2.
kendi hissettiklerini kabul etmeme, karşısına yansıtma, karşı tarafı suçlama içerikli savunma mekanizması.
Başkasını suçlama ya da kendi suçunu başkasına atma olarak tanıdığımız yansıtma; tam anlamıyla bireyin kendi yanlışlıklarını, olumsuzluklarını başkalarında görmesidir.
iki şekilde işlemektedir:
1- Kişi kendi eksikliklerinin ve yenilgilerinin sorumluluğunu ya da suçunu başkalarına yükler. Her türlü sorumluluk ve fatura, kendi dışındaki kişilere, yöneticilere, sisteme, dış güçlere ve düşmanlara yüklenir.
Başarısızlıklarının ve gayret göstermeyişlerinin nedenini açıklarken: “Eğer … olsa veya verilse, bizler dünyaya meydan okuruz ve işlerimizi herkesten daha iyi yaparız” ifâdelerine bol miktarda yer verirler. Dolayısıyla, bu istekleri yerine getirilmediği için istenilen düzeyde çalışmadıklarını veya sistemin değişmesini ve baharın gelmesini beklediklerini sıkça belirtirler.
gol atamayan futbolcu “arkadaşlarının iyi pas vermediğini” iddia eder. Okulda başarısız olan genç bu durumdan ana babasını, öğretmenini sorumlu görür. Ya evde kendisine çalışma olanağı verilmediğini ileri sürer ya da öğretmeninin kendisine taktığından söz eder.
2- İstenmeyen, kabul edilemeyecek türden arzu ve tutumları yansıtma eğiliminden kaynaklanır. Dedikoducu bir kadın, çevresindekilerin onu çekiştirdiğine inanır. Eşini aldatan bir erkek, eşinin de kendisini aldatacağını düşündüğünden, bunu eşine aşırı kıskanç davranarak yansıtır. sürekli yalan söyleyen biri, çevresindeki kimseye güvenilemeyeceğini savunur.
Bu eğilim daha çok kendini katı değer yargılarıyla yöneten kişilerde görülür. Böylesi insanlar, bilince ulaşması sakıncalı görülen eğilimlerini başkalarına yansıtma yoluna başvururlar. Böylece kişi kendi iyiliğini, saflığını korumuş olur ve duygularını yansıttığı insanı kötü amaçlı biri gibi görmeye başlar.
birini "burnu çirkin", "gözleri pörtlek" gibi görüntü üzerinden eleştiren kadınların, kendi içlerinde eleştirdikleri noktalara karşı kompleks bulunması da buna girer.
ya da "arkadaşlarım beni aramıyor, ilgisizler" diye düşünen kişi, aslında kendisi ile yüzleşemiyor ve kendisinin de arkadaşlarını aramadığını ve kendi ilgisizliğini kabul etmekten kaçınıyordur.
kendi kompleksleriyle yüzleşemeyen türk erkeğinin başka erkeklerle karşılaştırılmaktan ve performansı konusunda eleştirilmekten korkmasından ötürü, türk kadınlarından bekaret talebinde bulunması da bir yansıtma örneğidir. ya da çevresindeki kadınlara laf atan bir gencin, kızkardeşini sokağa salmaması ve etrafın bir sürü sapıkla dolu olduğunu söylemesi de buna girer.