5.
Acil durum kurtarıcısı. Nasıl kullanadığınıza dikkat ederseniz tabii. Hatalardan ders çıkarmak erdem olduğundan, ben de size biraz anlatayım, belki hiç bu mereti kullanmamış, merak edenler vardır.
Şimdi bu arkadaşı kesinlikle elimizde hunharca ovalamayacağız. normalde ısıtmaya gerek kalmadan kullanılabilen bir şey, ama evin soğuk bir yerinde muhafaza ediyorsanız bantların ayrılması biraz zor oluyor. Tavsiyem doğal ısıtma yöntemleri. Nedir: örneğin otururken bacağınızın altına koyabilirsiniz, vücut sıcaklığına yakın bir sıcaklığa gelmesi zaten yetecek. Sıcak bir kombi peteğinin üstüne birkaç saniye koyabilirsiniz, elle tuttuğunuzda sizden sıcak olmasın yeter. Burdaki amaç ısıtmak değil, buz gibiyse sizin sıcaklığınıza yaklaştırmak. (Kendi hatam no 1: hayvancasına ısıtıp löks diye yapıştırıp çekiyordum, sonra bıyığım niye yandı diye kendi kendime düşünüyordum. Gençlik işte Ehe ehe)
Normal bir sıcaklığa geldi, bantı ayırırken ucundan bi test ediyoruz ayrılırken kolay ayrılıyor mu diye. Biraz zorlanarak ama kesik kesik olmadan ayrılıyorsa, istediğimiz yerdeyiz demektir.
Şimdi. Bıyık bölgesine bir sefer sağdan, bir sefer soldan yapıştırılacak bu meret. Her bant sadece bir kez kulkanılabilir. Isıtıp ikinci kez yapıştırmayı denemeyin bile. (Hatam no 2: yaptım, yandı) bandın birini aldık. Dudak ortasını hiza belleyerek, yukarıdan aşağıya doğru bastırarak bandı bıyığa yapıştırdık. Hunharca ovalamadan, yavaşça birkaç kez elimizle bıyık bölgemizi bant üzerinden seviyoruz, neden? Çünkü kendimize bakım yaptığımız bir andayız. Acımayacak diyoruz. Çene bölgesinde bantın bitti yerden cildi çok hafif aşağı doğru bastırıp (çekerek değil bastırarak, madem ağda işine girdik cildi sarkıtmaya yer arıyoruz, asgaride tutalım riski) bantı aşağıdan yukarı doğru ve tek hamlede çekiyoruz. Acıdı mı?
Evet. O acısız reklamlar, reklam işte adı üstünde. Ha bir iple uygulama kadar acımayacak evet ama, biz garibanların acısız ne uygulaması var ki?
Diğer tarafı da hallettik ve bitti. Sakın ola ay orasını alamamışım, yok burasında kıl tüy kalmış bana bunlarla gelmeyin. (Ben geldim, hatam no 3: hemen arkasından 2. Tur bant geçerseniz nur topu gibi (gbkz: ağda yanığı)nız oluyor. )
Diyelim ki başınıza bu hayatta gelmeyen kalmamış gibi bir de ağda yanığı mı geldi? Çözeceğiz. Ben 2009 yılının temmuz ayında cayır cayır güneşe maruz kalmış hassas cildimle bir de ağda yanığını geçirdiysem, geçmeyecek ağda yanığı yok. Merak etmeyin.
1. Çare elbette (gbkz: madecassol) ama öyle sürüp yedirme değil. Mala ile duvara beton atar gibi, eli bol tuta tuta. Kremin altından deriniz gözükmeyecek, (doktor tavsiyesi değildir, ben o gün için öyle çözmüştüm. O gün derken 20 günde filan ancak geçti) bir de güneş yüzü görmeyeceksiniz. 2. Çare ise uu beybi. Böyle bir krem olamaz. (gbkz: La roche posay cicaplast baume b5)
Diyelim yanmadan bu işi kotardınız. Ağda kalıntısı diye bir şey var ki yağ ile temizlemeyi, hele kutudan çıkan mendille temizlemeyi aklınızdan bile geçirmeyin. (Geçirdim, hatam no bilmem kaç: sivilce sivilce sivilçe)
Bence en güzeli madecassollü yedirerek temizlemek, cilt dinginleştikten sonra da yüzünüze ağır gelmeyen neyse onla yüzü yıkamak. Ovmadan. Yıkamadan da olmuyor sanki. Bakın bu kısmı hala tam çözemedim. Sivilce işi heralde benim bünyeden kaynaklı, az da olsa muhakkak çıkıyor. Kafasına göre de çıkmış olabilir ağdadan da. Çünkü hemen çıkmadığı oluyor, 2-3 gün beklediğini biliyorum ilk kızarmanın baş göstermesi için.
Bayılmadan okuduysanız ne ala. Bıyıksız günlerde görüşmek dileğiyle.