1.
- la usurpadora, yani bizdeki adıyla sahte dünyalar.
çok severdim ben bu diziyi baş rolde ki kadın o kadar hoştu ki hep ona benzemek istiyordum.
hala çok beğenirim "gençliğini".
(link: http://bellezasmexicans.blogspot.com.tr/ gençliği)
- maria barrio.
bu da en sevdiğim dizilerdendi. çok çok keyifliydi. thalia yıda çok beğenip, severdim.
2.
Vahşi güzel. Çocukluğum okuldan eve gelip vahşi güzel izlemekle geçti.
3.
vahşi güzel:
(link: http://upload.wikimedia.org/wikipedia/tr/thumb/4/40/Muñeca_Brava.jpg/250px-Muñeca_Brava.jpg unutanlar için, hatırlatıcı bir sahne )
4.
Génesis Rodríguez ve carlos ponce hayranı olmamı sağlayan, Dame Chocolate adlı bir dizi vardı..
değişik de bir konusu vardı. rosita yani Génesis birazcık çirkin ve lezzetli çikolataların tarifini bilen bir kızdı. bruce yani carlos, bu gizli formülü almak için rositayla birlikte olur. ve rosita ona aşık olur. daha sonra birkaç estetik ameliyat geçirip, saçlarını boyayan renkli lens takan rosita bambaşka biri olur, ve bruce onu bir başkası olarak tanır aşık olur ve olaylar gelişir..
yalnız yıllar geçmesine rağmen unutmamışım, güzel bir diziydi. ve her izlediğimde canım çikolata çekerdi..
5.
Thalia nin basrolu oldugu rosalinda.
6.
aa bak şimdi iki tane daha hatırladım. luz clarita vardı küçük iki kuyruklu kız onu da küçükken baya baya izlemiştim. bir de küçük melek maria vardı. kızın halası rengarenk peruklar falan takardı. ne günlerdi (gizlinot: ahsgah) şaka maka 9-10 yaşlarında küçük kadın gibi pembe dizi izliyormuşum demek ki :D
7.
Manuela izlerdik anneannemle. Isabel ve manuela isimli ikiz kardeşler vardı. Isabel olan tam bir psikopattı ve kocası onun öldüğünü sanıyordu. Halbuki sayko isabel'in öldü zannedildiği kazada yüzü yanmış evin bir yerlerinde evin kahyası olan kadının yardımıyla saklanıyordu. Sonra isabel'in kocası manuela'yı tanıyordu bir şekilde ve karısına benzetip aşık oluyordu. Evlenip evine getirince de olaylar karışıyordu.
Sonra tabii ki hayat ağacı vardı. Sam whitmore'u nasıl unuturum. Hatta tekerlemesi vardı. Menekşe mor, sam whitmore/ oya ile kaya adam ile maya kısmı kalmış aklımda.
Yalan rüzgarı'nı da epey bir seyrettik ondan sonra da cesur ve güzel'e sarmıştık bir ara. Ama onlar asla bir hayat ağacı olamadı benim için.
Bir de ben ortaokula giderken ilk öpücük diye bir fransız ergen dizisi çıkmıştı. Onu da ne izlerdik. Hatta şarkısını flütle çalmak epey sükse yaptırırdı. Konu falan çok geyikti ama fransız çıtırlar yakışıklıydı.
8.
Yalan rüzgârı, vahşi güzel, aşkın peşinde.
kimse Dallas'tan bahsetmemiş, yaş ortalamasından kaynaklı sanırım.(gizlinot: swh )
9.
MariMar ve Rosalinda. Marie Mar'ı ilk izlediğimde 3 yaşlarımdaymışım sanırım. Üzerinde kuzu işlemesi olan bebeklik battaniyeme sarılıp "pulgoso bu pulgoso" diye gezermişim. Sonradan yine yayınlanmıştı, o zaman aklım eriyordu, yine izlemiştim. Akşam üzeri olurdu. Ders çalışmaz onu izlerdim. Hey gidi günler hey... yaşlandık mı ne?