19.
Kahvaltıyı evde hazırlayıp işe gitmek veya evde yapmak. Yok poğaça alayım, yok börek alayım derken hem de evdeki kahvaltılar yenmeden bozuluyor, hem de sağlık elden gidiyor.
Dışarıdan eve yemek sipariş etmek veya dışarıda yemek yerine aynı yemekleri evde yapmak ya da yapmaya çalışmak. Böyle böyle dışarıdaki körili, pesto soslu vs makarnalardan daha efsane makarnalar, noodlelar falan yapmaya başladım.
İçerik okumaya başlamak. Bu ürün pahalı ise kesin kalitelidir algısından çıkıp, uygun fiyatlı güzel içerikli ürünlerle hayatıma devam ediyorum.
Evde yoğurt, kışlık sos vs yapmak. Kışın domates fiyatlarını ve lezzetini düşününce, hazır yoğurtların lezzetsizliğini düşününce verdiğim uğraşlar, eğlenceli hale geliyor.
Son olarak yürümek.
Edit: Eklemek istediklerim vardı, yeni bir gönderi yerine bu gönderinin devamı şeklinde olsun istedim.
Artık dışarıdan kahve içeceksen termosumu yanımda taşıyorum. Hem karton bardak kullanmıyorum (mikroplastik mevzusu), hem de kendi bardağım olduğu için içim rahat, hem de bazen indirim de alıyorum (instagram: kahvem termosta).
Suyumu evden koyup götürüyorum, stanley termosu ve 2 adet Suco mataram var, 24 saatlik nöbet dahil yetiyor.
Kullanmadığım abonelikleri sonlandırdım, belki bütçemde bir tanesi delik açmıyor ama toplanınca iyi bir meblağ oluşuyor. Örneğim eşim de ben de netflix kullanıyoruz ancak tek bir üyeliğimiz var, çünkü biz genelde evde televizyondan izliyoruz.
Markette bir şey gerçekten (burası önemli) indirime girmiş ve uzun süre dayanıklı bir malzeme ise fazladan alıp kenara koyuyorum. Bunu stokçuluk değil fırsat değerlendirme olarak görüyorum.
Kusura bakmayın belki bazılarınız bana kızacak ama eşimin bana çiçek almasını artık istemiyorum. Birkaç gün içerisinde çöp olacak bir şey ve lüks tüketim gözüyle bakıyorum.
Kıyafet alışverişi yaparken basic parçalar için outlet mağazalara bakıyorum.
Detoks sularına meraklı olduğum için dışarıdan tanesine 80-100 tl vermek yerine kendi katı meyve sıkacağımızı aldık ve kendi sularımızı yapıyoruz, damak zevkimize göre hazırlıyoruz.
Buzdolabında her zaman kavanozlanmış bir şekilde çorba bulunduruyorum. Yemek yapmaya fırsatımız veya dermanımız olmadığında birini çıkartıp tüketiyoruz ve bu şekilde dışarıdan yemek sipariş etme sıklığımızı azaltıyoruz.
Böyle uzun uzun yazınca bildiğin cimri gibi gözükmüş olabilirim ama aslında buralardan kalan parayı deneyime ve yatırıma aktarıyorum. Örneğin bir gösteriye para verirken artık içim acımıyor. Veya deneyimlemek istediğim restoranta gidince verdiğim para gözüme büyük gelmiyor. Hayat anılardan ibaret. Bu akşam öylesine dışarıdan verdiğiniz sipariş sizde hiçbir anı bırakmayacak ama gittiğiniz bir konser, gittiğiniz bir tatil ve yediğiniz özel bir yemek hatırlanacak. Olaya bu pencereden de bakmak gerekiyor.
20 ekim 2019 21:10
12 mayıs 10:51