women's march

1. Trump'a açılan pankartların olası bir eylemde rte'ye açılması durumunda ülkedeki kadınların %80'inin içeri tıkılacağı, tıkılanların %60'ının da fetö destekçiliğinden (gizlinot: ??) yargılanacağı etkinlik.

Düşünce özgürlüğü diye bir şey cidden hala var. Özlemişim. (bkz: insan gerçekten hayret ediyor)

2. -(bir vajina resmi etrafına)bu seni korkutuyor mu,sor bakalım kendine neden..

-büyü yapıyor,cadı diye yakamadığınız kadınların torunlarıyız.

-hermonie olmasaydı harry daha ilk kitapta ölmüştü!

-Varlığıma saygı duy!

-sıkı tutunun , kadınlar geliyor!

-Kadının yeri direniştedir!

-Hayır, haklarımı alamazsın. Ben onları hala kullanıyorum!

-Bir başkası öyle istiyor diye ya da bir başkası cahil diye kendi hayatımı kısıtlamayacağım!

-Korktuğundan daha güçlüyüm!

-bu lanet şeyi hala protesto etmek zorunda olduğuma inanamıyorum (gizlinot: evet samanyolu tv gibi çevirdim..)

-gerçek erkekler feministtir!

-Annelerimizin mücadele ile kazandığı doğum kontrol haklarını kaybetmemek için sonuna kadar savaşacağız!

-Ne azize, ne orospu!

Sadece kadın!

-Voldemort başkan olduğunda daha çok hermonie'ye ihtiyacımız var!(yaklaşık çeviri)

-(link: https://pbs.twimg.com/media/C2yYa7ZXEAA6TQz.jpg:large "İşte şimdi nineyi kızdırdınız!")

- (link: https://pbs.twimg.com/media/C2xbaBzWgAAuQ4m.jpg Diren-kızkardeş/re-sister)

gibi pankartlar açılan protesto yürüyüşüdür.tabi bunlar benım yetişebildiklerim.kadınların baharı gelıyor!

bu

girdinin burasına kadar geldikten sonra kendi kendinize bır süre tekrarlayın:

umut var,umut var,umut,umut,umut var!

bu tekrarı da şu (link: https://www.youtube.com/watch?v=D9l_j5oRZ-Y şarkıyla) pekiştirin.

dünya yerınden oynar,kadınlar özgür olsa!

3. Kadın olmayı seviyorum. Erkek ve kadınların farklılıklarının olmasını da.. ve bu toplumsal cinsiyet velvelesi tuzağına düşmeyi reddediyorum.

Kadını erkeğe düşman etmeye uğraştıklarını düşünüyorum. Erkeği kadınlaştırma kadını erkekleştirmeye ve tabiatından ayırmaya çabaladıkları besbelli..

Tek amaçlarının da bizi daha çok çalıştırıp daha çok tüketmeye yöneltmek olduğunu görebiliyorum.

Kadının çalışma hakkı diye bir şey uydurup bizi çocuklarımızdan ettiler zaten şimdi de doğada adaletin zıttı olan eşitlik diye uydurk bir kavram ortaya atıp erkeklerle aramızı bozacaklar.

Erkeklerin de ayarlarını bozup sorumsuz, vefasız yaratıklara dönüştürüyorlar.

Kadınlar uyanın! Hem iş, hem çocuk, hem sorumluluklar... Bunları gerçekten istiyor muyuz? robot değilsek cevap hayır olmalı... en azından yaşınız 35'in üstüne çıkmaya başladıysa olgunlaşıp hayatı olduğu gibi de görmeye başlamış olmanız lazım.

Bizi sezgilerimizden, içgüdülerimizden koparıp saçma sapan işlerde çalışıp, gereksizce tüketen, eşine aşık değil düşman duygusuz robotlara çevirmeye çalışıyorlar...

Silkelenme zamanıdır... yoksa insanların güzel huyları dışında birbirine üstünlükleri yoktur zaten...

4. Hem çalışıp hem anne olabilirsiniz tıpkı hem çalışıp hem baba olabildiğiniz gibi. Hangi kaynaktan veya milletten bahsediliyor doğamızda aykırı denilerek bilmiyorum (gizlinot: inşallah yazarın götü değildir bu denli göte düşkünlük artık güldürmüyor) ama sapiensler çocuklarına ortaklaşa bakmış ve toplumsal dayanışma ve çalışmaya her iki cinsiyet de katılmıştır. Anadolu uygarlıklarına ve sonradan gelen Türk milletine de bakarsak kadın dediğin işe karışmaz denilse o kadınlar dilinizi keserdi. Kadının erkeğin malı haline gelmesi tek tanrılı dinlerin yükselişiyle olmuştur tesadüf mü bu?

Çalışmak da çocuk sahibi olmak da evlenmek de bekarlık da kadının doğasına uygundur insan doğasına uygun olmayan allahın bahşettiği güzel aklını kati suretle kullanmamaktır. Kadın hakkını kadına anlatmaya çalışmak da çok zor be. Ülkem hanzolarını cesaretlendiren kendilerini bi bok sanıp tek derdi kendi özgürlüğü olan kadınların hayatını mahvetmesine sebep olanlar bu kadınlar. Kendi kendini ezdiren abidik gubidik eril kafa yapısına sahip kadınları, kendilerine rağmen özgürleştirme çabasından yıldım artık. Kendi için mücadele etmeyen kurtarılmaya değmez kendi hayatınızda ne bok yerseniz yiyin ama başka genç kadınlara bu durumu normalleştirmeyin.

Çok yakında bizim de yapmak zorunda Kalacağımız bir yürüyüş olabilir bu. Hatta tüm dünyada kadın hareketleri yükselişe geçebilir.

5. ya bir kadın nasıl böyle düşünebilir? kimse kimseyi çocuğundan evinden etmiyor. ama mesela şikayet ettiğiniz sistem erkekleri ev işlerinden, çocuk bakımından, sorumlulukları paylaşma yolundan etmiş ki, erkeklerin tv karşında kaşına kaşına yatmasını normal karşılar olmuşsunuz. o kadar doldum ve üzüldüm ki. neyse ki etrafım evinde otur sen kadınsın diyen insanlarla dolu değil. yüz sene önce yaşamış kadın tarlasında çalışmıyor muydu? şimdi tarla yok fabrika var okul var hastane var. ne değişti? ne değişti biliyor musunuz? eğitim daha doğrusu öğretim almayı kabul eden insan sayısı değişti. bu teknoloji çağında, o kadar bilgiye direnip cahil kalmaya çalışıyorlar. 80 yaşında babaannem okulum bitsin sınavlarım güzel geçsin diye dua ederken çok mu aptaldı da böyle düşünen, uyanın diyenler akıllı. siz gururunuza yedirebilirsiniz ama ben her sabah kocamın işe giderken bana 20 lira harçlık bırakmasını yediremem. bu ülkede büyük çoğunluğun babası emlak milyarderi değil ki kızlarına mal mülk miras kalsın. o zaman elimizi taşın altına sokmamız gerekiyor dimi? ama her şeyi sırtlanarak değil paylaşarak. böyle fikirler üreteceğinize keşke eşlerinize bebek bezi değiştirmeyi öğretseniz.

6. çalışmak kabul edelim ya da etmeyelim sonuna kadar bir haktır. isteyen bu hakkını kullanır, istemeyen evinde oturur, çocuğuna bakar onunla vakit geçirir. bugün çalışmayı, kadının iş hayatında olmasını hazmedemeyenler yarın öbür gün kızların okumasını da istemez, çalışmayacak ki ne işi var okulda der pekala. hala bu düşünceye sahip çok fazla insan var ne yazık ki hem de her kesimden.

kadınlar iş aradığı ve iş hayatında olduğu için erkekler istediği gibi iş bulamıyor, evlenemiyor diyenler kadının bedenen, fikren , ruhen ve son olarak da ekonomik anlamda özgür olmasından rahatsız olan kesimdir.

son bir şey kadın çalışınca tüketimi artıyor da evinde oturunca hiçbir şey tüketmiyor mu yani bu da ayrı bir konu.yıllarca kadınlar çiçektir diyerek o çiçekleri önce vazoya koyup sonra da bir bir soldurdular. elinden bütün haklarını, özgürlüklerini alıp şiddete maruz bırakarak, cinayetle, tacizle ,tecavüzle yaptılar hem de bunu.

o yüzden kimse kadın çalışmasın, tüketmesin demesin lütfen özellikle de kadınlar demesin bunu. çünkü kadın çiçek falan değil, yıllarca uyuttular bizi bu masallarla. kadın da tıpkı erkek gibi yaşamak için tüketmek zorunda olan ve bu yüzden de hakları olan bir birey.çalışma hakkı da bu nedenle bir kadın için en önemli haktır. uydurma falan diyerek burada en başta birbirimizi kandırmayalım.

7.

halka açık ortamlarda çocuğunu salıp takmayan insanların şu "hem çocuk, hem iş... bunları istiyor muyuz?" söylemini dillendirdiğini düşünüyorum bazen. kendi isteğiyle değil de kaynanasının zoruyla çocuk yapıp hiç ilgilenmeyen anneleri hatırlatıyor.

benim teyzem hiç evlenmedi. onu çocuk yapmaya hiç kimse zorlamadı. kendi işinde çalıştı ve parasıyla dünyayı gezmeyi tercih etti. görmediği ülke sadece iskandinavya ülkeleri(kuzey ışıklarını rusya'da gördü. kaybettiği bir şey yok.), avustralya, kuzey afrika haricindeki afrika ve asya'daki bilinmedik küçük ülkeler.

annemse çocuk yapmayı tercih etti. annem de babam da çalışan insanlardı. ilk yıl annem baktı. 3 yaşıma kadar anneannem baktı. 4 yaş civarında kreşe başladım.

halamsa hamile kaldıktan sonra kendi seçimiyle çalışmayı bıraktı.

bu üç kadın da kendi seçimlerini yaptılar? işi seçen de var, çocuk yapmayı da. her ikisini yapan da.

kendi yaptığımız tercihler arkasında durabilmeliyiz diye düşünüyorum. evde tüm iş bana yıkılıyor diyorsan da evlendiğin adamı sen seçmedin mi diye sorarım? benim sevgilim evde de annesine temizlik vs konusunda yardım eden biri, aynı evde yaşamaya başlasak hiçbir ev işini benim üzerime yığmayacağını biliyorum? ara sıra iş bölümünü nasıl yapardık diye de konuşuyoruz. bunu konuşamadığın sevgilinle gidip evlenirsen sonra ağlama bence? zorlama mı evlendirdiler?

sevgilisinin kendisine yaramayacağını ve kavga ettikleri halde gidip yine sevgilisinin köpeği olan bir kız illa ki tanımışsınızdır. aklıma gelen ekol bu.

amerika açısından bakarsak tüm olay yozlaşmış demokratların trump'In konuşmasından editlediği "grab them by the pussy" üzerinden yürüyor. o konuşmasının öncesini bilen gerçekten yok. "And when you're a star, they let you do it. You can do anything. Grab them by the pussy. You can do anything."

ülkemizde şeyma subacı gibi onlarca kadın varken acun ılıcalı'nın servetinden kat kat yüksek bir servete sahip olan adamın golddigger'lar hakkında bu konuşması üzerinden bu kadar protesto dönüyor. başka bir odağı yok. trump'ın kendisinin söylediği şey de "they let you do it." bu tür kadınları hepimiz tanıyoruz. şeyma subacı üzerine sayfalarca yazılar yazmayı biliyorsunuz?

ha ama çok bilinmeyen bir şey var. o da bill clinton'ın gerçekten taciz ettiği kadınları, hillary clinton'ın susturmak için tehdit etmesi. kadın zaten daha dün kürtaj hakkını savunmuyordu. tehdit ettiği kadınlardan birinin adı Juanita Broaddrick. bengazi'ye falan hiç girmiyorum, konusu değil.

(link: link http://www.dailywire.com/news/9585/9-times-hillary-clinton-threatened-smeared-or-amanda-prestigiacomo)

amerika politikanın uzun bir süredir bazı kişilerin istediği gibi top oynadığı bir ülke.

bernie sanders gibi bir adamı harcamalarından amerika'daki demokratların ne kadar yolsuzlaştıklarını görebilirsiniz. evet, sadece sağ partiler yolsuzlaşmıyor.

demokratlar medyanın gücüne sahip oldukları halde, (amerika'da yüzde 94'lük bir nüfus mainstream medyaya güvenmiyor) trump'ı bernie sanders'ı indirdikleri gibi indiremediler. olay bu.

amerika'daki women's march gördüğüm kadarıyla trump üzerinden ilerliyor. (link: https://www.youtube.com/watch?v=XUDtoDAGVE8 link) sanki trump demokratlardan seçime girse bu kadar ilerleyebilecekmiş gibi.

trump'ın kürtaj konusunda hiçbir yasak koymayacağını biraz bekleyince de göreceksiniz zaten. adam muhafazakar değil ki. lgbtt konusunda da yasak getirmeyecek. müslüman ülkelerden göçmen almayı bırakırsa da -ki sadece terörizmi fund edenlerden almayı bırakmak istediğini söyledi- o konuda müslümanlar kendi ayaklarına sıktı. suudi arabistan'dan ve somali'den göç almayı keseceği kesin.

bizim ülkeden bildiklerinizle yabancı ülkelerdeki olaylara gaza gelmeyin. çok ciddi söylüyorum kendi çevremde rte'nin var olan mizojinist söylemlerindense şu adamın kesik kesik sözlerini duyuyorum. tamam, laikler ülkeden giderek kopuk hale geliyorlar da... bu ne?

şu ezbercilikten bıktım gerçekten. amerika'daki olaylardaki insanlara baktıkça, kazara rte ölse, bir şekilde chp başa gelse ve chp yozlaşsa ezberini bozmayacak arkadaşlar görüyorum.

olaya girip iki tarafa da laf anlatmaktan bıktım. (link: http://www.suslusozluk.net/n/543426/ şu) arkadaş da son zamanların trendi, azıcık okuyup yine de akp'den kopamayanların yaptığı müslüman feministliği yapmış.

insanlardan umudumu kaybettim... anca evrim gibi belli konular hakkında görüşlerini sorup filtreleyip konuşuyorum işte... (gizlinot: asdf)

8. üretmek isteyen kadın, emeğinin karşılığını aynen erkek kadar alarak üretebilmeli. buna da destek olmak için tüm kadınlar olarak eşit haklar için, maaş eşitliği için, hak eşitliği için sonuna kadar savaşmamız lazım. Women's march gibi hareketler, kadınların nasıl erkekler gibi tek yumruk olabildiğini, sessiz dilsiz olmadığını göstermek için çok önemli.

öte yandan, kadının çalışma "hakkı" sanayileşme sonucu erkek nüfusun üretim bantlarında durmaya yetmemesine bağlı tamamen kapitalizm destekçisi bir fikir. sonrasında da bu fazla fazla üretimi alacak insanlar lazım, yani daha çok disposable income olmalı, yani daha çok insanın geliri olmalı ki ürettiğimiz gereksiz şeyleri satalım, bir kadın gece gündüz çalışıp çocuğundan mahrum kalarak kazandığı parayla evine 3. televizyonu, o ayakkabıyı, bu bilgisayari alsın.

üretime yapılan güzellemeler, doğaya tamamen aykırı kapitalizme yapılıyor benim gözümde.

benim için en kritik şey şu: insan yavrusu bir çok hayvanın aksine, kendi kendine yetemez durumda doğuyor. hemen her yavru yürürken bu yavru kafasını bile kaldıramıyor, kollarını kullanamıyor. şimdi ben beni zerre kadar umursamayan bir patrona para kazandırırken, benim bilimsel olarak eksik doğan yavrumu neden benimle aynı geçmişten gelmeyen, benim çorbamı patatesimi benim gibi yapmayan, benim çocuğumu benim kadar sevemeyen başka bir insan, kendi yavrusundan uzak kalarak sadece para için büyütsün?

peki her çalışanın bir şey ürettiğini düşünüyor musunuz? muhasebecinin bişey ürettiğini düşünüyo musunuz? pazarlamacının? çaycının? kendi isim de bu işlerin başında geliyor, ihtiyacınız olmayan şeyleri daha çok alın diye gece gündüz strateji yönetimi yapıyorum. ben size hiç lazım olmayan şeyleri sattıkça daha çok çebi dolan patronlarım var. onlar evlerinde çocuklarıylayken, ben aynı paraya daha çok stres altında çalışıyorum. bu işleri küçümsemiyorum, sorun şu ki bu yaptığımız insanlık için gerekli, ilerleme getiren bir üretim değil. insanların uydurduğu işler, bir tür gizli işsizlik. doğada bilanço, kar zarar tablosu mi var?

böyle saçma sapan işlerde üç kuruş paraya sırf kendi param olsun da kocamın eline bakmayayım diye çalışmaya mecbur kalıp, onun da neredeyse tamamını çocuğun yuvasına, servisine, bakıcısına, evine gelen yardımcı kadıncağıza, mecburiyetten alınan iş kıyafetlerine, öğle yemeklerine verip günde 3 saatini yolda geçiren annelere çok üzülüyorum. çünkü bu kendi elimizle yarattığımız sonu gelmez bir çıkmaz. o çocuklar akşamdan akşama belki annesini, muhtemelen eve geç geldiği için ancak haftasonları babasını görebiliyor. keşke günde 3 saat fazla anne baba sevgisi alsa, büyüyünce de aile nedir bilip aile sorumluluğu alacak bi insan olsa keşke daha iyi olmaz mıydı?

biz çocuklarımızı üzerine bir de para vererek zorla başkalarına verip, aile bağları olmayan, güvensiz çocuklar yetiştiriyoruz, sora o çocukları başka bağsız köksüz güvensiz çocuklara eş oluyor, ama aile olamıyor, aile olmayı bilmiyor. sonra o çocuklar, ailesiyle aile olamayan eşlerine güvenemediğinden ayrı bir banka hesabı sevdasına günde 10 saat patron götü yalıyorlar. ve mecburiyetten yine kendileri gibi aynı model çocuklar yetiştiriyorlar.

bu nasıl bir sistem?

9. arrivals belgeselinden, ya da genelde kuran ayetleriyle sonlanan "illuminati'nin foyasını ortaya çıkardık" videolarından gelenlerin büyük oyunu çözdüğü başlık.

aman allah erkeklerle muhabbetimize zeval vermesin, gerisi gelir.

10. keşke böyle bir başlık olmasaydı da malum girdiyi görmeseydim.

çok kötü butonuna basarken tereddüt ettim -sahi biz kadınlara oylama seçme seçilme hakkı falan diye bir şey öğrettiler doğanın dengesini bozduk ayol.