yeni
popüler
sorular içinde ara
yeni soru sor
son sorular
son cevaplar
kategoriler
  • süslü
  • moda alışveriş
  • kuaför & güzellik merkezi
  • sağlık
  • spor
  • gönül işleri
  • aile arkadaş ilişkileri
  • cinsellik
  • eğitim & kariyer
  • seyahat
  • pet
  • sanat
  • bürokrasi
  • diğer
girdi yaz
medya ekle
  • linki kopyala
  • şikayet et
  • girdiler (759)
  • medya (16)
ilk sayfa
önceki sayfa

391. Boğazımda gıcık var. Öksürmeye başladım. Corona mı oldum yoksa? Kafamda deli sorular.

5 ocak 2021 22:06

392. Ben hiç sevilmeyecek miyim?

15 ocak 2021 01:13

393. şu inditex grubu yüzünden millet bu soğukta beli bağrı açık geziyor ya ne diyim. şöyle eli yüzü düzgün, beli pantolona sokulabilir uzunlukta bir parça bile bulamadım. bunları giyenler regl olmuyor mu acaba? ben kışın böyle giyinsem regl zamanı hastaneden kazırlar beni. artık tercihim değilsin inditex. zaten ergen giyime dönüştün iyice.

28 ocak 2021 12:49


394. sap sisteminde finans modüllerini ve işleyiş mantıklarını öğrenmek bu kadar zor olmamalıydı benim için. iş arası molası vermişken kara kara tam da bunu düşünüyordum.

28 ocak 2021 14:10

395. Bugün dünya çikolatalı kek günü diye herkes kek yapmış, tarifler paylaşmış. Gördükçe canım çekti çekti durdu sürekli. En sonunda dayanamayıp bakkala gidip eti browni çikolatalı keklerden aldım. Çok uzun zamandır yememiştim tadı aklımda çok güzel diye kalmıştı. Ama bugün yediklerim berbat ve kuruydu resmen. O ıslaklık o güzelim çikolata tadı gitmiş. 8 tane almıştım, aldım diye hepsini yiyeceğim ama bir daha almam. Eskiden ucuz ve güzel olan her şeyin artık pahalı ve kötü olması aşırı canımı sıkıyor ya. Off.

28 ocak 2021 20:56

396. Bugün bir şekilde aydınlanma yaşadığım bir konudan bahsetmek istiyorum. Düşüncelerimi belki yazarken toparlayabilirim belkide yeni bir çerçeve edinirim.

Bir dönem, cahil ve kara cahil kavramlarına çok takılıyor, dönemin ekonomik koşullarının sebebi olarak gördüğüm bir kesime bu aşağılayıcı terimleri yapıştırıyordum. Kim bilir belkide hala yapıyorum. Belki doğru belki yanlış bilemiyorum, yalnızca her insan gibi acizim o kadar. Fakat cahil ve kara cahil ayrımını şöyle oturup kesin bir şekilde ayırmasak da şu bariz değil mi? Kendi düşüncelerini bir başkasına zorla, aşağılayarak, direterek benimsetmeye çalışan, kendi yolunu sizin yolunuz yapmaya çalışan, düşünmeyen soru sormayan, dinlemeyen sadece inancıyla hareket eden insan kendi fanatikliğini ortaya dökmekten o kadar hoşnuttur ki çünkü o doğrudur ve başkalarını da kendi yoluna yani doğruya çekmelidir. Bu fanatiklere kara cahil, sessiz kalan dinleyen, ben bilmem diyen, araştırmayan, inanan vs ye de cahil deriz çoğumuz.

Peki bunları bir kenara bırakarak konuşacak olursak, herkesin hayatında uyanış yaşadığı Veya uyanmaya başladığı bir süreç olur ya, bu bir kitaptır, filmdir, makaledir vs. İlginizi çeker

ona çekilirsiniz, araştırır öğrenir o uyanışı yaşadığınızı daha anlayamadan sevdiklerinize onu anlatmak o kandırılmışlık veya körlük hissini birileriyle paylaşıp tartışmak onu da uyandırmak istersiniz. Ne olur izle diye yalvarır, o kitabı hediye eder, onun ilgisini çekecek şekilde cezbedici bir halde anlatmaya çalışırsınız, bence insan doğasına en uygun şeyi yapmaya çalışırsınız. Fakat karşı taraftan baktığınızda o insan uyanmaya henüz müsait değilse, o aşamaya henüz gelemediyse sizin yaptığınız fanatiklik o insana çok fazla geliyor ve size katlanıyor. O arkadaşlık bitmeye mahkum oluyor çünkü siz uyandığınız veya bunun için çabaladığınızdan o insana ilginizi kaybediyorsunuz ya da o insan sizin vandal hareketlerinize anlam veremeyip bundan sıkılıyor öfkeniyor veya kibir olarak yaftalıyor.

Bunu hayatımda uzun bir süre çevreme yaptım onları kendi yoluma, uyanışıma veya uyanma çabama çekmeye çalıştım! Farkında bile olmadan zorladım, kendimce iyilik yapıyordum. Bu uğurda ya ben onlarla o sıradan eski hayatıma dönemedim ya da onlar benim bu kara cehaletime dayanamadı ve mazi olduk.

Evet nihayetinde bugün şöyle düşünüyorum, uyanma çırpınışı, birşeyleri bildiğini zannetme, sanki evrendeki nihai düşünce oymuş gibi diretme asıl kara cehaletmiş. Ve aynı zamanda uyanışa en yakın an. Ardından da bir halt bilmeme ve herkesin kendi uyanışını yaşaması gerektiğini keşfetmekle devam ediyor yolculuk, o başka mesele.

Bu yazdıklarımı okuyup zırva olduğunu düşünen insanlar da var, yaşadığı şeyin bu olduğunu farkedemeyen insanlar da gülümseyerek okuyan insanlar da var.

Belki doğru belki yanlış bilmiyorum fakat üzerine düşünmeye değer birşey olduğunu düşündüm. Şimdiki hera böyle düşünüyor, yarını bilmiyorum. Umarım düşüncelerim değişmeye devam eder. Asıl korkutucu olan benimle uzun süre kalıp kemikleşmesidir sanırım.

1 şubat 2021 20:46

397. Tekrar tekrar yazmış olabilirim bazı şeyleri. üzgünüm şimdiden. sadece içimi dökebildiğim tek yer burası olduğu için o an kafamdan ne geçiyorsa onu yazdım. çok uzun zamandır kafamda bunlar tekrarlanıyor aslında.

 sleeping at last - already gone eşliğinde;

hayatımın hangi noktasındayım bilmiyorum. şimdiden bunları okurken bile daha 18 yaşındasın lucian diyecek süslülerin sesleri yankılanıyor kafamda.

1 ay önce anneannemi kaybettim. yani 6sında öldü aslında. ama 1 hafta boyunca yaşadığından habersizdi. o hastanedeyken aramadım onu, gitmedim yanına. annemler teklif etti ben uykumu tercih ettim ona. çok pişmanım. çok kızıyorum kendime, kendimi suçluyorum. en sevdiği torununu son kez görse belki daha iyi olurdu. belki son kez sarılsam ona tutunabilirdi hayata. neden yapmadım?

sınav senemdeyim. korona virüsü ve anneannemin kaybı. tamamen bırakmama neden oldu. zaten hayatım boyunca çalışkan bir çocuk olmadım. ama bu sene çalışacaktım. kendime, aileme, arkadaşlarıma söz vermiştim. iyi de gidiyordum. sonra canımdan çok sevdiğim anneannemin ölüsünü gördüm karşımda. sapsarı. buz gibi. koronaya yakalandı güzel anneannem benim. ama sarılıktan öldü. pankreasındaki kanserine rağmen, ağrılarına rağmen koronayı yenen anneannem doktorların sarılığı göz ardı etmesi yüzünden öldü. onlara kızmak istiyorum ama kızamıyorum. hepsinin işi başından aşkın. ama tedavi edebilirlerdi. en azından anneannemi özel hastaneye götürmemize izin verebilirlerdi. tam izin aldığımız gün anneannem öldü. kuzenim bakma dedi son kez öyle hatırlama dedi. ben yine de son vedamı etmek istedim. onu ölü gördüm. inanmamıştım hastayı kaybettik dediklerinde, öyle görünce kalbim bıçaklandı gibi hissettim. nasıl anlatırım bilmiyorum. bu ilk kaybımdı benim. çok korktum hep anneanneme bir şey olmasından. hem annemin hem teyzelerimin dayanağıydı çünkü o. annem beyin kanseri, anneanneme bir şey olunca onun mahvolacağını düşündüm. öyle de oldu denebilir. biraz zor da olsa kendine geliyor. onu başka şeylerle uğraştırıyorum sürekli. çünkü anneannem onun kendini bırakmasını istemezdi. çok üzülüyordu hep annemin hastalığına. bunları diye diye biraz daha olsa iyi yaptım annemi.

ama kendimi tamamen unuttum. kendimi unuttum. anneanneme üzülemedim bile. geceleri yorganıma sarılıp ağladım sadece. üzüldüğümü annem görse çok kötü olurdu. kimseye belli edemedim 1 aydır üzüntümü. sarılamadım kimseye. hıçkırıklarım içimde boğdu beni resmen. kendi başıma bile ağlayamıyorum. sanki anneannem orda beni izliyor gibi hissediyorum. ses tonunu unuttum. fotoğrafımız bile yok. bebekken çektiklerine bakabiliyorum yalnızca. annemi, babamı, herkesi mutlu edeceğim diye kendi kalbimi unuttum. üzülmeyi unuttum. yapamıyorum. kendimi alışverişe verdim 1 aydır. ihtiyacım olan olmayan her şeyi aldım. kitap yüzü açmadım 1 aydır. hiçbir şey yapmadım. derslere girmedim. msü sınavına başvurmadım. e-devlet şifresi almaya bile gitmedim üni sınavı başvurusu için. haftaya okulum açılıyor benimse istediğim asla açılmaması. mental ve fiziksel olarak o kadar yorgun hissediyorum ki. ne yapacağımı bilmiyorum. hala gerçek gibi gelmiyor. onu o halde görsem bile hala bana seslenip ezan okunuyor mu diye soracak gibime geliyor. çok iyi biriydi anneannem. onu gerçekten çok özlüyorum. 2 yıldır kanserinden dolayı acı çeke çeke yaşadı. ama hiç belli etmek istemedi. hep torunlarını, kızlarını, babamı düşündü. babamı diyorum çünkü babam onun için damattan çok evlattı. bunu kendisi de söyledi. babamı ilk defa anneannemin öldüğünü duyunca ağlarken gördüm ben.

hatırlıyor musun anneanne, 4 yıl önce sana sarılırken bayılmıştım. beraber yere düşmüştük. o zamanlar yemek yemiyordum ve uyku düzenim allak bullak olduğu için uyumadan gelmiştim. nasıl korkmuştun. özür dilerim korkuttuğum için. çok kızmıştın bana. keşke yine burda olsan yine kızsan anneanne.

çalışmam lazım, anneannem çok istedi benim üniversiteyi kazanmamı. okumamı. kendi ayaklarım üstünde durmamı. bense oturup video izliyorum, oyun oynuyorum. kendimi tamamen bıraktım. ne yapacağım, ne zaman kendime geleceğim bilmiyorum. bu sene sınavı kazanamayacağıma eminim. ama seneye her şeyimle çalışacağımı biliyorum. bu sene çok geç kaldım. seneye olmayacak böyle. anneannemi mutlu edeceğim.

hastanede gözlerin görmüyordu, konuşamıyordun. doktorlar ümitlenmeyin demişti. ama ben yine de ümitliydim. odaya girdiğimde teyzem lucian gelmiş dediğinde ilk defa tepki vermişsin o halde. kaşlarını kaldırdın. gözlerin bana bakmasa bile, benimle konuşamasan bile orda olduğumu hissettiğini biliyorum. ilk defa bütün bir aile olarak ordaydık. teyzelerim, kuzenlerim, damatların. ilk defa farklı şehirlerde olanlar, birbirlerine küs olanlar, asla görüşmek istemeyenler bile senin için bir araya geldi anneannem. bu senin sayende oldu. hepimiz konuştuk seninle son kez de olsa. sanki o kadar acıyı çekip bizlere veda etmen gerekiyormuş gibi hepimizle konuştuktan sonra gittin anneannem. dedem nasıl ağladı biliyor musun? sen onun seni sevmediğini düşünüyorsun ama nasıl bir halde şu an bi bilsen. çok özlüyor seni. hepimiz çok özlüyoruz. geceleri artık olmadığını fark ediyorum. sabahlarıysa sanki hala yaşıyormuşsun gibime geliyor. ne zaman alışacağım yokluğuna bilmiyorum. dedeme gittiğimizde anneannem nerde demek istiyorum. umarım şu an acıların son bulmuştur benim güzel anneannem. çok rahat uyu lütfen. dedem kızmasın diye gizlice verdiğin bisküvileri çok özleyeceğim. annene söyleme diyip bana harçlık verişlerini, babam bana kızdığında ona bağırıp çağırışını, benimle beraber annem iyileşsin diye dua edişini, yumuşacık kollarını, yemeyip bana yedirdiğin mandalinaları, son sesle televizyon izleyişini, soğuk kola içemeyişini, kısa saçlarıma bayılışını, doğum günlerimi hep hatırlayışını, her geldiğimde anneni üzme diyişini, bir şey istediğimde annemi ikna edişini, babamın şakalarına kızmış gibi yapsan da tebessüm edişini ve daha nicelerini unutmayacağım anneannem. her şey için çok teşekkür ederim. senin torunun olduğum için çok şanslıyım.

yarın sana geliyoruz anneannem. mezarına geliyoruz. gönül isterdi ki evinize gelelim, yine yemekler yap bize. ama işte ölüm var. şimdiyse cansız bedeninin üstüne atılmış toprağa dokunabileceğim sadece. lütfen güzel uyu anneannem.

edit: birkaç imla hatası.

5 şubat 2021 02:42 5 şubat 2021 02:51


398. Uyku tutmadı şu saate kadar, ben de instagram'da dolanıyorum. Keşfette, medyaya görselini eklediğim gönderiyi gördüm. Bunu paylaşan hesabın 360 küsür bin takipçisi var ve zaten bir alışveriş/indirim hesabı. Yani adım gibi eminim bir sürü sponsorlu içerikten,işbirliğinden hatrı sayılır ölçüde gelir elde ediyordur. Hediye edeceğini söylediği tepsi 40 lira gibi bir şeydi . Takipçilerine Bim'den aldığın 2.tepsiyi mi layık gördün gerçekten ya? Hayır bir de güya "içimden geldi" demiş ama yine kişisel hesabını takip etme şartı koymuş takipçilerine ??

Lütfen yanlış anlamayın süslüler, Bim'den alınan tepsiyi küçümsediğim falan yok. Gayet şık bir tepsi bugün gördüm, hatta ben de şamdan aldım mesela Bim'den. Benim kızdığım nokta şu; onca para, pul, reklam, sponsor, işbirliği vs içinde, seni bu noktaya getiren insanlara bu kadarcığını mı layık gördün yani? Kendi cebinden ödeyince mi böyle cimriliği tutuyor bu influencer tayfanın anlamadım ki...

Abartıyorsun, diyebilirsiniz ama bence gerçek "içten gelme hediyesi" nasıl olur biliyor musunuz? Bim'den tepsini alırsın, insanlara da haber verirsin "bakın bu parça çok şık duruyor, ben de şöyle kullandım vs vs" diye story, post artık her neyse atarsın. ve eklersin "size de almıştım bir tane, onu da birinize hediye edeceğim". Eğer şeffaf olmak istiyorsan da seçtiğin kişiyi, gönderim sürecini falan da paylaşırsın; al sana gerçek içten gelmeli hediye!

Böyle yok "şahsi hesabımı takip et" yok "katıldım" yaz 3456'ya gönder falan hiiçç samimi değil kimse kusura bakmasın.

Bu arada girdime söz konusu olan hesapla ya da sahibiyle bir alıp veremediğim yok. sadece paylaşılan gönderi vesilesi ile, genel olarak gıcık olduğum bir durum hakkında düşüncelerimi sunmak istedim. Tenk yu. İyi geceler.

ilgili medya:
1
13 şubat 2021 04:37 13 şubat 2021 04:41

399. geçen yıl bugün tam da bu saatlerde ülkemizde ilk korona vakasının görüldüğü haberi gelmişti. tüm türkiye o andan itibaren fahrettin koca ile tanıştı.

 o anı hatırlıyorum da, yurt yatağımdaydım, malum televizyon da yok telefondan rastgele bir haber kanalının canlı yayınını izliyorum. fahrettin koca'nın açıklamasından sonra whatsappa girip en yakın arkadaşıma "aha geldi" mesajı atıp, sabah hala hayatıma normal bir şekilde devam edeceğimi sanıp kendimce küçük önlemler almaya başlıyorum. okula bir gidiyorum her yere dezenfektanlar konulmuş, twitter patlıyor, eyüp sabri tuncer internet sitesi çöküyor, millet kolonya sırasında, makarna fiyatları 45 tlye kadar çıkmış??? hey gidi be.. o zaman durumun ciddiyetinin farkına varıyorum. ve o gün hepimiz normal hayatımızla vedalaşıyoruz. iki gün sonra da ben arkadaşlarımla ve ankarayla vedalaşmadan vedalaşıyorum.

11 mart 2021 01:19 11 mart 2021 01:21

400. videodaki kadına gerçekten bayıldım. fiziği, makyajı, kıyafetleri olsun tam bir evelynn olmuş.

birazcık makyaj yapabilsem evelynn cospayi yapmayı çok isterdim..

 i believe in evelynn supremacy!

15 mart 2021 11:53