6.
isveç ile aynı yaş senesinde öğrencilere ingilizce eğitimi vermeye başlayan ancak 10 senenin sonunda isveç'in %30'u kadar bile başarı sağlayamayan bir sistemdir.
her 4 senede bir kökten değişir, bilim o kadar ilerlemesine rağmen kitaptaki bilgiler 10 sene öncesine aittir. liselerde her sene değişen öğretmenler bir kenara okumanın öğretildiği 1.sınıfta bile 1 sene içinde 4 sınıf öğretmenin değiştiği bir sistemdir.
resim, müzik ve beden eğitimi gibi yeteneğe bağlı seçimlik dersleri öğrencilere seçtirmeyen ve yeteneği olmadığı için öğrenciye düşük veren bir sistemdir.
tüm her şey bir yana bence bu eğitim sistemi en çok ingilizce ve tarih de çakılıyor. tarih zaten başa gelene göre kitaplarda şekilleniyor da şu "türkler zaten göktanrı inancına inanıyordu, o da zaten aynı islama benziyordu şıp diye kabile kabile müslüman oldular" goygoyu resmen bir ulusu aldatmak. hiçbir yerde talkan katliamını görmediğim gibi hiçbir tarih hocasının da bahsettiğini duymadım. bir millet kendini ancak bu kadar aptal yerine koyabilir.
eğitim sistemi zaten kötü ancak eleştirdiğim bir nokta da bazı eğitimciler. en basitinden arkadaşımın ablası ingilizce öğretmeni ancak kendisi ingilizce konuşamıyor, pek anlamıyor da sadece grameri biliyor ve eğitim veriyor.
edebiyat öğretmenliği okuyan bazı arkadaşlarım kitap okumaktan nefret ediyor, bazıları dünya edebiyatı nedir bilmiyor ve bazıları sadece popüler kitapları okuyor, klasiklerden sıkılıyor. türkçe öğretmenliği okuyan tanıdığım türkçe'den nefret ediyor, konuşmaya tahammülü yok. sosyal bilgiler okuyan tanıdığım çocukları sevmiyor, kendi yeğenine bile katlanamıyor.
işte bu "öğretmenlik rahat meslek, devlete kapağı attın mı gerisi tamam" düşüncesinin ürünü. bu insanlara bilimde, sanatta, alanlarında çalışacak iş alanı yaratmayıp görsel sanatlar okuyan adamı mecburen geçim için öğretmenliğe sürüklemenin ürünü.
işte tüm bunlar yüzünden çocukluktan beri beyaz önlükte gezen, en sevdiği oyun öğretmencilik olan, arkadaşlarına ders anlatmayı, okulu seven öğretmen adayları geride kalıyor, hayalinden vazgeçiyor. sonuç olarak ne öğretmen olmak isteyen mutlu, ne olmak istemeyip mecburen yapan.
sınav sistemi, o, bu, şu değil bence en önemli olan işini seven eğitimci. bu sistem en başta bunu başarmalıydı.