1. ahmet kaya'nın (gbkz: iyimser bir gül) adlı albümünden harika bir (link: https://www.youtube.com/watch?v=N1oljC16cwc şarkı).
hikayesi;
"Çok uzun zaman önce İstanbul'da şubelerde kaldığım zaman bir arkadaş tanımıştım, kendisi Diyarbakırlı'ydı. İsmini sorduğum da isminin Bahtiyar olduğunu söylemişti bana. Günde iki sefer dörder saat arayla götürüyorlardı işkenceye, geri getiriyorlardı, hamur gibi atıyorlardı. Tek söylediği şey, "adım Bahtiyar" diyordu. Başka bir şey söylemiyordu... Doksan yedi gün boyunca, tam doksan yedi gün boyunca gerçek adını kimse öğrenemedi ve sonra cezaevinde karşılaştık; incecik, dal gibi bir çocuktu.. Bütün dileği dışarı çıktığım zaman (ondan önce çıkacağım için, çok önceleri çıkacağım için) Diyarbakır'dan gidip bağlamasını almamı ve onu kullanmamı istiyordu. Kuru soğan yetiştiriyordu bardak içinde. Yaşayan arkadaşlar vardır mutlaka içinizde; onu yeşil soğan haline dönüştürüyorduk, çiçeğimiz maalesef oydu, başka bir şey yoktu..
Sonra ben dışarı çıktım, onu uzun zaman göremedim. Sonra Yozgat'a gitmiş, onu öğrendim. Bir gün çok büyük bir tesadüf, Diyarbakır'a giderken gazetede beni çok sarsan bir resimle karşılaştım; bir ölüm ilanındaydı Bahtiyar...""
(link: http://mahmure.hurriyet.com.tr/foto/magazin/iste-o-sarkilarin-hikayeleri_41150/8#fotograf kaynak)