1.
bir yıl önce bugün yaşanan 301 madencinin hayatını kaybettiği kahreden olay.
o dönemde evdeydim ve televizyondan devamlı soma haberlerini izledim.
insan kafayı yiyecek gibi oluyor böyle kazalar karşısında.neden biz diğer ülkelerdeki gibi mucizeler yaratamıyoruz anlamak mümkün değil.
olaydan sonra basının karşısına geçen maden işletmesinin sahibi ve yetkilileri kendilerini savundular, özellikle yaşam odalarının neden olmadığı sorularına olsa da işe yaramazdı her şey çok ani oldu minivalinde açıklamalar yaptılar.
insan yitip giden onca insana ve ardında kalan ailelerine yanıyor, hele çocuklar...
ne oldu peki bu faciadan ders alındı mı? asla!!!
iş güvenliği konusunda iyileştirmeler yapılmıyor değil, kanun, yönetmelik neyse işte düzenlemeler yapılıyor.ama sorun sadece kanun, nizam eksikliği değil.en büyük sorun rüşvet ve kayırma.denetleyen mekanizma doğru işlemediği için yetersiz işletmeler çalışmaya devam ediyor.bu faciadan sonra da durum değişmedi.
malesef insanımız evine ekmek götürmenin derdinde bu riskleri görmezden geliyor, gelmemek gerek.senin canını senden başka düşünen olmaz.ama tabi evde ekmek bekleyen aileyi düşününce bu da olmuyor.
2.
Bugün Soma'nın günü.bir yıl olmuş değişen bir şey olmadan koca bir yıl geçmiş hep daha kötüye. Hep fakirin daha fakir zenginin daha zengin olduğu güne.
Tek bir görüntü var aklımda her şeyi anlatan tek bir görüntü.
Yaşlı bir teyzeyle amca. Üstleri başları perişan belli ki yoksulluk yıllardır bellerini bükmüş. Teyze ağlıyor. Oğulları içerdeymiş. Daha bir haber yok. Teyzenin ağıtları öyle acı ki. Diyor ki "Oğlum yüzme de bilmez idi suyun içinde ne yaptı?" Amca teyze gibi ağlayamasa da gencecik oğlu içerde. Hala umudunu kaybetmek istemiyor. Öyle çaresiz ki oradaki haber muhabirine soruyor: "Benim oğlan öldü mü şimdi?" Hepimiz biliyoruz ki umutlar tükendi. Artık içeriden canlı çıkma ihtimali neredeyse sıfır. Ama ne diyebilir ki muhabir o acılı babaya? Kekeleyerek "Daha belli değil diyor."
Çok geçmeden oğullarının cesedini çıkardılar madenden. Cenazedeki yırtık lastik ayakkabılarıyla tanıdık sonra biz Recep Amcayı. Bütün olaydaki tek telafi edilebilecek şey o olacak ki lastik ayakkabıların yenisi geldi. Ömründe gün yüzü görmemiş oğlunu ebedi karanlığa yollayan babanın dikkat çeken tek özelliği ayakkabılarıydı.
3.
Ne bu facia, ne depremler ne de diğerleri...
Kimse bu ülkede insan hayatına önem verilmesini
Sağlayamıyor. Tam bir bilinçsizlik halinde yuvarlanıp
Gidiyoruz işte.
4.
bugün tam olarak iki sene oldu. sonuçlanmayan bir mahkeme ve kalanların acısından başka birşey olmayan iki koca sene. toprağın altında 301 can, üstünde binlerce yaşayan ölü kaldı..