1. TANIM:
Alamût Kalesi, ya da Elemût – Belde’t-ûl’İkbâl; Elemûtlar Nizârî Bâtınî-İsmâ‘îl’îyye Devleti'nin yönetim merkezi konumunda olan ve Hazar Denizi'nin güney kıyısında yer alan bir kaledir. Kelime mânâsı olarak "Kartal Yuvası" anlamına gelmektedir. 23 Cüstaniler kralı Veşudan İbn-i Cüstan tarafından inşa ettirilmiştir. 29 Kelimenin mânâsı "Aluh āmū[kh]t" ("Kartalın Öğretisi" ya da "Cezalandırma Yuvası") anlamlarına gelmektedir. Ebced hesabına göre ise "Elemût" (الموت) Hicrî 483 yılına tekâbül etmektedir, ki bu sayı kalenin Hassan-ı Sabbah tarafından zapt edildiği yıla karşılık gelmektedir. Elemût – Belde’t-ûl’İkbâl, Hasan Bin Sabbah tarafında feth edilene kadar Cüstaniler'in denetimi altında kalmıştır.
İÇERİK:
Hasan Sabbah'ın önderliğini yaptığı, fedailerine sahte bir cennet vaadiyle kendi Haşhaşilik öğretisini yaydığı, tarihte Belde’t-ûl’İkbâl adıyla şöhrete kavuşan Elemûtlar Devleti'in karargahı ve başkenti niteliğinde hizmet vermiş olan bir yerleşim birimidir. Nizari-İsmaili mezhebinin yaşatılmasında büyük bir rol oynayan bu merkezde adamlarına cennetin anahtarlarını kendi ellerinde bulundurduğuna inandıran ve haşhaşın uyuşturucu etkisini kullanan Hasan bin Sabbah, eğitime tabi tuttuğu fedaileri aracılığıyla birçok devlet adamı ve hükümdarın canına mâl olan suikastler tertip etmeyi başarabilmiş ve çevresindeki ülkelere epey gözdağı vermeyi başarabilmişti. Suikast düzenlemek anlamına gelen İngilizce assassination kelimesinin burada yaşayan haşhaşin örgütünün adından değişerek türetildiği zannedilmektedir. Zamanın Haçlı kaynaklı tarihçileri Hasan bin Sabbah fedailerinin kendilerini feda edecek kadar davaya bağlı olmalarını anlamlandıramamış ve siyasi suikastleri yerine getirmesi için haşhaşın uyuşturucu etkisini kullanıldığını öne sürmüşlerdir.
Kaynak: Vikipedi
Kitabını okuduğumda nasıl olabilir böyle bişey diye diye haftalarca kafamda islam dinini sorgulatan durum yaşamıştım. Haşhaşiler olarak da geçer.