vatikan

1. Dan brown kitaplarında bolca bahsi geçen, kitapta bahsedilen yerlerin hepsi gerçek yerler olduğu için okurken insana araştırma hissi veren ve araştırılınca mimarisine hayran kalınan dünyanın en küçük yüzölçümüne sahip ülkesidir.

2. Devlet başkanının papa olduğu, mutlak monarşi ile yönetilen devlet. Papa’nın özel korumalığını da yapan 100 kişilik, tamamı isviçreli askerlerden oluşan bir ordusu da mevcut.

Vatikan müze ve kilise kısmı olmak üzere iki ana turistik bölümden oluşuyor. Müze kısmına biletle girilebiliyor ve istediğiniz kıyafetle ziyaret edebiliyorsunuz. Müze’nin kapısında uzun kuyruklar oluştuğundan gitmeden önce internet üzerinden bilet almak ve kuyruk beklemeden girmek en akıllıcası olacaktır. Müze’ye kadar büyük ihtimalle yürüyeceğinizden ve oldukça büyük olan müzeyi de yürüyerek gezeceğinizden rahat ayakkabılar giymekte ve yanınıza su almakta sonsuz fayda var. Müzenin içinde kantinimsi bir kaç yer ve 1 adet cafe mevcut ama çok başarılı bir yemek yiyeceğinizi düşünmeyin. Müzenin en önemli bölümü tabii ki tavanını ve 1 adet duvarını (gbkz: michelangelo)’nun boyadığı sistine şapeli fakat buraya ulaşmak pek kolay değil. Sanırım direkt şapel’e gitmemin kestirme bir yolu yok. Müzeyi geze geze geze gidiyorsunuz. Müzede anadolu medeniyetlerinden eski mısır’a, eski yunan ve roma medeniyetine ait pek çok eserin yer aldığı bir çok oda, mitolojik tanrıların devasa heykellerinin olduğu bir salon, isa’nın hayatının önemli anlarının betimlendiği ipek duvar halılarının sergilendiği galeriler, vatikan’a hediye edilen resim ve heykellerin sergilendiği koridorlar mevcut. Ayrıca eski papaların yaşadığı kısımları da görebiliyorsunuz. Örneğin oldukça tartışmalı bir papa olan borgia’nın ayrı bir salonu mevcut. Sistine şapeli ise tek kelimeyle muhteşem. Küçük ve oldukça kalabalık olan şapelin kenarlarında oturmak için sıralar mevcut. Burada boş bir yer bulup tavanı dakikalarca izlemek, her figürü ayrı ayrı incelemek büyük bir zevk. Tavanın ortasında (link: https://www.google.com.tr/search?q=creation+of+adam&espv=2&biw=1008&bih=485&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwjj3Mfsy4XKAhXCkw8KHUkkAeQQ_AUIBigB#imgrc=_qYF4vPQQ6RKMM%3A creation of adam) yer alıyor. Müze genelinde serbest olmasına rağmen şapel’de fotoğraf çekmek yasak ve güvenlik görevlileri oldukça sıkı kontrol ediyor.

St.peter’s bazilikası ise tüm ziyaretçilere açık bilet alınması gerekmiyor fakat kıyafet zorunluluğu var. Kolsuz,askılı üstler veya diz üstü şort,etek vb ile girilemiyor. Kapıda xray’den geçerken kıyafetiniz uygun değilse geri çevriliyorsunuz. Bazilika’nın içi de gerçekten görülmeye değer bir yer. Papalık sarayı tarafına ise özel izinle girilebiliyormuş ancak. Bazilika’nın yanından papalık rezidansına giden yolun başında rönesans esintili kıyafetleriyle (link: https://www.google.com.tr/search?q=swiss+guards&espv=2&biw=1008&bih=485&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwjwho64zoXKAhVDlA8KHbCHBDMQ_AUIBigB&dpr=1#imgrc=5VnYu8HfFyjqFM%3A isviçre’li muhafızları) görebilirsiniz.

Vatikan’ın bir de postanesi var ve nedense buradan sağa sola kart atmak gibi bir gelenek var. Biz de gittiğimizde istanbul’a kart yollamıştık biz döndükten sonra gelmişti. Yine vatikan’a giden yol üzerinde bir çok hediyelik eşyacı var ama ağırlıklı olarak dini materyal olduğundan ve fiyatları yüksek olduğundan alışveriş edilesi değil.