7.
3,5 sene boyunca odaları 6 kişilik olan devlet yurdunda kaldım. Önceleri diyorsun ki "6 kişi aynı odada mı kalınır ulen?" Vallahi öyle güzel kalınıyor ki :) önce olumsuzlukları sıralayayım; bir katta 10 odadan 60 kişi aynı tuvaleti ve banyoyu kullanıyorsun. ve tahmin edersiniz ki herkesin temizlik anlayışı sizinki gibi değil. Çamaşır makinaları benim son senemde geldi bizim yurda. Daha önceleri herkes elinde yıkıyordu. Odalardaki dolaplar oldukça küçük. Yine de mucizevi bir şekilde içine çok rahat sığabiliyorsun.(gizlinot: abartıp bütün gardırobunu getirmediysen tabi) Konservatuar ya da mühendislik falan okuyanların malzemeleri için ayrıca bir malzeme odası var. Isteyen oraya bırakabiliyor. yemek konusunda seçiciliğiniz varsa sıkıntı yaşamanız çok olası. biz yemekhane konusunda şanslıydık. çok çeşitli ve nispeten lezzetli yemekler çıkıyordu bence ama onu bile defalarca protesto etmişlerdi. (gizlinot: bir kız sabah kahvaltıda verilen salamların kızartılmamasına atarlanmıştı mesela)(gizlinot: swh)
her şeyden önce ufacık bir odada 6 kişi demek 6 farklı karakter demek. Orda da şans faktörü devreye giriyor. Şanslıysanız bir ömür boyu görüşeceğiniz arkadaşlarınız, hatta kardeşleriniz oluyor. Şanssızsanız birkaç ay içinde ya özel yurda ya da eve çıkarsınız muhtemelen. Ben hayli şanslıydım bu konuda.(gizlinot: umarım siz de öyle olursunuz)
Öncelikle insanlara tavrınızı en baştan koyun. Size ait olan şeyleri kimseye vermek zorunda değilsiniz. Eşyalarını kimseyle paylaşmaktan hoşlanmayan bir insanım. Yurttaki arkadaşlarım da bu huyumu bildikleri için benden hiçbir zaman ne bir kıyafet ne bir aksesuar ne de bir makyaj malzemesi falan istedi. Bu konuda çok katıydım.(ybkz: hala daha öyleyim) Ben ayakkabımı neden arkadaşımın ayak bakterilerine oyun parkı edeyim ki?? gerçi bazı yüzsüzler var, onları alt etmeye bakın :)
sınırlarınızı çizin. gece gürültüde uyuyamıyorsanız bunu en baştan kibar bir şekilde belirtin. sert konuşup ortalığı baştan germeye gerek yok ama size saygısızlık yapılmasına da izin vermeyin. toplumsal birtakım kurallar var ve buna herkes uymak zorunda.
ben duşta uzun kalan bir insanım. en çok bundan dolayı sorun yaşarım diye düşünüyordum ama hiç öyle bir şey olmadı. yanlış hatırlamıyorsam 4 kabin falan vardı zaten, birinden biri mutlaka boş oluyor. bir kere çok kalabalık bir zamanına denk geldim, sıra vardı resmen. onu da her 3 dakikada bir duşu kontrol ederek hallettim :)
beleşçiler var bir de. parası sizden çıksın da ne kadar çıkarsa çıksın. ister çay alın, ister sakız. bu konuda fazla miktarda para taşımamak gerçekten mantıklı bir seçim. Zaten ilişkiniz oturdukça kiminle neyinizi ne kadar paylaşacağınız, kime karşı nasıl bir tavır alacağınız belli olmaya başlar.
yurda önyargılı bakmayın kızlar. bence en az 1 sene yurtta kalmayan kimse üniversite okudum dememeli. aynı ortamı paylaşmakla aynı odada uyumak çok farklı şeyler. odamdaki bir arkadaşım annesini, diğer bir arkadaşım babasını kaybetmişti. birisi ailesiyle hiç görüşmüyordu neredeyse. özellikle devlet yurdu için konuşuyorum, öyle hayatlara şahit oluyorsunuz ki katır tepmiş gibi oluyorsunuz. yurdun verdiği 3,5 liralık yemek fişlerine muhtaç olan insanlarla karşılaşıyorsunuz. ailesinden uzaklaşan insanların "özgürce" kendilerini kaybetmelerini görüyorsunuz. kabuğunuzu kırmanızın ve insanları tanımanızın en güzel yolu yurt hayatı. (gizlinot: hata yapıp bir anda insanlarla samimi olmayın)(gizlinot: pişman olursunuz)
olumsuz tarafı olmadığını söylemek ahmaklık olur ama hayatınıza kattığı güzel şeylerle, hatırlayınca her daim güldüğünüz anılarla boy dahi ölçüşemez onlar. oda arkadaşlarımdan biri diğer bir oda arkadaşımızı gece yatağına dikmişti mesela(gizlinot: swh)