6.
8 mart için bir mektup yazmış kadınlara;
"Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir…
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü.
Bir gök gürlese diyorum, bir sağanak patlasa.
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapısallık bitse…
Gidenler nerede kaldılar, özledim gülüşlerini…
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki,
Onlardı kadınları güzelleştiren…
Hangi duvar yıkılmaz sorular sorular doğru ise ve bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez…
Birlikte yeniden gülüşlerimizle elimizin değdiği her şeyi güzelleştirmek dileği ile.
Merhaba kadın yoldaşlarım saygı ve sevgi ile selamlıyorum hepinizi;
Gençliğimizden, güzelliğimizden, umudumuzdan, cesaretimizden, direncimizden, kadınlığımızdan kucaklıyorum sizleri. Acısı acısına, yarası yarasına, sesi sesine denk düşer evvelden birbirini hiç tanımadan tanışır. Gönül isterdi ki 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde hep birlikte meydanlarda olmak. Olmadı ve ben o gün dışarıda olmayacağım için üzgünüm. Biliyorum bir Çilem Doğan içeride tutsak ise de milyonlarca Çilem Doğan dışarıda mücadele ediyor. Aklım, beynim, mücadelem yüreğim hep sizlerle olacak değerli kadın arkadaşlarım. 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun, mücadelemiz diri olsun.
Zulmün olduğu yerde direniş ve meşru müdafaa haktır. Bunun zenginlerin ve erkeklerin hukuk kitapları varsın böyle yazsın. Uyan erkek egemen sistem uyan. Her gün 3 kadın katlediliyor. Katledilmek kaderimiz değil, öz savunma haktır. Kahkaha atmayı hor görenlere kırmızı ruju farklı anlayanlara, mini eteği tecavüz etmek için gerekçe gösterenlere konuşurken ağzımıza sözcükleri tıkayanlara, kadını erkeyi kölesi haline getirmeye çalışmaları, gece, geç saatte sokakta olmamıza bağnaz zihniyeti ile hor görenlere karşı en güçlü sesimizle haykıracağız.
Değerli yoldaşlarım yılgınlık, umutsuzluk, çaresizlik bizim söylemlerimizde yok. Bizler direnenleriz yaşamak için dünyayı değiştirenleriz. Kadınlarımız meydanlarda, kendi yaşam hakkımız kimseye vermeyiz. Yani yaşamak için kimsenin baskısını tanımayız. Bir birimizin gözyaşlarını sildiğimiz sürece var olacağız. Söz veriyorum başımı önüme eğmeyeceğim. Dört duvarlar korkutmayacak beni yalnız olmadığımı biliyorum. Alemlerine meze olmayacak körpe bedenleri ile kuzular çocuk gelinler bir avuç su gibisiniz benim için susuzluğun ortasında.
Mücadeleniz onurumdur, duruşumdur. Tüm kadınlar adına ve tüm kadınlar için karanlık günlerin geride kalması; Diyarbakır Surlarının aydınlanacağı gibi aydınlık günlerin doğacağı inancı ile hepinizi kocaman yüreğimle öpüyorum. Saygılarımla.
Çilem Doğan”