viyana

6. bu yaz gittiğim, avrupa'nın sanat başkenti demekte beis görmeyeceğim şehir. viyana havalimanından s7 isimli bir trenle şehir merkezine ulaşıyorsunuz. airbnb tutmuştum handelskai'da. s7 treni oraya kadar götürüyordu. metrolar için tek binişlik bilet alabiliyorsunuz otomatlardan. metroya binerken eğer tek seferlik bilet kullanıyorsanız bir okutma cihazı oluyor metroya giden merdivenlerin başında orda biletinizi okutup geçiyorsunuz. ben 4 gün boyunca bilet kontrolcüleriyle hiç karşılaşmadım ama yine de ne olur ne olmaz 2 euro metroya vermek 50-60 euro ceza ödemekten iyidir. risk almaya değmez bence. genel olarak insanları kibar ve güleryüzlüydü. ev sahibimiz çok tatlı bir kadındı. temmuz başında bile hava çok sıcaktı. yemek vs genel olarak fiyatlar bence pahalı da değil ucuz da değil ortalamaydı. Ortalama bir restoranda yemek 15 euro civarındaydı.

seyahati kolaylaştıran şeylerden bahsetmek istiyorum. öncelikle oraya gitmeden önce bilgisayarda google haritalardan rota çizdim. önce gitmek istediğim yerlerin listesini çıkardım. sonra birbirine yakın lokasyonda olan yerleri gruplandırdım ki gezmek kolay olsun. ve haritalarda hangi toplu taşımaya binileceğine kadar planladım. çünkü orda kendi internetimi açma imkanım olmayacaktı. viyanada tren dahil nerdeyse her yerde ücretsiz wifi var. gerçekten hiç internet sıkıntısı çekmedim. rotaları oluşturduktan sonra gün gün telefonda anasayfama kaydettim. sadece ilk açarken internet gerekiyor sonrasında gerekmiyor. ben sabah evde wifi ile rotayı açıyordum sonra çıkıp geziyordum. konumu da açarak nerde olduğunuzu takip edebiliyorsunuz. bu sayede kimseye yer sormama gerek kalmadı. viyanada o kadar müze var ki hepsini gezmeniz nerdeyse imkansız. zaten çoğu müze kiliseler dahil akşam 6'da kapanıyor. Ve pazar günü çoğu market dahil nerdeyse her yer kapalı. O yüzden seyahatinizi mümkün olduğunca pazar gününe denk getirmemeye çalışın. Anker Clock, Viyana Veba Sütunu, Stadtpark, Belvedere Sarayı(gizlinot: Gustav Klimt-The kiss eseri burada.), Viyana Sanat Tarihi Müzesi(gizlinot: Pieter Brueghel-The Tower of Babel burada.), Schönbrunn Sarayı, st. peterkilisesi, Hundertwasser Evi, Aziz Stephan Katedrali, Prater Lunaparkı (burda 120 yıllık bir dönme dolap var kişi başı 12 euro), Karl Kilisesi, Naschmarkt, Leopold Müzesi(gizlinot: Gustav Klimt-death and life burada. yine egon schiele'nin birçok eseri var.) tavsiye ettiğim yerler. Giderdeniz Viyana şinitzeli ve Apfelstrudel yemeyi unutmayın.

edit. ilk defa yurtdışına çıkacak birine viyanayı gözü kapalı tavsiye edebilirim. her şeye erişim çok kolay, her yerde internet var. kaybolma korkusu yaşamazsınız. insanların çoğu ingilizce biliyor. şehir sizi tatmin ediyor. ve bence güvenli bir yer. en azından paris ya da barcelona gibi değil. vize konusunda sıkıntı yoksa ilk seyahatiniz viyana olabilir.

5. Az önce uçaktan inip İstanbul'a döndüğüm şehir. Ne yazık ki öncesinde Prag a gittiğim için sadece 4 gün kalabildim ama ben bu şehire bayıldım. O kadar düzenli, o kadar asil bir yer ki Barcelona hatta Paris yanında sönük kaldı benim nazarımda. Bir kere insanlar birbirine oldukça saygılı, esnafı gayet güler yüzlü. Biraz fazla düzenli ve temiz bir şehir. Bir gün yurt dışına yerleşecek olursam kesinlikle tercihim Viyana olur. Avrupa da kesin görülmesi gereken merkezlerden diyebilirim. Tarihi dokusu da bambaşka ama modern ve şık bir şehir aynı zamanda. Bilemiyorum bambaşka bir dünyaydı benim için. Yaz aylarında çok turist çektiği için bol bol Arap ve Türklere denk gelebilirsiniz.

4. Bu şehirin tarhi dokusu, mimarisi bir tarafa aklıma bana nefes aldırmayan kokusuyla kazınmıştır. Aziz Stephan Katedrali'nin bulunduğu cadde özellikle... gerçekten nasıl tarif edilir bilmiyorum, turistik amaçlı at arabaları var ve at ve at dışkısı kokusu zaten var. Ama ben kanalizasyon mazgallarından da koku geldiğine oldukça eminim ne yazık ki. Cadde boyu kafeler var ve burada da çoğu yerde domuz eti pişiriliyor, kokusunun ne kadar ağır olduğunu daha önce kokuyu duyanlar bilir. Girip zaradan parfüm alıp sürekli onu sıkıp mide bulantımı bastırmaya çalışarak gezdim ne yazık ki. Sadece bu bölgede değil bir çok yerinde bu şekilde hissettim. Ancak yine de düzeni, müzeleri, sanatla iç içe oluşu, şehir parkının güzelliği görülmeye değer.

Ayrıca türk düşmanlığının en üst düzeyde olduğu avrupa şehirlerinin başında gelir. Osmanlı tarihinden beri var olan düşmanlık hala etkisini sürdürüyor, akıcı bir ingilizceniz varsa mesafenizi korursanız böyle bir sorunla karşılaşma ihtimaliniz düşmüş oluyor. Türk düşmanlığı/korkusu konusunda bana en ilginç gelen bilgilerden birisini paylaşmak istiyorum (vikipedia'dan alıntıdır):

Aziz Stephan Katedrali ilginç bir bilgiyede sahiptir: Katedralinin çan kulesinde 1534'de ihdas edilen; Osmanlı akıncılarının yaklaştığını görüp çan çalarak Viyanalı'lara haber vermekle görevli bir memuriyet, ancak 1956'da Viyana Belediye meclisince Artık bir Osmanlı tehlikesi kalmadığından ve bu görevin lüzumu olmadığı için.. kaldırılmıştır. (gizlinot: 1956 tarihine dikkat :))

3. arkadaşım "yakında viyana'ya gidiyorum, istediğin bir şey var mı?" dedi. "oje" dedim :) hakkaten ne alınır viyana'dan bilmiyorum ki hiç.

oradan bir şey istemek değil de kendim gitmek istediğim şehir viyana. budapeşte'den daha çok seveceğimi sanmıyorum ama yine de görmek istiyorum.

2. (bkz: mozart çikolatası )

Tanım; tarihi görüntüsünü sevdiğim avusturya şehri.

1. avusturya'nın başkenti. kasim'da 1 haftalığına gezme fırsatı bulabileceğim. alışveriş önerilerinizi bekliyorum süslüler.