3 ay boyunca hiçbir şey satın almama boykotu

1. Eğer bir hareket yapılırsa ben bir alışveriş bağımlısı olarak katılmak istiyorum.

2. katılacağım boykot. halihazırda fakir ve öğrenci olduğum için zorlanmam sanırım.(ybkz: ehe)

3. Ekonomi bu gidişle ister istemez zayıflayacak.

Şimdi arkadaşlar, düşüncesini beğenmediğimiz bir şirketi boykot etmek güzel olabilir.

Ama hiç para harcamayın, batsınlar, sürünsünler diye düşünen ülkesi için hata yapar. O patronlar boykotlarla aç kalmaz ama fabrikasındaki işçi, avmsindeki çalışan, otelindeki personel aç kalır.

Bu ülkede eskiden krizlerde yaşananları belki yaşı küçük olanlar hatırlamaz. Ama kaç ocağın söndüğünü, kaç kişinin intihar ettiğini hatırlatmama gerek yok sanırım.

Bir ülkeyi felakete götüren şey en başta ekonominin çökmesidir. Bunu dilemek vatanseverlik değildir. Bu patlamalarda zaten maalesef ekonomi kötüye gidecektir. Ama ekstradan halk açlık çeksin de görsün gününü diyen bence açlığın ne demek olduğunu, ne gibi felaketlere yol açabileceğini idrak edememiş kişilerdir.

Edit :yapmayın ya bu ülkedeki gariban çalışan kesim AKP'li falan değil. Onlar çoktan zengin oldu, ilkokul mezunu bile devlete memur oldu...

4.

son entrymi buraya yazayım.

kozmetik, giysi, kahve. bunları almaya bırakacağım. dışarıda yemeyeceğim. (bunda son kez sevdiğim pastaneme uğrayarak istisna yapacağım)

uzun süredir vegan diyetleriyle ilgili araştırma yapıyordum ve ne yediklerini videolarda izliyordum. dışarıda olduğum sürece raw vegan diet uygulayacağım. duruma göre evde de vegan olmasa da vejetaryen diyete geçebilirim. kefir, ayran ve süt içmeyi bırakacağımı sanmıyorum. belki de bu bahaneyle tamamen vegan olmaya karar veririm. çantamda gün içinde yemem gereken yiyeceklerimi tutabilirim.

ulaşıma ayıracağım para dışında hiçbir şekilde harcama yapmayacağım.

5. üretmeye teşvik eden anlamlı bulduğum boykot.

güzel bir örneği için; (link: http://www.yesilist.com/cms.php?u=bir-yildir-hicbir-sey-satin-almiyor&id=2298 )

6. tamam gereksiz alışverişi keselim, belirli markalari hayatımızdan çıkarıp birilerine maddi anlamda destek olmayalım, elimizden geldiğince para biriktirip gereksiz nakit çıkışına izin vermeyelim bunların hepsine katilirim diyecek sözüm yok ekstra ama bir şeyi atlıyoruz. 3 ay boyunca bunu yaparak varacagimiz nokta nedir? birilerine ders vermek mi yoksa vatandaş olarak ekonomik gücümüzü sergilemek mi ? ekonomik olgular 3 aylık konjonktürde ne kadar değişir ya da ekonomi dediğimiz şey sadece satın alma talebini mi destekler bunlar ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken sorular. biz talep etmeyince onlar üretmekten mi vazgeçecek ya da ya aslında o kadar da iyi bir ekonomimiz yokmuş birileri bizi kandırmış mı diyecekler. ekonomik olayları sadece alışveriş ya da tüketim amacıyla satin almayalim şeklinde algılayamayiz. boykot edelim ama ya sonuç bu sefer darbe olmadı iyimser bir ifadeyle iç savaşın kıyısındayiz bir de üstüne ekonomik krize zemin hazırlayarak mı devam edelim. uzun vadede mesaj vermek istediğimiz kesime hiçbir şey olmaz yine olan bize dar gelirli ve orta sınıf vatandaşa olur, kısaca makas daha da açılır.

ister istemez bu yaşananlar zaten ülke ekonomisini etkileyecek, belli ölçüde dengeler değişecek artan işsizlik rakamları vs diye katlanarak görmeye, okumaya devam ederiz. ha bir de hiçbir şey satın almadan ya da gereksiz olanları satın almadan diyelim ne kadar süre dayanacagiz bir de orası var ki o çok daha ayrı bir konu.tabii ki kimseye karışamayiz ama olay satın almayalım demek kadar da basit değil.

7. varım dediğim boykot. döne döne kalkarım altından. peh!

edit:

bir gazla varım deyip, yeterince hakkını vermediğimi fark ettiğim boykot.

+1 diyorum arkadaşlar.

sahiden, böyle bir hareket için 3 ay kesinlikle yeterli bir süre olmayacaktır. ekonomide ciddi bir fark yaratabilmek için istikrarlı bir şekilde harcamalarımızı mutlak minimuma indirmemiz gerek. çünkü yaptığımız en ufak harcamada dahi paramız ya yandaş gruplara, ya da vergi olarak hükümete gidiyor. hatırlayın, yandaşların lehine, onların zenginleşmesi adına açılıp, kime verileceği çoktan belli olan ihaleleri hatırlayın. zenginleştikçe zenginleştiler, hem de gözümüzün önünde bizler 3 kuruşa daha açken, üniversite bitirmiş nitelikli kişiler olarak maaşla çalışırken, bu insanlar her nasılsa göz göre göre arabayı değiştirdiler, evi değiştirdiler, çok değil, 10 sene önce muhafazakar kesim daha az gelirli kesimi oluşturuyordu. demek istediğim o değil ki "inançlı olanlar fakir olsunlar öhehehe". sadece bu sebepsiz zenginleşmeye (!) biz de katkıda bulunuyoruz tüketim yaparak. tüketmeyelim arkadaşlar. elzem ihtiyaçlarımız hariç tüketmeyelim, onları da minimuma indirelim.

anlamak isteyenler için ne tüketeceğimizi aşağıda belirtiyorum;

bakınız "otonom tüketim"

(link: https://eksisozluk.com/otonom-tuketim--667631?nr=true&rf=otonom%20tuketim https://eksisozluk.com/otonom-tuketim--667631?nr=true&rf=otonom%20tuketim)

ekşideki arkadaşlarımız pek güzel açıklamışlar sağolsunlar.

bu adamların en büyük gücü paradan geliyor. başka bir şeyden değil. azınlık gibi hissediyoruz, ama aslında yeterince kalabalığız gençler.

ne kadar kalabalık olursak o kadar güçlüyüz.

sevgiyle kalın,

sümük

8. unutulmasın.

(bkz: 5 haziran 2015 diyarbakır patlaması)

(bkz: 20 temmuz 2015 suruç patlaması)

(bkz: 10 ekim 2015 ankara patlaması)

(bkz: 23 aralık 2015 sabiha gökçen patlaması)

(bkz: 12 ocak 2016 sultanahmet patlaması)

(bkz: 17 şubat 2016 ankara patlaması)

(bkz: 13 mart 2016 ankara patlaması)

(bkz: 19 mart 2016 taksim patlaması)

(bkz: 27 nisan 2016 bursa patlaması)

(bkz: 1 mayıs 2016 gaziantep patlaması)

(bkz: 12 mayıs 2016 diyarbakır patlaması)

(bkz: 7 haziran 2016 vezneciler patlaması)

(bkz: 8 haziran 2016 mardin midyat patlaması)

(bkz: 28 haziran 2016 atatürk havalimanı patlaması)

(bkz: 10 ağustos 2016 diyarbakır patlaması)

(bkz: 10 ağustos 2016 mardin kızıltepe patlaması)

(bkz: 17 ağustos 2016 van patlaması)

(bkz: 18 ağustos 2016 elazığ patlaması)

(bkz: 20 ağustos 2016 gaziantep patlaması)