8.
tdk der ki;
ticaret: 1. (isim) Ürün, mal vb. alım satımı
ticarethane: (isim) Ticaret işlerinin yürütüldüğü yer
bu bağlamda çok rahat söyleyebiliriz ki vakıf üniversiteleri birer ticarethanedir arkadaşlar. kaldı ki "bilgiyi alıp sattıkları" göz önüne alındığında, ne kadar arzu etmesek de tüm eğitim kurumları birer ticarethanedir. (gizlinot: katkı payı veremedi diye tuvalet temizleyen öğrenciler var bu memlekette.)
şimdi;
ağabeyim lisans eğitimini de yüksek lisans eğitimini de bir vakıf üniversitesinde yaptı. burslu değildi, çünkü hedefi farklı bir bölüm ve okuldu. istediği yere çok rahat girecek puanı aldığı halde babamın arzusu üzerine son dakikada bu vakıf üniversitesini ve bölümünü tercih etti. şimdi bunu cepte tutalım.
üniversiteye girdiğim sene ailem bana da bu teklifi sundu sağolsunlar. istemedim. istediğim bölümü bünyesinde barındıran her okula gerek tam burslu, gerekse yarı burslu girecek puana sahip olduğum gibi en kötü ihtimalle bana burs vermeyi kabul edecek bir anne babaya da sahibim. banko olduğunu bildiğim halde sırf ailemin içi rahat etsin diye tümü devlet üniversitelerinden oluşan 7 tercih yaptım, ilk tercihime de girdim. şimdi bunu da cepte tutalım.
vakıf üniversitesinde okuyan öğrencilerin, burslu da olsa burssuz da olsa belli bir ekonomik düzeyin üstünde olduğunda anlaşalım öncelikle. öğrenci evi "dumankaya rezidans"ta olan ya da okula üstü açık spor arabayla gelen kitlenin dışında konuşuyorum. memur çocuğu da olsa ailesinin kendisi için ayırdığı bütçeceden harcıyor da olsa ya da kendi okul parasını kendi biriktirmiş/kazanmış/kazanıyor da olsa bir vakıf okulunda okumak için maddi durumun rahat olması gerektiğine inanıyorum. hatta psikolojik birtakım etmenleri göz önüne alınca öyle olmak zorunda olduğunu bile düşünüyorum. bu savunmama da en basit örnek olarak benim okulum sınırları içerisinde 3 liraya bile karın doyurmak mümkünken ağabeyimin okulundaki 15-20 liradan başlayan yemek fiyatlarını gösteririm. daha da basit bir hesap yaparsak, bizde 1 liraya satılan çay onlarda 2,5 lira idi. yine farklı bir vakıf okulunda okuyan bir arkadaşım, benim okulumun çevresinde satılan 25 kuruşluk erikli marka suyu görünce kendi okuluna "ulan 1,5 liraya su satıyorlar, onda da sultan suyu satıyorlar." diye isyan etmişti. benim okulumun çevresinde 800 liraya en kral evi tutabilirken ağabeyimin okulunun çevresindeki ortalama haldeki evler için bile bin, binbeşyüz lirayı gözden çıkarmak gerekiyor. ne demek istediğimi anladığınızı tahmin ederek devam ediyorum.
ağabeyimin okuduğu vakıf üniversitesinde, çoğunluğun iyi geçen bir sınavı "kapıların açık bırakıldığı ve sınavdan önce soruların çalınmış olma ihtimali" üzerine iptal edildi. günlerce bu sınava çalışan abim bu psikolojik baskıyla birkaç gün daha çalışmak zorunda kaldı. hani sanıyorsunuz ya "parayı verdi bunlar. geçirelim bari." diye düşünüldüğünü, aksine daha çok zorlanıyorlar. zaten yükseklisansı boyunca dilinde "öss'ye bu kadar çalışsaydım derece yapardım muhtemelen." lafı eksik olmadı. yani demem odur ki arkadaşlar, vakıf üniversitelerindeki herkes parayla diploma almıyor. böyle olduğunu iddia eden insan gerizekalıdır.
ben burslu girebileceğim halde özel bir okulda okumayı reddedip devlet okulunu tercih ettim. üniversiteyi ilk senemde kazandım, hazırlık sınıfını atladım(gizlinot: ki bu bir gerçek)(gizlinot: devlet okulunun hazırlığı cacıktır), en düşük notum cc olup alttan hiç ders almadan okulumu bitirdim, derece ile de mezun oldum. yani demem odur ki arkadaşlar, devlet okulunda okuyan herkes özel bir okulu "burslu" tutturamayıp buraya mahkum olmuş demek değildir. böyle olduğunu iddia eden insan da gerizekalıdır.
kaldı ki üniversite okumak çok büyük marifet olmadığı gibi üniversite bitiren herkes de über zeki değildir. bilkent üniversitesi'nden mezun olup "hocaya iki yağ çekiyordum, geçiriyordu beni dersten." diyen esra-ceyda kardeşlerin kafa yapısına sahip özel okul öğrencisi de, okulumuza söyleşiye gelen radyo programcısına "neden erikli su içiyorsunuz? marka takıntınız mı var?" diye soru soran devlet okulu öğrencisi de net gerizekalıdır gözümde.
ayrıca son olarak şunu söylemek istiyorum ki "fakirler ölsün." zihniyeti kadar "zenginler ölsün." zihniyetinden de çok sıkıldım. ikisinin de çok ciddi karakter sorunu yaşayan insan söylemi olduğunu düşünüyorum.
okuyabilene de sonsuz teşekkürler. ben yazarken sıkıldım (gizlinot: swh)