yeni
popüler
sorular içinde ara
yeni soru sor
son sorular
son cevaplar
kategoriler
  • süslü
  • moda alışveriş
  • kuaför & güzellik merkezi
  • sağlık
  • spor
  • gönül işleri
  • aile arkadaş ilişkileri
  • cinsellik
  • eğitim & kariyer
  • seyahat
  • pet
  • sanat
  • bürokrasi
  • diğer
girdi yaz
medya ekle
  • linki kopyala
  • şikayet et
  • girdiler (1)
  • medya (0)
tarih
oy (güzelinden)

1. sevgili paris kedisinin de uktesi varmış. tam denk geldi.

Soru cevapta öfke ile ilgili bir soru görünce bu konu hakkında biraz düşünmek ve yazmak istedim. “sevgilim çok öfkeleniyor, ama çok da seviyorum onu..” filan gibi cümleleri çok sık duyuyorum. En son biri şekerini kontrol etsin, şeker düşünce insan agresifleşebiliyor yazmış.

Hiçbir yazarı kızdırmak, kırmak ve üzmek istemem öncelikle. Şimdiden özür dilerim buna sebep olduysa yazdıklarını buraya taşımam. Ancak toplum olarak farkındalığımız çok zayıf bu tip durumlarda.

sözlü ya da fiziksel “şiddet” şeklindeki davranış, “öfke” duygusunun arkasına sığınılabilecek bir olgu değildir, olamaz.

Öfke dediğimiz şey, en temel duygularımızdan biridir: korku gibi, tiksinme gibi, ya da mutluluk gibi üzüntü gibi. Dolayısıyla öfke, doğada hayatta kalma pratiği açısından oldukça kıymetlidir.

En kaba ifadeyle Hayatta bir engel ile karşılaştığımızda öfke duyarız. İçimizdeki stabilizasyonun bozulması bu duyguyu açığa çıkartır diyebiliriz. Faydaları vardır: Müthiş bir güç hissederiz içimizde (deli kuvveti dedikleri belki de :)). Bu da karşılaştığımız durumu değiştirmek için gerekli kuvvettir ya da zorlukla mücadele için ihtiyaç duyulan güçtür.

Ancak şiddet, öğrenilen bir davranış biçimidir. Doğduğumuz andan itibaren çevremizdeki modellerden kopyalayarak hangi durumda nasıl tepki vereceğimizi öğreniyoruz. Bu konu hakkında bir örnek de vermek istiyorum. 2015 yılında brezilya’da gerçekleşiyor olay. Maçlardaki şiddet ve kavga olayları akıl almaz boyutlara ulaşıyor. Sport recife kulübü taraftar liderlerinin annelerini çıkacakları maçta güvenlik görevlisi olarak maça getiriyor. Güvenlik güçleri yerine Annelerini gören 30 taraftar lideri önce şaşırıyor sonra tatlı tatlı maçını izliyor, efendi efendi taraftarı coşturuyor. Ne bir kavga, ne bir taşkınlık. Yani şiddet, tercih edilen, ya da edilmeyen bir davranıştır. Maçta taraftar elbette skora, pozisyonlara, hakemin yanlış aldığını düşündüğü karara öfkelenmedi mi? öfkelendi. Ancak bu duyguyu taşkınlık göstermeden yaşadı.

Şiddet ve saldırganlık öfkenin en kötü ifadesi evet, ama içine atmak da onun kadar tehlikeli bence. Bizim ülkede özellikle çok karşılaşılıyor bununla. Öfkeyi içe ata ata bir gün fırsat buluyor ve çığırından çıkıyor artık. Yıkıcı etkisi daha da fazla oluyor tabii.

Öfkelendiğimiz durumla karşılaşınca bi’ duralım. Sinyaller frontal loba bir ulaşsın. Düşünme ve sorgulama fonksiyonu devreye girsin. Ondan sonra vereceğimiz tepkiyi verelim (yukarıdaki futbol maçı örneğinde olduğu gibi). Aksi halde medeni bireylerden, dolayısıyla toplumlardan bahsedemeyiz.

Partnerlerinin şiddet ve saldırganlık problemi olanlara da terapiyi, psikolojik desteği tavsiye ediyorum. Ne kendinizin zarar görmesine izin verin, ne de sağlıksız bireylerin toplumda tedavi olmadan var olmasına göz yumun.

4 temmuz 2018 17:25


içerik sonu