yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (14)
    • medya (1)

    1. Hayatın ta kendisi.

    Küçüklüğümüzden beri yalan söylemenin kötü bir davranış olduğu öğretilir; ancak sevmediği bir kişi ile konuşurken annemizin "Bugün müsait değiliz valla, bir dahaki sefere inşallah" diye yalan söylediğine, babamızın "bugün işe gelemeyeceğim, hastayım" diye patronunu aradığına, abimizin sevgilisine "Hayır, bu pantolon seni şişman göstermemiş" deyişine ve buna benzer yalanlara tanıklık ederek büyürüz. yalan söylemek, herkesin yapmamakla övündüğü, yapanları kınadığı ve buna rağmen herkesin yaptığı bir olaydır.

    bizi doğruyu söylersek her şeyin yolunda gideceğini söyleyerek büyütürler. ama gitmez. çünkü biz insanlar, yalanları doğrulara tercih ederiz. İllüzyon izleyen bir seyirci gibi, sihirbazın bizi kandırmasını isteriz. yalanlar sıkıntılardan kurtulmamıza, kariyerimizde yükselmemize, insanlarla olan ilişkilerimizi iyileştirmeye ve amaçlarımıza hizmet etmeye yararlar.

    İlk yalanımızı 2-3 yaşında söyleriz. Gerçeği eğip bükerek bununla eğlenir ve hatta ilk esprilerimizi bu şekilde yaparız. Mavi bir çoraba "Bu kırmızı" derseniz, küçük çocukların buna çok güldüğünü görürsünüz; çünkü gerçeğin gerçek haliyle sunulması eğlenceli değildir. Gerçeği olmayan bir şekilde sunmak, o zamana dek bunu yapabileceğini öğrenmemiş ve bunu yeni keşfeden bir çocuk için çok ilgi çekicidir.

    Yalan yeteneği bilişsel bir başarıdır. Yalan söylediğini belli etmeden yapabilenler ise iyi rol kesebilen insanlardır, zira yalan söylediğimiz anda vücudumuz yalan söylediğimizi belli etmek için bir sürü işaret verir ve bu işaretleri kontrol edebilmek kolay değildir. Yalan söyleyen kişi sosyopat değilse, mutlaka size kendisini ele verecek ipuçları verir. Ancak sosyopatlar, yalan söylerken bir pişmanlık ya da suçluluk hissetmediklerinden, kendilerini kötü hissetmeden en iyi yalanları söylemeyi başarırlar.

    Neden yalan söyleriz?

    Suçlarımızı gizlemek ve beladan uzak kalmak için. Hatalarımızı geri alamayız ve hatalarımızı kabullenmek nadiren kısa vadede olumlu sonuç verir. Hatalarımızın sorumluluğundan kaçmak ve hatalarımızı örtmek için yalan söyleriz.

    İtibarımızı korumak için. mesela Oldukça güvenilir bir işadamı, firmasına duyulan güveni sarsacak bir harcama yaptıysa, bunu saklamak için yalan söyleyebilir. Bu tür yalanlar bizi utançtan korur.

    Birinin duygularını incitmekten kaçınmak için. Çocuklar bu konuda daha dikkatsizdir, birinin yüzüne onun kırılabileceğini düşünemeden "sen ne kadar şişmansın" diyebilirler. (gbkz: toplumsal nezaket anlaşmaları)na çocukları uyum sağlamasını sağlamak için onlara kibar olmayı ve kimsenin fiziksel kusurlarını işaret etmemeyi öğretiriz.

    İtibarı artırmak için. Bu tür yalanları da başkalarının gözünde değer kazanmak ve takdir görmek için söylüyoruz.

    İnsanları kandırmak ve kontrol etmek için. Bu yalanları güçlenmek, zengin olmak, sevilmek, birilerinin gözünde iyi görünüp yardım almak gibi aslında başkalarına zarar verirken bize çıkar sağlayan konularda kullanıyoruz.

    Eksik bilgi vermek için. Bu, yalan söylemek gibi görünmese de, aslında gerçeğin olduğu gibi verilmemesinden ötürü doğruyu tamamen sunmamaktan yalan olarak kabul ediliyor. Bir olayı anlatan kişi tamamen doğrulardan bahsetse dahi, tüm olayın anlaşılmasını belirleyecek esas yapboz parçasını sunmayarak olayın farklı şekilde anlaşılmasına neden olabilir.

    Yalanlar hayatı kolaylaştırır, eğer doğru şekilde söylenirse. Bu şekilde söylenemezse, başınıza daha büyük çoraplar ördüğü de olur. Biz hayatımızı kolaylaştırmayı seven canlılarız, bu yüzden hayatlarımızda yalan mutlaka olacak.

    sonuçta, "ben işemedim, miki işedi." demek bizi tokattan kurtaracaksa eğer, o kadar da kötü değildir yalanlar.

    27 ağustos 2014 23:32 28 ağustos 2014 00:08

    2. - yaaa yok canım yaa ne estatiğiii?? her gün çimen suyu içiyoorom baan. yumurtanın beyazını yüzüma, sarısını boynuma sürüyoorom, kabuklarıyla da ayaklarıma masaj yapıyoorom. dudaklarıma daaa pancar maskesi uyguluyoorom. göz bebeklerime de heeer sabah süt banyosu yaptırıyoorom. ayrıca vücudumda da bir tek burnum estatik, kiiiii o da su balesi yapıyoordom küçükken, deniz anası çarptı bana o yüzdan mecbur kaldaam. yoksa tamamen doğal halim yaaane.

    ben kimseye yalan söylemesin demiyorum, hobi olarak yine söylesin tabi de insanı salak yerine koymasın. benim delirdiğim o. isteyen şişme bebek olsun, banane.

    tanım: pis bir şeydir efem. söyleyemem, söyleyeni de sevmem.

    28 ağustos 2014 02:28 28 ağustos 2014 02:31

    3. Bunu söyleyen kişi aptalsa komik duruma düşer.

    Herkes ufak tefek yalanlar söyleyebilir ama aptal kişinin hayatı yalan olursa insanlar onun kötü biri olduğunu düşünür. Belki de sadece çok fazla aptaldır.

    Mesela birçok kez maaş (gizlinot: mayış) aldığını ve çok kültürlü olduğunu iddia eden yalancı aptal, bordro yerine borduro yazar. Türkiye'de borlar limilimilimi bordur bordur bordur o tey tey tey!!!

    27 nisan 2015 10:57


    4. sabah gözümü açıp telefona baktığımda sevgili (yazar: bilasbiras) ın ekran görüntüsüyle bana (link: http://www.suslusozluk.net/n/123180/ şu) entry i attığını görünce konuşmamıza bile gerek kalmadan aklımıza gelen kişiyi yazmak istedim ben de.

    bu eylemi gözünüzün içine baka baka hiç yüzü bile kızarmadan yapan insandan korktuğum kadar hiçbir şeyden korkmam. bunu yapabilen insandan her şey beklenir bence.

    lisede en yakın arkadaşlarımdan biri de(yazar: saclariminapsam) ın anlattığı gibi biriydi. kendi kendine hikayeler anlatıyordu. sevgilisi varmış gibi yapıyordu, ya da etrafında duyduğu insanların anlattığı şeylerden özenip kendisi de yaşamış gibi harmanlayıp olayları bize anlatıyordu. hatta bir gün bize hayali sevgilisinin attığı mesajı göstermişti. o gün şüphelerim iyice artınca (yazar: bilasbiras)ı da yanıma alarak bu şahsın telini açıp kurcalamaya başladık. bizim lisede telefonlar zemin katta duvara monte edilmiş kutuların içine konmak zorundaydı. ortak kullanıyorduk 5 kız bu dolabı. gittik açtık mesajı, mesaj bilgilerine tıkladık bir de ne görelim kendi numarasından kendine mesaj atmış. hatta kendi numarasını da sevgilisi gibi kaydetmiş. o günden sonra biz de toplaşıp rehberlik odasında bu durumu ona anlattık. hala yalan söyleyerek kapatmaya çevirmeye çalıştı. bu kişiyle bu olaylara rağmen arkadaşlığımızı sürdürsek de bir yerden sonra olmadı. dediğim gibi rahatça yalan söyleyebilen insanlardan uzak durulmalı elbet bir gün sizin kötülüğünüz için de yalan söylemeye başlayacak. bence hastalık gibi bir şey.

    uzun süredir sevgili olduğum kişi de gözüme baka baka yalan söyledi. hatta sorduğum halde bunu sen mi yaptın dediğim halde bin bir yalanı tek ayak üstünde sıralayıp bir de beni inandırmak için ne oyunlar yaptı. yani bunları göze alabilen insanlar bu yalanların çıkmayacağını hiç öğrenilmeyeceğini sanıyorlar ama maalesef her yalan çıkıyor er ya da geç.

    ufak tefek bazı kişilerin iyiliği için hepimiz yalan söyliyoruzdur. ama bu iş alenen insanların gözünün içine bakılarak sıkılmadan yapılıyor ve alışkanlık haline getiriliyorsa kesinlikle hastalık boyutunda demektir.

    böyle insanlara ikinci bir şans vermemek gerektiğini acı tecrübelerle öğrenmiş oldum.

    27 nisan 2015 16:46 27 nisan 2015 16:51

    5. arkadaşımla aynı yere iş başvurusu yapmıştık. onu mülakata çağırmışlardı, beni çağırmadılar. mülakata bende gittim, adamlara arkadaşımla aynı gün aynı pozisyona başvuru yaptığımızı fakat benim telefonumun 1 haftadır bozuk olması sebebiyle (gizlinot: yoo telefonumu daha yeni almıştım ) arayıpta ulaşamamışsınızdır diye bende geldim dedim. sonuç olarak ikimizide işe almadılar. (gizlinot: serin hikaye )

    12 ağustos 2016 23:39

    6. bende sürüyle örneği bulan şey. ay bu tarz hikayelerle dolu aşk hayatımdan bi kesit daha sunmak isterim.

    bir kere de ya sen bana naptın ya ben uzun zamandır hiç böyle hissetmemiştim resmen ciddi ilişki insanı oldum diyen adam da ayrılırken geri dönüp baktığımda bi ilişki göremiyorum demişti.

    hah doğru başlığı buldum sonunda.

    bu arada ben ortamlarda genişliğiyle bilinen bi insanım niye benimle tanışan her bey hi dedim diye önce internetten damatlık sipariş ediyor sonra sen beni anlamıyorsun, biz şimdi neyiz tribine girip beni terk ediyor.

    sorun hakikaten onlarda değil bende galiba,benden daha iyisine layıklar ve ben onları hak etmiyorum sanırsam ki.

    14 ağustos 2016 22:55

    7. Şayet kısıtlayıcı ve despot bir aileye sahipseniz profesyonelleşebileceğiniz nadide alan. Yani ailenin vesilesiyle.

    14 ağustos 2016 23:12


    8. bu devirde söyleyemeyen yok, hepimiz bir şekilde birilerine hatta bazen kendimize bile yalan söylüyoruz. yalan söylemek istemediğimiz, dürüst olmak istediğimiz insanlar da genelde en değer verdiklerimiz değil mi? kalpten yakın olduğum insanlarla aramda hiçbir tereddüt olmasını istemediğim için özel hayatımda dürüstlüğe ehemmiyet veriyorum. neyse o işte, yalan insanı yalnızlaştırıyor bir yerde karşı taraf bilmese de siz ondan bir şeyler sakladığınızı biliyorsunuz ve bu insanı yavaş yavaş tüketen bir mesafe yaratıyor. elalemi boşverin, kapılar kapandığında kimlesiniz, boşverin kan bağını birlikte aile olduğunuzu hissettiğiniz kişiler kimlerse onlara ve size yapmayın bunu. bazen ben kendime sesli şekilde hayatımdaki gerçekleri söylüyorum, kendimi bile kandırmamak için, ayrıca bu yöntem insanı fazlasıyla olgunlaştırıyor, farkındalığınız artıyor.

    14 ağustos 2016 23:28

    9. Psikolojik rahatsızlık olan boyutu bir yana, lisedeyken çok sevdiğim bir öğretmenim,biraz da hümanist oluşundan, insanların aslında yalancı olmayıp yalana itildiğini, yalan söylemek zorunda kaldıklarını söylerdi.

    Aslında kendimden yola çıktığımda gerçekten böyle, bayıldığım için insanlari yanıltmak için değil, toplum baskısı, bir takım dini manevi değerler, ailemin otoriter tutumu vs yüzünden bir şeyleri saklamak/doğru olmayanı söylemek zorunda kalıyorum.

    Girdimin amacı kendimi aklamak değildi slfld şimdi bağlıycam, eğitimle haşır neşir biri olduğum için şunları söyleyebilirim ki, eğer çocuğunuz yalan söylüyorsa farkında olmadan üzerinde baskı kurmuş, çocuğa yaptığı şeyin yanlış olduğunu düşündürmüş olabilirsiniz. Bunu mutlaka sözel olarak ifade etmenize gerek yok çocuklar ses tonumuzdan, mimiklerimizden de anlıyor birçok şeyi.

    Demem o ki, çocuğunuzun yalan söylediğini farkederseniz yalan söyleme! Diye çıkışmayıp, başka şekilde olmuş olabilir mi, acaba şöyle mi oldu, doğruyu anlatmak ister misin, dürüst davranacağına güveniyorum gibi cesaretlendirici sözlerle özgüvenini kırmadan yalan söyleme davranışından vazgeçirebilirsiniz

    Çenemin düştüğü bir girdinin daha böylece sonuna geldik, iygeceler ey sözlük ahalisi ^^

    14 ağustos 2016 23:54

    10. Onlada karşı hissedilen sorumluluktan mı yoksa sadece onlara büyük yalanlar söylediğimden mi bilmiyorum ama aileyesöylenen büyük bir vicdan azabı yaratıyor.Eger yaptığınız şey yapmaya hakkınız olan bir şeyse ve onun için söylediğiniz yalanları devamlı hale getirirseniz vicdan azabı yok olup gidiyor.en azından bende öyle oldu ve benim kadar hassas birinde bile bu oluyorsa herkeste olur diye düşünüyorum.

    Yakın zamanda söyleyeceğim yalanı düşünüyorum ve içim burkuluyor,onun azabını baya bir süre yaşarım herhalde.Keşke zorunda bırakılmasak. 

    16 aralık 2017 15:55