1.
"in-flight skincare routine" dedikleri, ilk olarak kimin başlattığını bilmediğim bir "influencer" adeti ve trendi. bu rutinlerde genellikle kağıt maske yapılır, uçuşlar cildi kuruttuğu için o esnada nemlendirici içerikler uygulanır vs.
(link: https://www.youtube.com/watch?v=HBzrns-YzzU mixed makeup youtube kanalında bu susan yara da bu adete değinmiş.) özetleyecek olursa uçaklar cilt bakımı yapılacak yerler değildir. sebebi de bunun hijyenik olmamasıdır. kaş yaparken göz çıkarmayın, diyor. evet, uçuş esnasında cildimiz normalde kuruduğundan fazla kurur ancak bununla başa çıkmanın yolu uçuştan önce cildimizi bu kuruluğa hazırlamak ve uçuştan sonra(gizlinot: onun deyişiyle) cildimizi şımartmaktır.
(bkz: bilemiyorum altan)
2.
Anlamıyorum, üç saat amsterdam'a uçuyor maskeler, kremler... Net görgüsüzlük bu. Bazıları manikürünü de uçuşta aradan çıkartmaya çalışıyor, kapalı alanda oje ve aseton kokusuna dayanamayanlar var, göz devirmekle kalmıyor uyarıyorum çünkü başıma ağrı saplanıyor o kokuyla.
Hadi diyelim 12 saat uçuş, uçuş bitiminde varış noktanız gündüz oysa yola çıktığınız yer gece -mesela istanbul-los angeles uçuşu- o yüzden gözlerinizi açamıyorsunuz, çöktünüz ama uyanık kalmanız lazım. Bu durumda göz yorgunluğunu hafifletecek maske, damla filan tamam olabilir ama bu da rutin sayılmaz.
Uçuş rutini dediğiniz bol su içmektir. Çantanızda hep olan lipstickle dudaklarınızı nemlendirirsiniz mesela, odur. Bir de özellikle uzun uçuşlarda içkiyi reddedip bitki çayı tüketmeniz gerekir, ben değil uzmanlar öneriyor çünkü çok şişiyoruz içkiyle, o ayaklar filan kocaman oluyor, damarlara zararı büyük. ekonomide uçuyorsanız yanınızda çayınızı taşıyın, çünkü sunulan seçenekler sınırlı. uyumak isterseniz papatya, melisa, yok canlanayım dirileyim gideceğim yerde ayık olmam lazım derseniz yeşil çay. Business uçuşuysa en güzel çaylar tepsiyle teklif edilecek, yanınızda taşımanız da gerekmez. O çayın poşetini de bazen gözümde gezdiriyorum, işte size rutin.
3.
Sanki hayatta bütün amaçları para kazanmak, iyi ve doğru yaşamak değil de tek ama tek amaçları cilt bakımı yapmak, ciltlerini nemli göstermekmiş gibi davranıyorlar bunu yapanlar genelde bence. Sanki o an o maskeyi yüzüne yapıştırmazsa ve cildi kurursa ömür boyu aç kalacak, her şeyini elinden alacaklar. O kadar abartıyorlar ki şımarıklıktan başka bir şey değil bence, ne güzel dertler var yahu gerçekten derdin de güzeli oluyormuş. yani inince aşırı önemli bir toplantım da olsa hayatımın aşkı havalimanında bekliyor da olsa cildim ilk görüşte aşırı neme doymuş gözükünce kime ne faydası olacak, anlamıyorum.
4.
Ben de bakımlıyım ben de süslüyüm. Haftalık ve günlük olmak üzere; saç, el, ayak, cilt, vücut bakımım var da uçak rutini nedir ya? Yerde yaptığımız yetmedi, havada da yapalım. Bu kadarı biraz şov bence
30 mayıs 2019 16:11
30 ekim 2019 09:33
5.
uçak rutini mi ahaha. elvin gibilerin keriz avlamak için uydurduğu rutindir.
6.
Tanrı kimseyi uçakta cilt bakımı yapmak zorunda olduğu hissinden kaynaklı harekete geçme itkisi altında ezmesin. Gerçekten komik. Komik çünkü zaten evde binlerce pr paketlerinden vesaire gelen ürünleri var diye bence bu hale düşüyorlar. Uçakta da madem zaman var maske yapayım denmiş olabilir. Yoksa zaten hiçbiri gidip bu kadar ürün almazdı. Yanına ufak bir lip balm, kuru havadan dolayı nemlendirici alırsın ama bunu rutin haline getirmek, can sıkıntısından ve insanları almaya teşvik etmekten başka bir şey değil. Cildiniz ekstra kuru ve hassastır anlarım. Saçma sapan işler.
30 mayıs 2019 17:48
30 mayıs 2019 17:50
7.
Uçuş cildi kurutuyormuş süslüler neden dalga geçiyorsunuz ki :d
Ahahahaha ya bi durun zaten ortalık karışık dediğim başlık.
8.
“ arkadaşlar bugün uçak cilt bakım rutinimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Banyomdaki tüm ürünleri aldım yanıma çünkü malum Mars yolu uzun, bu yolculukta cildimiz mahvolmasın.”
Sadece bu durumda uçak rutini konusunu ciddiye almayı deneyebilirim. (gizlinot: Ya off gerizekalı marsa uçakla mı gidiliyor aptl...)
9.
Bakım adı altında ve ürün tanıtacağım diye o kadar çok kimyasala maruz kaldılar ki, influencerdır ne yapsa yeridir rutini.
10.
İstanbul-Sydney arası uçmuyorsanız tebrikler mis gibi bir görgüsüzsünüz. Nasa'nın oksijensiz alanına girmiyosunuz altı üstü uçağa biniyosunuz.