yeni
popüler
    sorular içinde ara
    yeni soru sor
    son sorular
    son cevaplar
    kategoriler
    • süslü
    • moda alışveriş
    • kuaför & güzellik merkezi
    • sağlık
    • spor
    • gönül işleri
    • aile arkadaş ilişkileri
    • cinsellik
    • eğitim & kariyer
    • seyahat
    • pet
    • sanat
    • bürokrasi
    • diğer
    girdi yaz
    medya ekle
    • linki kopyala
    • şikayet et
    • girdiler (5)
    • medya (0)

    1. bir çeşit savunma mekanizmasıdır. Hepimiz çeşitli savunma mekanizmaları taşırız ancak bazen psikolojik rahatsızlıklar sağlıklı değerlendirmeler yapmaya engel olur... altında yatan çeşitli sorunlar olsa da semptomlar belirgindir. Mesela kendi ile "yüzleşmemek" çok belirgin bir semptomdur. Yansıtma eyleminde ise kişi asla kendisi ile yüzleşmek istemez ve ondan köşe bucak kaçar!

    kişi bu savunma mekanizmasında genelde kendinde gördüğü eksikliği karşı tarafa yükler. Örneğin kendisini çirkin bulan birisi karşıdaki kişiyi çirkinlikle yargılayabilir. İnsanlardan nefret eden birinin "herkes benden nefret ediyor" diye düşünmesi gibi...

    Bu savunma mekanizmasına sık sık başvuran kişilere paranoya ve aşağılık kompleksi de eslik eder. paranoya eşlik ettiği için kendinden başka herkes suçludur ve aşağılık kompleksi eşlik ettiği için de aşırı dikkat çekme, aşırı beğenilme kaygısı taşıyordur...

    Yapılan araştırmalara göre yansıtmaya çok sık başvuran kişilerin ortak özellikleri;

    *aşırı ilgi çekme kaygısı

    *kendisinde olmayan saygıyı karşıdan beklemek

    * kendisinin yaptığı hiçbir şeyin kendisine göre "suç" sayılmaması

    * gereğinden fazla onaylanma arzusu

    ukte ; sevgili (yazar: ecrsn )

    26 ekim 2014 19:22

    2. kendi hissettiklerini kabul etmeme, karşısına yansıtma, karşı tarafı suçlama içerikli savunma mekanizması.

    Başkasını suçlama ya da kendi suçunu başkasına atma olarak tanıdığımız yansıtma; tam anlamıyla bireyin kendi yanlışlıklarını, olumsuzluklarını başkalarında görmesidir.

    iki şekilde işlemektedir:

    1- Kişi kendi eksikliklerinin ve yenilgilerinin sorumluluğunu ya da suçunu başkalarına yükler. Her türlü sorumluluk ve fatura, kendi dışındaki kişilere, yöneticilere, sisteme, dış güçlere ve düşmanlara yüklenir.

    Başarısızlıklarının ve gayret göstermeyişlerinin nedenini açıklarken: “Eğer … olsa veya verilse, bizler dünyaya meydan okuruz ve işlerimizi herkesten daha iyi yaparız” ifâdelerine bol miktarda yer verirler. Dolayısıyla, bu istekleri yerine getirilmediği için istenilen düzeyde çalışmadıklarını veya sistemin değişmesini ve baharın gelmesini beklediklerini sıkça belirtirler.

    gol atamayan futbolcu “arkadaşlarının iyi pas vermediğini” iddia eder. Okulda başarısız olan genç bu durumdan ana babasını, öğretmenini sorumlu görür. Ya evde kendisine çalışma olanağı verilmediğini ileri sürer ya da öğretmeninin kendisine taktığından söz eder.

    2- İstenmeyen, kabul edilemeyecek türden arzu ve tutumları yansıtma eğiliminden kaynaklanır. Dedikoducu bir kadın, çevresindekilerin onu çekiştirdiğine inanır. Eşini aldatan bir erkek, eşinin de kendisini aldatacağını düşündüğünden, bunu eşine aşırı kıskanç davranarak yansıtır. sürekli yalan söyleyen biri, çevresindeki kimseye güvenilemeyeceğini savunur.

    Bu eğilim daha çok kendini katı değer yargılarıyla yöneten kişilerde görülür. Böylesi insanlar, bilince ulaşması sakıncalı görülen eğilimlerini başkalarına yansıtma yoluna başvururlar. Böylece kişi kendi iyiliğini, saflığını korumuş olur ve duygularını yansıttığı insanı kötü amaçlı biri gibi görmeye başlar.

    birini "burnu çirkin", "gözleri pörtlek" gibi görüntü üzerinden eleştiren kadınların, kendi içlerinde eleştirdikleri noktalara karşı kompleks bulunması da buna girer.

    ya da "arkadaşlarım beni aramıyor, ilgisizler" diye düşünen kişi, aslında kendisi ile yüzleşemiyor ve kendisinin de arkadaşlarını aramadığını ve kendi ilgisizliğini kabul etmekten kaçınıyordur.

    kendi kompleksleriyle yüzleşemeyen türk erkeğinin başka erkeklerle karşılaştırılmaktan ve performansı konusunda eleştirilmekten korkmasından ötürü, türk kadınlarından bekaret talebinde bulunması da bir yansıtma örneğidir. ya da çevresindeki kadınlara laf atan bir gencin, kızkardeşini sokağa salmaması ve etrafın bir sürü sapıkla dolu olduğunu söylemesi de buna girer.

    8 şubat 2016 14:18

    3. psikolojide en sık karşılaşılan savunma biçimidir; kişi en çok da kendine olan öfkesini kendi gibi olandan çıkarır. bu nedenledir ki en sıkı homofobik erkekelrde gizli eşcinsellik vardır.

    8 şubat 2016 14:20


    4. (link: http://blog.milliyet.com.tr/psikolojide--yansitma-/Blog/?BlogNo=300757 bu) yazıda çok güzel açıklanan bir tür davranış bozukluğudur. yazıyı uzun bulan süslüler için amme hizmeti: Tipik özelliği, bu kişilerin asıl kendisine söylemesi gerekenleri karşısındakine söylemesidir;

    Ya da, kendine yakıştıramadıklarını, başkalarına yakıştırmasıdır.

    Bireyin kendine ait kusur ve yanlışlarını karşısındakine mal edip, kendini karşısındakinde yansıtmasıdır.

    Rahatsızlık, “yansıtma” adını zaten bu özellikten alır.

    Kişi makbul olmayan kendine ait özellikleri ve davranışları, direk karşısındaki kişiye yansıtıp, bunlar sanki karşısındaki kişinin özellikleri ve davranışları imiş gibi, ona yükler, onu yanlışlar.

    1 mart 2016 18:36

    5. keşke insanların kendinde beğenmediği özelliklerini ya da iç hayatlarındaki mutsuzluğu karşısındaki insana yansıttığını aslında durumun seninle hiçbir alakası olmadığını 14-15 yaşında öğrenseydim,kendime hayatı o kadar zehir etmeyecektim.

    28 aralık 2022 23:59