su ki aslinda hicbir sey tesaduf degil.

edit: şimdi düşündüm de, büyük dedemin katil olma olasılığı nedir acep?

4. Araya mesafelerin girmesiyle bağlarımızın koptuğu, sevdiğim bi arkadaşımı düşünürken, ayşe şimdi napıyor acaba uzun zamandır konuşmadık dememle mesaj atması bir oldu. Bir süre eskisi gibi kaldığımız yerden devam edip, sık sık birlikte vakit geçirdikten sonra yine bağları kopardık.

5. Eski sevgilimle daha ilk konuştuğumuz günlerde gizlice buluşup kahve içmeye gitmiştik. Lapa lapa kar yağan bir geceydi, Yerler buz tutmuş. Eve dönmek için kalktığımızda eve bırakmayı teklif etti aslında aklı olan insan yürümez, taksiye falan biner çünkü yerler buz pisti gibi. O diyince benim dibim düştüğü için kabul ettim. Ayağımda spor ayakkabı başladım buz patenine. Bir ara sokağa girdik yavaş yavaş yürüyoruz, tam sokak lambasının altında benim ayaklarım kaydı, o beni tuttu. Sokak lambalarının hepsi söndü. Sadece bizim üstümüzdeki yanıp sönmeye başladı. Beni tuttu kolumu koluna doladı. Böyle daha iyi oldu dedi. Ben bu anı hiç hafızamdan çıkaramıyorum. Ne zaman yanından geçtiğim sokak lambası yanıp sönse küfürler ediyorum, lanet okuyorum. ç.kü kopasıca.

Bir de geçen gece yatağımda saat 2 buçukta hem uyumaya çalışıp hem neden hala mesaj atmadı diye yarım saattir düşündüğüm adam tam daldığımda mesaj attı ya. Ben o gün 5 e kadar uyuyamadım.

6. başıma gelen en komik olaylardan biri olabilir bu siz de keyiflenin diye yazıyorum.

İstanbul'da üniversitede yine böyle sözlük vasıtasıyla bi çocukla tanışmıştım aynı okuldan ama spesifik olarak onunla tanışmadım yani başka kızlar hakkında bilgi almak için benle konuşmuştu çocuk eğlenceli de biriydi twitter'dan takipleştik, bitti.

işte okulda karşılaşınca da selamlaşıyorduk ama bu çocuğun gözler mi bozuk ben mi onu hafızaya tam attım bilemiyorum bir kere daha karşılaşınca tanımamıştı beni neyse okul bitti, ben memlekete döndüm, çok olmadı yazın falan işte sokakta yürüyorum telefon ediyorum birine kafamı bi kaldırdım telefondan, baktım bu çocuk dedim ne alaka yani çocuk buralı değil bir şey değil ne işi olsun ki burada, ki küçük bir şehirde yaşıyorum. aynı kaldırımdayız ben o mu değil mi tam kestirememişken baya karşı karşıya kaldık selam vermeden geçmek öküzlük olur kanısına varıp o kısa sürede çocuğa iyi akşamlar dedim, o da iyi akşamlar dedi geçti gitti. bu sırada aradığım kişi telefonu açtı. o değil ya herhalde diye dönüp baktım çocuk da bakıyor gülüyor şaşkın şaşkın sen hayırdır dercesine, yanında da bir kız var tabi tüm bu olaylar olurken, dönüp bir şey de diyemedim telefonla konuşuyorum bu arada ama çok komik bir durumdayım aslında.

bir ay falan ben tanımadığım insana selam verdim diye gezdim ortalıkta bir de diyorum çocuk deseydi noldu diye açar gösterirdim benzettiğim çocuğun resmini twitter'dan. neyse vakit geçti üstünden eleman twit atıyor benim memleketle ilgili, mesaj attım artık sen ne alaka bizim burayla diye, dedi ben orada işe başladım, dedim niye selam vermiyon o zaman hemşerim asddaf. çocuk beni tanımamış kör reis, yanındaki kızla da bi süredir konuşuyormuş, bir uygulamadan bulmuş onu, kıza demiş ki benim burada hiç tanıdığım yok arkadaş edinmek için girdim bu uygulamaya birtek seni tanıyom vs. ki doğru yani söyledikleri, ama o ilk buluşmada ben paat diye selamı yapıştırınca kız baya bozuk atmış, hani kimseyi tanımıyordun bu kızı da mı uygulamadan buldun diye çocuk anlatamamış derdini tabi hahah işyerindeki arkadaşlarına falan anlatmış baya teori kasmışlar konu üzerine; selam veren kızı buluştuğun kız seni denemek için yollamıştır falan diye ahahahha koca koca adamlar abv ya.

bu işin sonunda biz sevgili olduk vs. diye bitirebilmek isterdim ama olmadı öyle bir şey, olayı aydınlatıp baya bir güldük çocuğun yuvasını yıktığımla kaldım asdaffs. şaka bir yana cidden ablacım burayı okuyorsan kusura bakma da kör reisin suçu yani daha da selam vermem ona zaten. (bkz: bu da böyle bir anımdır).

7. sevgilimle tanıştıktan tam 3 yıl sonra aynı gün ayrılmamız

8. Yıllar önceki platonik aşkımla ömürlük küslüğümüzün 5. Ayında kadıköy gibi kalabalık biryerde karşılaşmam. Benim Işıklarda bekleyen bir otobüste olmam, onun ise diğer yöndeki arabasında yine trafik ışıklarını bekliyor oluşu ve bu iki aracında zıt yönlerde ama yanyana durması. benim onu görmem onunsa beni görmemesi. 

9. erkek arkadaşımla hayat planı olarak küçük bir çiftlik kurma hayalimiz var. nasıl bir at alırız, eşek de alsak mı, kaç keçimiz olur diye konuşurken youtube'dan keçi videoları izlemeye döndü olay ve yarım saat videolara gülüp keçiler hakkında geyik yaptık. yemek yemeğe mutfağa geldiğimizde 'buna inanamayacaksın' dedi. sokağa bir baktım, ankara'nın göbeğinde adamın biri keçinin boynuna ip bağlamış karşımızdaki arazide otlatıyor.

bu bir işaret olabilir mi? lütfen olsun çünkü.

10. Hayatımın en sıkıntılı zamanlarıydı her ne kadar çok belli etmesem de içten içe çok acı çekiyordum ve tutunacak bir dal bulmak istedim kendimce. Okulumuzda bir çocuk vardı yaşıtımdı dikkatimi çekti kafamı onunla dağıtayım bari diye düşündüm. İşte stalkladım falan resimlerini buldum ve arkadaşıma attım. Arkadaşım da başka bir yerde okuyor bu arada. Arkadaşım demesin mi “ben bu çocuğu tanıyorum” diye ama imkansız yani. Hemşehri değiller aynı ilkokulda bile okumadılar. Meğer benim bu arkadaşımın oda arkadaşının liseden arkadaşı imiş jdkdkdkd O zaman kendimce “aşk tesadüfleri sever, ondan böyle karşıma çıkıyor” diye kendi kendimi avutuyordum salak gibi. Sonra benim ona hissettiğimi sandığım şeyler bitti ve ben yurt değiştirdim orda bir kız bu çocuğun en yakın arkadaşı çıktı iyi mi djkdkdkdk