1.
beni derin bunalımlara, acaip psikolojilere iten ayı ayağı kendisi.
bildiğin şıklıkla alakası yok. yani olmamalı. tarzla da olmamalı aslında. ne bileyim, gözümüz o kadar alıştı ki, bunun altına ugg güzel olur diyecek duruma geldik. halbuki bilek kısmına ince bileğim değil ayağım sığar.
niye böyle yaptık nasıl böyle oldu bilmiyorum. üstelik giyenlere kıs kıs güldüm de, bazen saygılı davranıp eheh siz giyin yaa ben sevmiyorum da dedim. önö ö pöröyö vöööörmöööm dediğimden de değil. bilmiyorum popülere karşı olma popularitesiyle hareket etmiş de olabilirim. evet ugg hakkında kısa bir özet geçip kendimi de yerden yere vurduktan sonra asıl mevzuya geleyim.
senelerce meh dediğim ugg'ı aldım.
vallahi aldım.
-17 derecede yaşamak ayaklarıma ve bana zor geldi, aldım ve ikinci gün kendisine sarılıp uyumak istedim. inanılmaz yumoş, inanılmaz rahat, inanılmaz sıcak. bi kadın, daha doğrusu üşüyen bir kadın ayağı, -20 derecelik bir kış mevsiminde dünyadan daha ne bekleyebilir ki? şimdi de iyi anlaşıyoruz, kara kışları atlattık ama, hala diğer çirkef yanım ortaya çıkmadığı müddetçe, bu kombin uggla güzel mi oldu ne bile diyebiliyorum.
ne oldum değil, ugg bile aldım diycen bu hayatta işte.
2.
ülkemizde "tumblr kızı" dış ülkelerde ise "white girl" olarak ifade edilen türün olmazsa olmazı. kışın giyilmez, su alır. yazın giyinmez, terletir. ilkbaharda ve sonbaharda havalar izin vermez yağmurlardan dolayı. sonuç olarak saçmadır, para kaybıdır. ama taytla iyi görünür orası ayrı. (en yaygın kullanım tarzı) (link: http://www.bayanvizyon.com/wp-content/uploads/2014/01/24567_suet-ugg-ayakkabi-modeli.jpg şu rengi ) görmeyen yoktur.
3.
3 kıştır sahip olduğum, yağışsız haftasonları avm çarşı pazar gezilerinde beni pek rahat ettiren, çirkin ama rahat çizme.
çirkinliğinden güç alıyorum sanki.. giydiğimde bi salaşlık rahatlık içinde oluyorum. saçım ev temizliği topuzu, mümkün mertebe hiç makyaj, güneş gözlüğü, çapraz takılmış minik bi çanta... alışverişe, vitrin bakmalara akış.
tabi bu tiple de tezgahtarlardan hiç pirim alamıyorum, o başka bir başlığın konusu.
iyidir ugg. giyin. rahat edin, ayaklar sıcacık, yumaşık.. karın ağrısı yok.
4.
yıllarca dalga geçip, aşağılayıp, demediğimi bırakmadığım ayak giyeci.
sonra bir gün cosplay hazırlıklarım sırasında almaya mecbur kaldım. Prenses Mononoke kostümümün altına basit görünümlü bir bot ararken almak durumunda kaldım. Ve işte o zaman çok şey değişti.
artık hava yağmurlu olmasın da o gün sıcacık, yumuş yumuş ugg'larımı giyeyim diye gün kollar oldum. bir baktım grisini de alsam, uzununu da alsam diyorum.
içimde garip bir utanç, garip bir rahatlık ve mutlulukla giyiyorum. her giydiğimde daha önceki düşüncelerim aklıma geliyor ve gülüyorum. büyük lokma ye büyük söz etme diyorum kendime.
hayat dersi veren, görünüşü çirkin, giyişi ultra rahat, ayağı en en sıcak tutan bot.
5.
Sanirim kendisini ancak çirkin cazibesi ile tanimlayabilirim. Gerçekten çirkindir, hele ki o bacaklar ince ise ayak numarasi da 39-40 ise insanin aklini karistirir. Kürdan bacaklarin altindaki ayi pençesi gibi duran o botlara anlam veremezsiniz.
Evet hepimiz sevmiyoruz ama giyiyoruz :) bende kullaniyorum ama bu botlar regl donemlerinde hayat kurtaricidir. Eger alisveris merkezinde starbucks' da cam kenarina oturmus elimde chai tea latte, ayagimda bu botlar varsa muhtemelen regl olmuşumdur. Yaklaşmayin, muhattap olmayin :) saygilar :)
6.
ıyy mıyy derken ayağımı incitip sert ayakkabı giyemememle birlikte önceleri ne kadar inat etsem de yağmur ve kar başladığında mecburen ayağımda bulduğum ayakkabı. havalar bozana kadar file spor ayakkabıyla idare ediyordum.
öncesinde demediğim kalmamışken şimdi başka bir şey giyemeyeceğimi düşünüyorum. lakin önceleri paletle yürümek gibi geliyordu ama zamanla alışıldı. bu kış ayağım dışarıda üşümüyor ama evde üşüyor, onu ne yapacaksak...
neyse ki kahverengisi var. siyah, gri gibi renklerini verseler hala giymem. teselli.
7.
sıcak tutma konusunda işe yarayacak bir bot. ama modeli kötü. bir de düz taban, iç kısmı ortopedik midir bilemedim, o nedenle uzun süre ayakta kalınca rahatsızlık verebilir.
bir de türkiye gibi bir yerde değil de, isveç, norveç, izlanda gibi ülkelerde daha bir giyilesi gibi duruyor.
8.
evde giyilesi ama dışarda değil. kibar değil bir kere. koca ayak gibi sokaklarda gezmenin de alemi yok. lütfen kendinize bunu yapmayın. o güzelim taytların, mini eteklerin altına bunu giymeyin bütün zerafetiniz gidiyor.
9.
Küçük ayaklılara daha çok yakıştığını düşündüğüm ayakkabı. Bir ara çok modaydı herkesin ayağındaydı diye almamıştım sonra da hevesim geçmişti ama çok sıcak tutuyormuş çok da rahatmış. (gizlinot: genelde erkekler pek beğenmiyormuş çok da fifi siz seviyorsanız giyin gari )
10.
krem rengiyle Yeti, koyu renkleriyle Altar'ın oğlu Tarkan gibi gezmeyi kabulleniyorsanız siz bilirsiniz tabi.