1.
aslı "klasik türk müziği" dir.
ud, ney, kanun gibi kendine özel yüzyıllar içerisinde evrimleşmiş entrümanları vardır.
(teknik bilgim burada sona eriyor. )
herkesin çok sevdiği şarkılar vardır. ama iş yaparken, bir dede efendi açayım demeyiz.
anca, uzun yemeklerin sonunda bir zeki müren, müzeyyen senar faslı başlayabilir.
günlük hayatımda hemen hiç dinlemiyorum, ama kültürümüzün bu büyük parçası da yok olup gitsin istemiyorum.
ps: bülent ersoy'un ne sesine ne görüntüsüne tahammülüm yok.
2.
Rakı, balık, fonda Zeki müren'in kadife sesiyle 'ah bu şarkıların gözü kör olsun' daha huzurlu nasıl bir ortam olabilir ki. Dinlerim çok da severim.
3.
Tarkan ve Müzeyyen Senar ne severim ikisini. Tarkanı'n sesi daha çok yatkın bence bu müziğe. hatta bi sabah işe giderken radyoda Müzeyyen Senar' ın Vardar Ovası çalıyor. anam bi çoştum. sesini açayım derken dışarıya yansıttım millet sayemde uyandı. korkanlar oldu. sonra alıştılar.
hatta bi şehir efsanesi vardır. Zeki Müren eller ayırsa bile şarkısını söyler. yabancı konuklardan biri çok merak eder ve sabile ne demek der. bana da hocam anlatmıştı. hakketten türkçe ne acaiptir. istiklal marşı, söylenilen en zor marşlardan biri. nefes yetmiyor. hadisenin okuyuşunu dinlerseniz anlarsınız. Türk Sanat Müziği ayrı bir zor. söyleyenlere ayrı bir saygım var.