1.
ukte: (yazar: pizzalife)
şeker konusunda araştırma yaparken burada adını görüp izlediğim belgesel. genel olarak şeker bağımlılığını anlatıyor.
sağlıklı beslenmeyi hayatına adapte etmiş bir kişinin günlük aldığı kalori miktarını değiştirmeden, beslenme düzenini, diyet gıdalar ve sağlıklı olmayan beslenme şekliyle değiştirmesi ve vücudundaki değişimleri konu alıyor.
Tüm bu değişimleri 40 çay kaşığı şekerle anlatıyor. Alınan şeker de sağlıklı sandığımız diyet ürünler, abur cubur gibi yiyeceklerle sağlıyor.
Şekerin nasıl bağımlılık yaptığı ve nasıl zarar verdiği ile alakalı izlenmesi gereken bir belgesel.
izlemek isteyenler için : altyazılı link
http://www.hdfilmsaati.org/that-sugar-film-izle.html
11 eylül 2016 00:10
11 eylül 2016 00:33
2.
şekerin zararlarını kanıtlarıyla gösteren belgesel/film. izledikten sonra insan resmen şekerden ve o güne kadar tüketmiş olduğu tüm şekerli şeylerden iğreniyor. benim için hayatımdan şekeri tamamen çıkarmak mümkün değil ancak bu filmden sonra en azından yaptığım keke, içtiğim çaya daha az şeker atmaya başladım, kolaydı gazozdu falan içmeyi nerdeyse bıraktım.
3.
şeker orucuna girmemde bana motivasyon sağlamış film.
---aşağıda filme dair spoiler sayılabilecek bilgi bulunmaktadır.---
gayet sağlıklı beslenen ana karakter, günde 2300 kalori tüketiyor.
2 ay boyunca 2300 kaloriyi geçmeden diyetine 40 kaşık şeker ekliyor.
Ve bu şekeri çikolata, şekerlemelerden değil; üzerinde "diyet", "sağlıklı", "fit" yazan paketli ürünlerden, meyveli yoğurtlardan ve meyve sularından alıyor.
2 ay sonra (aynı kaloride beslenmesine ve sporuna devam etmesine rağmen) hem kilo alıyor, hem de göbeği büyüyor. üstelik karaciğer yağlanması tehlikesi ile karşılaşıyor. depresyona giriyor, sürekli bitkin hissediyor ve dikkatini eskisi gibi toparlayamıyor.
Şekerin vücudumuza verdiği zararlar kadar, beynimize de nasıl zarar verdiğini çok güzel işliyor film. ayrıca zayıflamaya çalışırken kalori sayımının işe yaramadığını da gösteriyor.
sadece sağlığa zararı değil, gıda firmalarının ürünlerini sattırmak için gerekirse sağlık raporlarını değiştirdikleri gibi daha birçok şaşırtıcı bilgiyi öğrenebiliyorsunuz.
--spoiler sonu--
4.
"Bir film izledim, hayatım değişti." İşte o film bu film diyebilirim kendi adıma. Mutlaka izlenmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum. "Şekersiz 21 gün"ün 7. Günündeyim bugün. Ama bu filmi izledikten sonra rafine şekeri elimden geldiğince hiç tüketmemeye çalışacağım, 21 günden sonra da devam etmeye çalışacağım. elim her çikolataya, pastaya gittiğinde açıp izlerim ben bu belgeseli, durdurucu bir gücü olacağına inanıyorum.
5.
karatay'ı haklı çıkaran belgesel film (gizlinot: swh)
6.
Şekeri bırakmaya karar vermişken bu isteğimi körüklemek adına izlediğim belgesel kendisi. Avusturalyalı olan Ana kahramanımız, sağlıklı bir yaşam sürerken şekerin vücuda etkilerini kanıtlamak adına şeker alımına başlıyor. Üstelik bunu sadece 40 çay kaşığı şekerle yapıyor. Aldığı gıdalara şekerlemeler dahil değil. Sağlıklı olduğu sanılan gıdaları tüketiyor. Her yediği yiyecek için şeker hesaplaması yapıyor ve siz onu izlerken far görmüş tavşan gibi kalıyorsunuz. Neden mi? Çünkü içtiğimiz içeceklerden tutun da kahvaltılık gevreklere kadar hepsi şeker bombası. 40 çay kaşığı 2'ye hatta 3'e katladığım günler kesinlikle olmuştur diye düşünüp durdum. Mesela Amerika'da İçtiği bir içecekte 39 çay kaşığı şeker vardı. (gizlinot: 39 diyorum!!) yediklerinizi düşünmeden edemiyorsunuz gerçekten. Şekerin; Dişlere, vücuda, beyne, ruh halimize nasıl etki ettiğini çok net şekilde gösteriyolar. Doktorlar sonuçları inceleyince oldukça şaşırıyorlar çünkü araştırmaya başlamadan önceki ölçümleri oldukça sağlıklıydı ve iki aylık süreçte karaciğer yağlanması gibi sorunlar baş göstermeye başlıyor. Arkadaşlar sadece 40 çay kaşığı şekerle beli 10 cm kalınlaşıyor. Yuh artık dedim ohaa. Öhömm, kusura bakmayın. Kalçası genişliyo, cildi eskisinden kötü gözüküyo, ve hep yorgun. Üstelik günlük kalori alımında eskiyle arasında bir fark bile yok. 60 gün sonunda şekeri bırakmaya çalışırken gerçekten zorlanıyo. Vücudunun şeker istediğinden bahsediyor. Ama bir haftada 2 ya da 4 kez vücudumuzun şeker isteğini reddedersek başarılı olucağımızdan bahsediliyor. Bir doktor şekersiz sadece 5 gün geçirin sonra farkı hissediceksiniz demişti. Başka bir doktor da çikolatayı çok sevdiğini ama günde bir parça yediğinden bahsetti. Ben bir tableti tek başıma gömen insanım. Vücudunuza yaptıklarınız pişman hissettirmeye başlıyo kesinlikle ve şeker endüstrisinin planlarını, bazı bilim insanlarının iki yüzlülüğünü izledikçe tiksiniyosunuz. İzleyin kesinlikle.
7.
Farkındalık yarattı bende. Şekeri zaten pek kullanan biri değildim yani ben öyle sanıyordum oysa basbaya kullanıyormuşum şekeri. Paketlenmiş olarak aldığım her ürünün kalori değerlerini incelerdim ama benim odağım yağ - karb olurdu. Şimdi gözüm ilk şekere bakıyor. Ve çok severek tükettiğim (sağlıklı sandığım) bir çok ürüne veda ettim. İzlenmeli ve hatta herkese izletilmeli.
8.
geçtiğimiz aylarda izlediğim, oldukça katkısını gördüğüm belgesel. zaten çay, kahvede şeker olayını bırakmıştım yalnız bize şekersiz, diyet, sağlıklı diye gösterilen her şeyin aslında etiket okumaya başladığında vaatlerinden hiçbirini yerine getirmediğini ya da şekerle uzaktan yakından alakası olmadığı halde paketli ürünlerin içinde de şeker olabileceğini gördüm. Mesela marketten hızlıca pişirmek için bir tavuk ürünü alıyorsunuz hani şu ısıt ye olanlardan ve içinde şeker olmayacağını düşünüyorsunuz ama etiket size diyor ki ben de şeker var. her şeyin içinde şeker var. Yağları kötü, pis diye lanse edip, karbonhidratı kötüleyip şekere abanan bir piyasa.
belgeseldeki örnekler dehşet vericiydi. ben belgeselden sonra çok bilinçlendim. etiket okuyorum ha almıyor muyum derseniz çok az da olsa evet mecbur kaldığımda alıyorum ama ne yediğimi biliyorum, ona göre dengelemeye çalışıyorum. bana kalırsa günümüz şartlarında yiyecekler bu kadar kirletilmiş ve doğallıktan uzaklaştırılmışken herkes bilinçli tüketmeli. izleyin, izletin derim.