ticarethane gibi işleyen eğitim kurumları

1. Öğrencinin kişiliği, yeteneği, iyiliği, ruh sağlığı düşünülmeden sadece maddi çıkar gözetilerek " çarkını döndüren " eğitim kurumlarıdır.

Atanmadan önce çok fazla özel kurumda çalıştım ve gördüklerimi, yaşadıklarımı yazsam roman olur.

Örneğin ankara' da fazlaca Şubesi olan bir sanat (!) Evinde çalıştığım bir yıl vardı ki aman tanrım... herhangi bir müzik bölümünden mezun olmayı geçtim, üniversite mezunu olmadığı halde meb' e bağlı bir kurumda çalgı dersleri verenler mi dersiniz, küçücük çocuklara bale eğitimi verenler mi dersiniz, akşamdan kalma leş gibi anason kokan, Çakmak Çaksan alev alacak öğretmenlerin (!) 5-6 yaşındaki yavrularla derse girmesi mi dersiniz...

Fazlaca da pahalı bir kurumdu bu. Veliler küçük çaplı bir servet döküyorlardı her ay. Benim anlamadığım şey insan çocuğuna ders veren bir öğretmeni nasıl araştırmaz? Mesela bu kurumun bir web sitesi vardı ve o sitede öğretmenlerin özgeçmişi vardı. Tabii yazılacak bir özgeçmiş varsa ortada. E be kardeşim hiç mi bakıp sormuyorsun kendi kendine " diğer öğretmenlerin özgeçmişleri var, bu x öğretmeninki neden yok? "Diye?

Benden size naçizane tavsiye. N' olur çok rica ediyorum çocuklarınızı gönderdiğiniz, kendi gittiğiniz kurumları iyice araştırın. Gerekirse hocayı sorguya çekin. Diplomasını sorun, hakkınız. Nasıl göz boyuyorlar bir bilseniz...

2. (bkz: english time)

3. vakıf üniversiteleridir. orada okuyan herkes sabancının kızı değil. herkes porchle ile gezmiyor. senin benim gibi 3 kuruşun hesabını bilen yapan insanlar da var. gelen maddi gelirin çoğunu okula harcayan.

"zengin bebesi la bunlar" derler ve yediğiniz kazığın haddi hesabı olmaz.

4. özel üniversiteler. sınıf geçmek çok çok zor. hele hazırlık okuduğunuz bir bölümdeyseniz yanmışsınız, sınavları bile bile zor yapıyorlar ki geçemeyin binlerce lira daha kazandırın baştakilere. iyi ki özelde okumuyorum dedirtendir.

5. Doğa Koleji'dir. En son aradıklarında, bir daha beni rahatsız ederlerse kendilerini savcılığa şikayet edeceğimi söyledikten sonra bıraktılar. Olaylar şöyle başlamıştı: Kızım anaokuluna başlamadan önce bir AVM'de dolaşırken bu okulun standına uğramıştık orada boyama mı yapıyordu çocuklar öyle bir şeydi. Orada telefon verdiğimizi hatırlıyorum işte dergi mergi bir şeyler mi yolluyorlarmış nedir, çok üzerinde durmadım. Eğitim yılının başlamasına yakın aradılar, okullarına çağırdılar, gezip görmemizi istediler, ben de kibarca reddettim ve seçimimizi çoktan yaptığımızı söyledim. Yine de gelin dediler, gerek yok teşekkür ederim dedim kapattım. Bir sene süren anaokulu maceramızdan sonra kızımızı aynı okulun ilkokul bölümüne devam ettirmeye karar verdik, eğitim yılı başında Doğa Koleji'nden yine aradılar. Hadi bunu da anlarım çünkü herkes çocuğunu anaokulu bölümüne verdiği okula devam ettirmek durumunda değil, tercihler değişebilir. Yine kibarca reddedip okulumuzdan çok memnun olduğumuzu, Atatürkçü ve köklü bir okul olduğu ve evimize çok yakın olduğu için asla başka bir alternatifimiz olmayacağını söyledim ve bir daha aramamalarını rica ettim. Üstüne hâlâ ısrar ettiler ama bakın gelin bir görün fikriniz değişebilir'i türlü şekillerde dile getirdikten sonra kararlılığım karşısında pes ettiler. Aradan bir sene geçti, kızım 2. sınıfa başlarken yine aradılar ve benim tavrım tabii ki değişti. "Siz nasıl bir ticarethanesiniz ki...." diye başlayan cümlelerle hak ettikleri dersi verdim. Daha doğrusu verdiğimi sanıyordum. Şaka gibi ama kızım 3. sınıfa başlarken yine aradılar ve çocuğunuzun kaydını okulumuza alalım mı diye sorma cüretini gösterebildiler. Ben de artık beni bir daha rahatsız ederse savcılığa vereceğimi ve suç duyurusunda bulunacağımı söyledim ve daha başka şeyler de söyledim tabii. 4. sınıfa başladığımız sene yani bu eğitim senesinde aramadılar daha doğrusu 'arayamadılar' çünkü arasalardı yemin ederim iş edinip gittiği yere kadar götürüp uğraşacaktım. Son konuşmamızda bunu çok iyi anlamış olmalılar ki listeden telefon numaramı silmişler galiba, çok şükür ki! Böyle bir yapışkanlık, böyle bir ısrarcılık hatta ısrarcılıkta istikrar görülmüş şey değildir! Zaten franchise usulü şube dağıtan okullar resmen ticarethanedir, Doğa da bana yaşattıkları ile onların başında geliyor.

6. dersaneleri kapatmaya çalıştıkları sırada liseye dönen 4-8 kişilik sınıflarda eğitim veren yeni liselerin tamamı.

dersane ücreti dahi 12.000 lira iken adamlar bu sene 20.000 lira alıyor, o dediğin benim 6-7 aylık maaşım!!!

7. dershaneler-di. kendilerince en çalışkan olduğuna inandıkları öğrencilere burs verirler, en iyi hocaları derslerine verirler, ek derslere boğarlar -size 2 ise onlara 10- ve kitaplar kaynakları önlerine sererlerdi. orta ve alt gruptaysanız yanmıştınız çünkü en genç, en yaşı başını almış derste saçma sapan konuşma ihtimali hocalar sarardı dört bir yanınızı. bir de milleti söğüşlerlerdi: "aman sizin çocuunuz şöyle başarılı olcek, böyle sınav kazanacak" diye. sonra da o çocuğun bir daha suratına bakmazlardı. hocalar resmen umut taciriydi. allahtan hayatımda sadece 2 sene dershaneye gittim.

devlet politikalarının çoğunu desteklemem ama bu dershanelerin kapanma olayı içimi buzz gibi etti. dedim ki allahınızdan bulun sömürücüler. çünkü kendiler sadece öğrenciyi değil yeni mezunu öğretmenleri de dibine kadar sömürürdü tabi ki para vermeyerek.

8. Cami gibi işleyen eğitim kurumlarından hallice olan eğitim kurumlarıdır. Paranızı verir ve hizmet satın alırsınız. Alamazsanız, ödediğiniz paraya dayanarak hakkınızı ararsınız.

Diğer yandan devlet kurumlarında, minaresiz camilerde eğitilir çocuklarınız. beyinsiz gibi hakaretlere alışır, Birer köpek gibi koşullandırılırlar itaat etmeye. Şikayet edince karşınızda cağnım bönim diyerek konuşan ve asla meslektaşına laf kondurmayan yetkililerle karşılaşırsınız.

Özel ya da devlet kurumları da yere göre, şubeye göre, özellikle öğretmene göre farklılık gösterebilir.

Devlet okulları sizin hatırladığınız gibi değil. Bunlar benim gözlemlerim. Çocuğuna iyi bir eğitim vermek isteyen aileler için kesinlikle ticarethaneleri tavsiye ediyorum. Detaylar da artık başka başlığa.

9. kimi zaman öğrencilerin işine gelse de hiçbir durumda öğretmenleri mutlu edemeyen ve bu sebeple de çoğu zaman sık sık öğretmen değiştiren kurumlar.

10. ülkemizde ticarethane gibi işlemeyen bir kurum var mı? dedirten başlık...