çantayı valiz gibi tıka basa doldurmak

1. Müthiş omuz ve sırt ağrısı demektir bu. Çantayı çıkardıktan sonra bile ağırlığını hissetmektir. Pişmanlıktır biraz da. Yine de ertesi gün aynı şekilde taşımaktır çünkü lazım oluyo o saçma sapan ıvır zıvırlar.

2. Az önce çanta modellerine de yazdım. Açıkcası burhan altıntop benzetmesini yapan tek olmadığım için çok mutlu oldum. Ya şimdi açıkcası istanbulun bir ucundan diğer ucuna gidiyorum. En kötü ufacık birşeyim eksik olsa birdaha masraf çıkacak. Yani ufacık şey hem zamandan kaybedeceğim hemde nakitten . O yüzden de çoğu şey lazım olsun olmasın yanımda olur.Neyin ne zaman lazım olacağı belli olmaz. İğne iplik için bir kutu ilaçlarımın içinde olduğu bir kutu . Makyaj malzemelerim. E harici batarya ve flashlar için bir kutu e şarj cihazımve kulaklığım için ayrı kutu e okul için ekstra kitap defter ve kalem kutu. Alerjik ve takıntılı bir insan olduğum için pürel ve kolanya ıslak kuru mendil e gözlükler var tablet var 2. telefon var. Birde aslında çantalarda olması gereken şeyler var ama ben bunları kutularla yada fermuarlı şeylerle sakladığım için çantada çok yer kaplıyorlar. Ama yinede biliyorum ki o gün o şeyi yanıma almazsam illa o lazım olur. Oyüzden koyverdim gitti hepsini taşıyorum

3. şuan taşıdığım çantayla ıssız bir adaya düşsem, ömrümü geçirebilirim orda...

4. Bunu yaptığım için artık iki çanta taşıyorum. Birinci olan esas çantam. İkincisi bez bir çanta içinde defter, kalem kutusu, su, ıslak mendil selpak gibi eşyalarımı taşıyorum. Çok daha pratik böyle. Ama dışardan bakınca göçebe bir görüntüm yok değil hani

5. Her sabah "gülümseyerek" gittiğim yerde çantamı görüp "eheheheh süsluhekim, yine kamplumbağa gibi evini sırtlamışsın yav bu kadar eşyayı napiyosun" muhabbetine maruz kaldığımdır.

Hastaların tam dediği gibi... "Boynum sırtım her bir yerlerim ağrıyor." Çünkü ben çantayı valiz gibi doldurmuyorum. Bildiğiniz valizi de çantaya atıyorum, ne olur ne olmaz.

"Belki lazım olur" mantığı ile 30lu yaşlara gelmeden, çoluk çocuğa karışmadan nur topu gibi fıtık sahibi olduğum için de kendimi alnımdan öpüyorum.

Not: Baktım çanta içeriğini azaltamıyorum, kendime kabin boy valiz siparişi verdim. Artık eşyaların büyük kısmını arkamda sürükleye sürükleye gezicem. Beni yolda görürseniz, takır takır gürültü sebepli şikayet etmeyin. Obsesivitemi ağrılara rağmen yenemediğimi düşünün, gülümseyin geçin olur mu?

6. aynı zamanda hep valiz gibi büyük çantalar taşımaya sebep olan durumdur. düşünüyorum da benim çantam hiçbir zaman hafif olmadı ki ya da ben hiç minik çantaları kullanamadım mesela. çanta aldığım yerdeki satıcılar benim büyük modellere yönelmem nedeniyle bu modeli mühendis ya da mimarlara satıyoruz genelde deyip mağazadaki en büyük, içine en çok şey alan çantaları gösteriyordu mesela. öğrenciyken kitap vs taşımak için, sonrasında da alışkanlık gereği hep büyük çantalar ve ben muhteşem ikili olduk.

hele bir de o çantayla arada şehir dışına da çıktığım düşünülürse eksiksiz her ihtiyaç duyduğum şeyin yanımda olması ayrı bir güven veriyor bana. güneş gözlüğü ve dinlendirici gözlüğüm demirbaş zaten. cüzdan ve minik makyaj çantası da aynı şekilde. bunlara kitap, tablet , şarj cihazı ya da powerbank bir de şemsiye eklenirse ki genelde bulunur çantamda gerisini siz düşünün artık. arada birkaç şey çıkınca bile vay be hafifledim desem de o haliyle bile yine doludur çantam. çeyizini yanında taşıyorsun diye erkek arkadaşım hep dalga geçse de benimle yapacak bir şey yok. bu benim yaşam şeklim gibi oldu artık.

hal böyle olunca tabii çanta değiştirmek de kabus benim için. o yüzden eskiyene kadar bir çantayı kullanıp onunla duygusal bir bağ kuruyorum hep (gizlinot: swh )