# medya

236. hiç şaşırtmıyorlar swh. 'sokak köpeğinin oğluma yaklaştığını görürsem hepsini toplar yakarım duyar kasmayın mal mısınız '''''amk''''' hepsini kadıköy kuçu kuçusu sanmayın' diyen eşi oğlunun köpek sevdiği bir anı fotoğraflıyor ve hanımefendi de bunu hesabında paylaşıyor. ne oldu aydın bey bir tasma takılıp üzerine de bir kazak giydirilince, caddede gezdirilince mi hayatı değerli oluyor da sokakta yaşayınca hepsini toplar yakarım diyebiliyorsunuz? sahte pozlarınızı kim yiyecek çok merak ediyorum.

tanım: aylar geçmesine rağmen gelecek linci bildiğinden korkusundan fotoğraflarını yoruma açamamış sokak hayvanı katliamı destekçisi infö.

6. kendisini sour albümü ilk çıktığında sürekli medyada ve spotify global'de görmem ile tanımıştım. Albüm kapağı çok hoşuma gitmişti ve bakayım kim bu sürekli bahsedilen kız demiştim. Sour bir debut albüme göre oldukça iyi bir albüm, şarkı sözleri, soundları beni gerçekten etkilemişti. özellikle happier'da yer alan "so find someone great, but don't find no one better / i hope you're happy but don't be happier" sözü ve traitor şarkısında geçen "guess you didin't cheat, but you're still a traitor" sözleri beni çok etkilemişti. bence duygularını ifade ediş şekli çok temiz bu yüzden benim de kafası karışık duygularıma bir rehber oluyor. (evet benden 6 yaş küçük olmasına rağmen...)

ikinci albümü guts ise bana ilk albümünün eklentisi gibi geldi maalesef. konsept aynı, renkler aynı (mor'u çok severim ama insan era değiştirdiğini hissetmek istiyor.) açıkçası ilk albümü kadar dinlemedim ikinci albümünü ama love is embrassing ve vampire hoşuma giden şarkılarından olmuştu.

sabrina ile olan hem tarz zıtlığı hem de yaşadıkları aşk üçgeni ilginç gelmişti. İkisi de çok farklı tarza sahip (olivia daha pop-punk / asi / rock n roll / acı çeken gf ; sabrina ise daha feminen / soft / acı çekmek yerine pek sallamayan gf havasında) Birinin esmer diğerinin sarışın olması da ayrı bir konsept. İkisini de severek dinliyorum açıkçası ama Olivia'yı ilk keşfettiğim ve tarz olarak kendime yakın bulduğum için bir tık ayırabilirim. Bir de Olivia Driver lisence şarkısında Sabrina için “blonde girl who always made me doubt” diyordu; sanki Olivia Sabrina gibi olmak istermiş diye hissetmiştim. Dünya Olivia’lar ve Sabrina’lar olarak ikiye ayrılıyormuş gibi hissediyorum ben bana soracak olsalar Sabrina gibi “i can’t relate desperation” demek isterdim ama çoğu ilişkimden olivia gibi “but i still fucking love you, babe” diyerek çıkabildim.

Tanım: 2003 doğumlu, disney çıkışlı, grammy ödüllü genç yıldız.

236. kristin hannah - bülbül

reading slumptan çıkmak için film gibi bir kitap okumam gerektiğine karar verdim. doğru tercih sanırım dün 100-120 sayfa civarı okumuşum bile.

235. Vedat ozandan kokular kitabı. Keyifli keyifli akıcı bi dille anlatıyor bu bitsin serinin diğer kitaplarını da alırım

2. Kanalında feminist teori, popüler - kültür sohbetleri yapan bir yotuber. Şahsen benim kendisini keşfetmemle bağımlısı olmam bir olmuştur. Hem bahsettiği popüler kültür sohbetlerine konu olan film/ kitap zevkimizin benzer olması hem de feminist teori ile ilgili verdiği bilgilerin solid kaynaklara dayandırması kendisini izlemeye devam etmemi sağladı.

Feminzim konusu çok tartışmalı ve yoruma açık bir konu ve sosyal medyada maalesef feminist olduğunu iddia edip de feminsimin base'leriyle çakışan çok fazla kişi var. Aylak damla'yı sevmememin sebebi kitaplarda/filmlerde feminist okuma yaparken bu okumalarını hep akademik kaynaklara dayandırması ve yorumdan ziyade teoriler, tarihsel süreç ve akademik çalışmalarla ilgilenmesi.

Bunun dışında popüler kültür ile ilgili incelemeler yaparken de dönemin tarihi/ekonomisi/sosyolojisi gibi öğelerden yararlanıyor ve bu da videolarını hem kapsamlı hem de bilgi yönünden zengin kılıyor.

Sadece daha fazla içerik üretmesini isterdim gerçi nicel arttıkça nitelik düşebiliyor. O yüzden özleyerek izlemeye devam edeceğim.

1. aynı isimli kitaptan uyarlama Apple TV mini dizisi. tek sezon, ikinci sezonu yok. psikolojik gerilim diyebilirim. toplam 7 bölüm. başrollerde oynayan oyuncular da bayağı taştaşlı. dizi o kadar sürükleyici ve merak uyandırıcıydı ki bitirmeden duramadım. bütün bir film gibi. açıkçası bölümler arasına zaman koyup heyecanın dinmesini istemedim. diziyi izlerken aynı zamanda roman okuyormuş gibi de hissettiriyor. izleyin izleyin izleyin. şiddetle tavsiye ediyorum. izlemeye karar verdiyseniz dizi bölümleri altındaki yorumları okumayın, ekşide dizi başlığında gezmeyin. dikkat dikkat gizli notlar spoiler içermektedir. (gizlinot: dizide ana hikaye oluşmaya başladığından beri hep karşı tarafın da hikayesini dinlemek istedim. çünkü kitabı yazan kişi jonathan değil. yazılan kitap basbayağı kurgu aslında. jonathanın annesinin bildikleri: arka planını tam olarak bilmediği birkaç fotoğraf, birilerinin anlattığı birkaç hikaye ve belki de en önemlisi sashanın jonathanı neden italyada terk edip londraya döndüğünden ibaret. ) (gizlinot: dizi her bölüm bize insanları manipüle etmenin ne kadar kolay olduğunu gösteriyor. son bölümde yerime oturup oturup kalktım diyebilirim. cate blanchett önce tár sonra bu dizi manipülasyon ve gerilim hakkında daha ne kadar ileriye gidebilirsin bilmiyorum.) (gizlinot: neyse spoiler bile yazsam daha fazla spoiler vermek istemiyorum. sadece izleyin demek istiyorum. ayrıca sacha baron cohenin borat karakterine o kadar alışmışım ki son bölümlere doğru kara mizah mı yapıyor yoksa gerçekten bu kadar aptal mı ikilemde kaldım sjsjsjsjsjk.) puanım 10/10

edit. spoiler kısmını gizlinotlara almaya karar verdim.

234. Sana gül bahçesi vadetmedim

233. Fantastik-bilim kurgu kitapları severim.

Frank herbert - Dune okuyorun şu an.

Kitabın ilk yarısı gerçekten konuya giremeyiş yüzünden başımı ağrıttı. Şu an iyi ilerliyor.

232. Saramago - isaya göre incil

2487. Mabruk salam - anna rf