2.
hayatta her sonun aslında yeni bir başlangıç olduğu ve bu yüzden de kimsenin vazgeçilmez olmadığı gerçeği. hayat bilmem kaç yaşından sonra başlar, o zamana kadar bir şeyleri yaptın yaptın derler ya bu aslında koca bir yalan. hayat siz bir şeylerin gerçekten farkına vardıktan sonra başlıyor, yaş falan hikaye. yaşanacak her neyse zamanı geldiğinde yaşanıyor, ondan önceki yaşadıklarınız da filmin fragmanı niteliğinde oluyor sadece. asıl film daha yeni başlıyor çünkü.
3.
"Kalbinin sesini dinle" zırvalarının insanı çıkmazdan başka bir şeye sürüklemediğini fark etmek. Zaten ne hikmetse o kalp işin sonunda seni ya en üzecek, ya en yıpratacak olana yönlendiriyor artık zoru neyse. Ne zaman ki aklının, mantığının sesini dinlemeye başlıyorsun o zaman dirliği, huzuru buluyorsun.
4.
Her bitişin bir başlangıç olmadığı. Her bitiş bir bitiştir
5.
herkesin hayatında alabilceğin yer farklı, kimse aynı değil. ve her şey birer öncelik meselesi. insanların seni değil de onu tercih etmesi, öncelik meselesi. ve kimse hayatında kalıcı değil, en azından çoğu geldi ve gidecek. bu seni üzmesin. herkes nasıl hayatına bakıyorsa senin de yapman gereken bu, insanoğlu çabuk alışıyor her şeye. doğamızda var.
son olarak, insanlara doğruyu söyleyin. gevelemeyin. belki düzelir umuduyla bakmayın, düzelmiyor. zoraki ilişkilerinizi, arkadaşlıklarınızı ve zoraki herhangi bir ilişkinizi boşuna yürütmeye çalışmayın. size de karşıdakine de yazık, onlara doğruyu söyleyin. insanlar doğruyu duymak istiyor. acıtsa da acıtmasa da.
6.
bu hayata nasıl geliyorsak hayatı da böyle sürdürüyoruz, yalnız. yapayalnızız, ne kadar çabuk kabullenirsek bu gerçeği hayat o kadar kolaylaşıyor.
ikincisi beklentileriniz sadece kendinizden olsun, başka hiç kimseden beklentiniz olmasın. bir şey geliyorsa şaşırın, gelmiyorsa şaşırmayın.
7.
istersen 30 derece sıcakta da uyusan üstüne bir pike örtmen gerektiği ertesi gün karnına popona bıçak saplanıyormuş gibi ağrılarla uyanacağın gerçeği....
8.
Çok heyecanlanılan veya strese girilen bir şey için aradan çok zaman geçip geriye bakınca aman ona mı bu kadar heyecanlanmışım ya da strese girmişim derim çoğu zaman.
Bir de çocukken kural tanımaz, açıksözlü ve yaramaz olmak insanlar tarafından bir yere kadar normal karşılanabiliyormuş. Şimdiki aklım olsa ve bunu bilsem çocukken aklıma eseni yapardım, biblo gibi nereye koyarsan orada duran sakin çocuk olmazdım.
Lise sondayken 9. sınıf konularının kolay gelmesi. Halbuki 9. sınıftayken ne boğuşuyorduk o konularla. Aynı şekilde üniversiteye hazırlanmak da üniversitede okurken daha kolay görünüyor göze. (gizlinot: Aa olur mu öyle şey demeyin hakikaten akıldan geçiyor.)
9.
benzer şekilde dile getirilmiş ama ölüm kesinlikle. hayat bazen öyle şeyler getiriyor ki karşına, daha önceden üzüldüklerin saçmanın da ötesi geliyor. çok sık duyduğun, ama sadece "ya çok üzüldüm" demekle yetindiğin hastalık ailenden birinin başına geliyor mesela, sen sadece onun gözünün önünde nasıl eriyip bittiğini izleyebiliyorsun.
demek istediğim, bir şeyler yaşadıkça sevdiklerinin kıymetini bilmesi gerektiğini fark ediyor insan.
10.
Hiç kimsenin, hiçbir şeyin hayatındaki "son şans" olmadığı gerçeğini anlamak. Evrenin her zaman aklının alamayacağı seçeneklerle dolu olduğunu, senin için her zaman yeni sürprizlerin var olabileceğini, kaybetmekten deli gibi korktuklarını kaybedince yerine çok daha iyi şeylerin gelebileceğini fark ediyorsun, yaşıyor ve deneyimliyorsun. "Asla ..... olmadan yapamam" diye bir şeyin var olmadığını, çok da güzel, çok da süper bir şekilde yapabildiğini ve hayatın devam ettiğini anlıyorsun.