yemek randevusunda ben tokum diyen erkek

1. Buluşmaya geç geldiyseniz "çok acıktım, geç kaldın dayanamadım yedim sende ye işte" diyen öküz bir erkektir

Yada

Son anda parasını bir yere vermek zorunda kalmış, ama size ayıp olmasın diye buluşmayı iptaş etmemiş, size yemek ısmarlamak uğruna yemek yemekten vazgeçmişte olabilir

Bana genelde "ben yedim, sen ye tatlıyı beraber yerizler" denk geliyor. Bende yemeği es geçiyorum genelde, hem kaloride almıyorum diye seviniyorum :)

Ukte: (yazar: seblatanik)

2. açıkçası ben karşı tarafı rahatsız hissetmesine neden olabileceğini düşünüyorum. samimi biriyse zaten param yok diyebilir ama yeni tanıştığı biriyse de bunu söyleyememesi normaldir.

açıkçası bana yeni tanıştığım biri bunu dese ben karşısında rahat rahat yiyemem. onun yerine önceden arayıp yemeği iptal edip, kahve planı falan yapmayı tercih ederim. ama eğer restorana gitmeden önce derse ben aç olsam da o zaman direkt kafeye gidelim derim. ama restorana oturduktan sonra derse hafiften uyuz olurum. muhtemelen o zaman bende tatlı yiyeyim falan diye geçiştiririm.

samimi olduğum biriyse de zaten ben öderim sorun değil o.

3. Tostcuya götüren erkeğe kıyasla tercih edeceğim erkektir.

4. göttür. bu göte verilecek en güzel ders en pahalı yemeği sipariş etmek ve garsondan iki adet servis getirmesini rica etmek olacaktır. "ayy belki yersin cnmss" denilerek gevşekliğin dibine vurmak da lazım. sonra gelen yemeği bitirimler sınıfı filmindeki (link: https://www.youtube.com/watch?v=pxvS9OCQOkI perihan savaş) gibi yemek de şart aghsdgsd.

hesap geldiğinde de eli çantaya atar gibi yapılıp ortamın ambiyansı, dekorasyonu kolaçan edilmeli ve fatality olarak kredi kartı şifrensini giren göt oğlanı izlemek gibi keyif veren bi aktivite kaçırılmamalı.

ÖNCEDEN NE GURURLUYDUM, HEsap ödetmeyeyim falan düşünen öyle de bi kadındım. ama şimdi içimden ödesin pezevenk diyorum. barçayım, barçalarım!

ek: paran yoksa yemeğe gidelim deme. hadi dedin ve o zamana kadar çulsuz kaldın diyelim acı vatandan dayım geldi de bari. haspam ya, nedensiz sinir oldum ahahah.

5. yiyip gelmiştir. Randevu verdiği halde buluşacağı insanın tek başına oturup yemek yemesini normal karşılamakta ise oduna ve hatta iri bir tomruğa evrilmiş olma ihtimali yüksektir.

6. Bir kere başıma geldi. Üç saat spor salonunda deli gibi enerji harcadığım ve uzun süre yemek yemediğim bir akşamdı. Beni zorla dışarı çağırdı. Yemekten sonra buluşalım dedim, çünkü adamın karşısında hapur hupur yemek istemedim. Üstelik dışarıda her yiyecek bana uygun olmadığından evde yemek istemiştim diyetimden dolayı. Neyse ısrar etti yemek yiyelim alicam seni spordan sonra diye. İyi dedim. Bunla buluştuk karnım gürüldüyor, başım dönüyor. Bu demez mi karşımda ben tokum sen ye diye... Hayda... Zaten kişiliği uyuz etti. Yemek de istemedim sınırımden. Gittiğimiz yer de kimse doğru düzgün yemek yemiyor. Bar gibi bi yer. Neyse biranın yanında patates tavayı mideye gömdüm, bir daha da o erkeğimsi ile görüşmedim.

Bu arada parası yok değildi. Adam sıfır arabasını göstermeye gelmiş, görgü kuralını bilmiyor. Bi daha da yüzüne bakmadım.

7. Bunun kadını erkeği olmaz, plan yemek diye yapıldıysa ve ben o saate kadar açsam karşımdaki annem olsa kızarım. O zaman en baştan Planı kahve diye yapacaksın. Ha plan yapıldı ama aksilik oldu parası kalmadı, bunu bana söylemediği için daha da bi kızarım, geçti o erkek Hesabı öder halleri. ben parasını ödeyemeyeceğim Hiç bir yere girip oturmam zaten, kaldıki hayat Müşterek Eşitlik istiyoruz derken para da buna dahil, milletin parasını yemek için sevgili olmuyoruz heralde.

8. neden yemek randevusu diye sormak icap eder.

yalnız yemek yemeyi sevmediğim gibi yemek yemeyen birinin karşısında yemek yemeyi de sevmem (gizlinot: nasıl bir cümleydi o), ortamda yemek yiyenler varsa ve toksam bile ufak tefek başlangıçlara göz atarım. bi nevi nezakettir, duyarlılıktır. hem benim hem de karşı tarafın rahatsız olmaması için, senkronize hareket etmek aslidir.

olay bir kadın ve bir erkeğin randevulaşma sürecine bağlanırsa da durum budur. "madem toksun ulan ayı neden yemek için sözleştin." derler, desinler. böyle bir durum yaşasaydım tuvalet bahanesiyle ortamdan ayrılıp hesabımı kendim ödeyip dört nala kaçardım.

ilk defa buluştuğum bir insana asla yemek hesabı ödetmem de. zamanında ilk randevumuz olan biriyle mekanda yemek yiyeceğiz, pat ortak arkadaşa rastladık. hesap gelmek üzere çocuk ılık ılık terliyor. nasıl kötü hissettim atladım "ayrı ayrı ödeyeceğiz" diye. acımasız olmayalım ;)

9. direkt "tatlı"ya geçmek istiyor olabilir. (:

10. işte bunlar hep adab-ı muaşeret bilmemekten kaynaklanıyor. daha kaba tabirle görmemişlikten. iki kişilik bir masada birinin yerken diğerinin oturması da çok samimi olunmadığı sürece adab-ı muaşerete uygun değildir. hiç uygun değildir. bir terslik olduysa yemek yediyse bile sana eşlik edeyim diye başlangıcı paylaşabilir, arkasından bir minik primo alabilir. sen yerken dik dik suratına bakmaz böylece.

hesabı erkeğin ödemesinin sebebi, daveti erkeğin yapmış olmasıdır hanım kızım. sen davet ettiysen sen ödersin. kim davet ettiyse o öder. bunun cimrilikle, cinsiyetçilikle falan alakası yok.

21. yüzyılda hala etiket, adap kitapları yazılıyor. fakat nezaketin "monserlik" diye küçümsendiği, garsonun bile içki ne taraftan yemek ne taraftan servis edilir bilmediği, restoranın öğle yemeği ile akşam yemeğine aynı boy peçeteyi çıkardığı bir memlekette o kitapların okunmasını beklemiyoruz tabii.