1.
Öğrencilik hayatım boyunca en çok karşılaştığım problem aynı yaşta olduğum kuzenimle kıyaslamaydı. Neyse ki farkımız anlaşıldı.Her şey üniversite sınavındaki puanımızla bu konu kapandı çok şükür. Yani ki süslülerim sizi kıyaslayacaklar notlarınızı yargılayacaklar üstelik öğrenciliğin ne olduğunu bilmeyen insanlar yapacak bunu. Üstünüze gelecekler acımasızca.
Okumazsan okuma veririz seni tamircinin yanına çırak olarak diyecekler yılmayın sakın. Hayallerinizin peşinden gidin. Eğer hayallerinize giden yolda size engeller çıkarsa hemen yılmayın.
Öğrencilik mükemmel bir şeydir. Eğer doğru insanlarla karşılaşırsanız tadından yenmez. (Bunu anaokulundaki arkadaşlarıyla bile görüşen üniversiteli bir kız söylüyor )
2.
üniversite öğrencisi olarak hiç kolay değil. Hemde hiç kolay değil benim için. Hem çalışıp hem okuyorum aynı zamanda. Sabah 5:30 da kalkıyorum okula gidiyorum. Sabah derse kadar makyaj olayını hallediyorum keyifim varsa. Okuldan erken çıktıysam işe gidiyorum (iş saatlerim bana bağlı) işten 18:30 da çıkıyorum eve gidiyorum saat 19 olmuş. Yemek yemek vs zaten 20-21 uykum geliyor deli gibi. Ders çalışmaya çok zamanım olmuyor. Cumartesi 8:30 - 15:00 arası çalışıyorum 7:30 da kalkıyorum cmt günleri. Sadece pazarım var uyumak için. Pazar günleride erkek arkadaşım ile dışarı çıkıyoruz anca 18 gibi kendimle baş başa kalıyorum. Hafta 8 gün olsa bari bir gün hiç bir şey yapmadan oturmayı özledim sözlük. Yorulduummmmm
3.
Bana nefes aldırandır.
Üniversite öğrencisi olmak beni çoğu zaman zorluyordu, uykusuz bırakıyordu, final haftalarında ömrümü çürütüyordu... Yine de ODTÜ'de geçirdiğim tek bir günü bile hayatımın başka bir gününe değişmem. Üniversiteme ilk gördüğüm andan itibaren aşıktım ve bu aşk mezun olunca da bitmedi. Şimdi ilişkimize uzak mesafe ilişkisi olarak devam ediyoruz.(gizlinot: (: )
Şu anda yüksek lisans öğrencisi olmak da beni zorluyor. Sabahın köründe kalkıp tüm gün çalıştıktan sonra akşam derslerine koşuyorum. Beş ders birden aldım; ödevleri, sunumları, okumaları bitmiyor.
Yine de kampüsün kapısından her girdiğimde içimi bir huzurun kapladığını hissediyorum. Sanki dünyanın derdinden kaçmışım da sadece kendimi düşündüğüm, sadece kendime yatırım yapacağım korunaklı bir alana girmişim gibi. Ben öğrenmeyi seviyorum galiba; bilmediğim her bilgiyi sünger gibi içime çekiyorum, Ve tüm yorgunluğa, uykusuzluğa rağmen lisans mezuniyetimden dört yıl sonra tekrar nefes aldığımı hissediyorum.
4.
Bu ay rimel almayayım kyk yatsın krediden alırım ondan sonraki ay öderim diye kafada hesap logoları yapmaktır.
5.
İliklere kadar hissedilen parasızlık ve parasızlığın vermiş olduğu “yarabbi bu devran hep böyle mi dönecek ühü :(“ nidalarıdır.
Birkaç parça şey beğenseniz, beğendiğiniz parçaların renklerinden, kalitelerinden, modellerinden, duruşundan önce ilk bakacağınız şey her zaman fiyatları olur.
Bi kere tarih hesaplamalarınız aşırı şekilde gelişir. Çünkü kyk çekene kadar eldeki 3-5 kuruşla, x kadar gün idare etmek zorundasınızdır.
Canınız aşırı şekilde iskender döner, bikaç tane bira vs çeker mesela. Ama cüzdandaki son 10 tlyi görüp diyete başlamaya karar verirsiniz ahahjd :d
Hatta bazen parasızlık öyle bi zorlar ki insanı, ev/yurt kirasını yettirebilmek için memlekete gidemezsiniz. Aileniz burnunuzda tüter, dersleri kaçırmayayım diye gelmedim yalanını söylemek zorunda kalırsınız.
Ve zaten her şey tüm bu durumlardan sonra gelişmeye başlar. Öğrencilik hayatınız boyunca çektiğiniz parasızlık canınıza tak ettiği için gelecekte kazanılabilecek en iyi maaşlı meslekler yapılmak istenir. Kafadaki meslek hayali becerilere göre değil de maaş oranlarına göre şekillenir. Hayallerde her zaman ulaşılmak istenen bir meslek vardır ama artık hayatınızı parasızlık içinde devam ettirmemek için hayallerden de vazgeçilir ve kadere ne çıkarsa o meslek yapılmaya başlanır. Sanıyorum ki bu nedenle memlekette çok az miktarda idealist insan var. Çoğu öğrenci (gizlinot: haklı olarak ) idealist olmak yerine realist bir şekilde planlıyor geleceğini.
Sonuç olarak öğrencilik = parasızlıktır, ancak 3-5 kuruşla bile çok eğlenebilmektir, can arkadaşlar edinebilmektir, özgürce kahkaha atabilmektir.
28 ekim 2017 19:16
28 ekim 2017 19:18
6.
Saniyorum ki sevdiğiniz bölümu ekonomik zorluk çekmeden dolu dolu okuyorsaniz zevkli olan şey.
Lisede de iyi ancak herkesin her dersi yapma zorunluluğu özellikle son yıllara yaklastikca insani boğuyor.
7.
anlatılmaz yaşanır hadise.bu stresle ben okulu bitiremeden ölürüm herhalde.söyleyeceklerim bu kadar.
8.
iki sene okudum üniversitede ama lisede ve ilkokulda daha öğrenciydim sanırım :d
üniversite evimin dibindeydi, dershane gibiydi adeta hiç güzel değildİ. büte kalmadım tek zayıf dersim bile olmadı hep aa ba :d öğrencilik bu olmamalı bence ya. hiç öğrenci gibi de hissetmedim zaten üniversitede.
asıl survivor lisedeydi bence :)
makarna yemekten kusacağım, bütlere kalacağım, parasız kalacağım günleri merakla bekliyor ve istiyorum. bakalım seneye inş. :d
29 ekim 2017 21:10
29 ekim 2017 21:11
9.
Okuldaki yemekhanede fazladan ekmek alıp sabah tost yaparım diye aparta götürmektir ajsjajsj Arkadaşımın birinin odasında ayrı ekmek dolabı var (gizlinot: swh)
İnsanlar aç, aç.
29 ekim 2017 21:16
29 ekim 2017 21:17