amway

1. pazarlama düşmanı teyzeler yüzünden adı çıkmış olmasına rağmen çok kaliteli ürünleri var bunun. (gbkz: glister) diş macunu mesela, (gbkz: rembrandt)'tan sonra dişleri beyazlattığına şahit olduğum tek diş macunu. (gbkz: rembrandt)'ın dezavantajı dişlerde hassasiyet yapması nedeniyle hergün kullanılamıyor oluşu, avantajı ise ilk kullanımda bile diş beyazlatması. bir diğer (gbkz: amway) harikası (gbkz: satinique) kepek şampuanı. sürekli kullanılmak zorunda değil, haftada birkaç kullanımla kepek oluşumunu önlüyor. dolayısıyla sık seyahat edip yanında şampuan taşımak istemeyenler, otellerde türlü türlü şampuan değiştirmek zorunda kalanlar için bulunmaz nimet. (gbkz: loc) çok amaçlı temizleyiciyi zaten herkes biliyor, bilmeyen varsa da yazık breh!

2. Göz altı kremi de hassas ciltler için uygun, memnun kalmıştım.

3. amway ürünlerinden hep memnun kaldım şimdiye kadar, özellikle de saç bakımı ile ilgili olanlardan. amway in satinique serisinin ince telli saçlara özel hacim verici şampuanı gerçekten çok iyi.ama asıl hayranı olduğum ürün "intensive repair mask". bu maskeyi şampuan sonrası nemli saça uyguladıktan sonra beş dakika bekleyip durulayabilirsiniz klasik maske uygulamalarındaki gibi.ama ben bazen saçımı kuruttuktan sonra kurumuş ve yıpranmış saç uçlarıma sürüyorum,sonra durulamıyorum. hem besliyor hem yumuşatıyor hem de parlatıyor. şiddetle tavsiye ederim.

4. amway'in ürünleri bence gerçekten başarılı. Şampuan ve saç bakım maskelerinden kullandım ve memnun kaldım. Temizlik ürünleri de cilde zarar vermiyor.

5. diş macunu ve roll-onunu kullandım. çok acayip memnundum.

6. Diş macunu ve roll-onun methini çok duyup denemek istediğim ama satın alacak kimseyi bulamadığım marka

7. pazarlama stratejisini iğrenç bulduğum marka.

uzun zamandır görüşmediğim lise arkadaşım bir gün beni aradı. ben de seviniyorum ne güzel görüşmediğim arkadaşım yıllar geçse de buluşmak istedi diye ... buluştuk, muhabbet ettik. ne iş yaptığını sordum. hep çok para kazandığından , benim de kazanabileceğimden , büyük bir şirkette danışmanlık yaptığından falan bahsetti uzun uzun. hiç bi şey anlamadım ama. sonuçta herkesin mesleği bellidir. bir kaç kelimeyle ifade edebilirsin.

1 saat sonra yakında bir otelde konferansa katılacağını, kariyer gelişimi hakkında olduğunu söyleyip beni de ısrarla davet etti. ben de kırmadım kabul ettim. ardından yakındaki bir otelin konferans salonuna gittik. girişte "ya kusura bakma giriş paralıydı unuttum, 5 lira verebilir misin?" dedi. tamam dedim, çıkarıp verdim. ama içten içe bozuldum. zorla davet etmiş beni, ya baştan söylesin ya da çıkarıp kendi versin parayı. sonuçta beni tutup getiren kendisi.

sandalyelerden birine oturdum etrafa baktım. çevremde yüzlerinde aşırı mutlu bir ifade ile gezinen tipler ve ne olduğunu anlamayan, kılık kıyafetinden fakir olduğu belli olan teyzeler vardı.

sonra konferans başladı. aşırı mutlu adamlardan biri mutluluğun, başarının (!) sırrı olan pazarlama tekniklerini anlatmaya başladı. arada sahneye birlileri çıkıyor, ne kadar çok para kazandığını anlatıyordu. ama ortada bir şirket veya firma adı yoktu.

bir doktor çıkıyor: "eskiden ayda 4 bin lira kazanıyordum. üstelik aileme zaman ayıramıyordum. şimdi ayda 10 bin lira kazanıyorum ve her sene bedava maldivler'e, avusturalya'ya ailemle bedava tatile gidiyorum" diyordu.

ardından mühendis, mimar, muhasebeci, avukat olduğunu söyleyen mutlu insanlar çıkıp benzer şeyleri söylemeye devam ettiler. hepsi bir aile olduğunu dayanışma sayesinde yattıkları yerden para kazandıklarını ballandıra ballandıra anlatıp şov yapıyorlardı.

ama bu şovlara sadece aptal olanlar kanar. o derece yapmacıklar. ne olduğunu anlayamadım ilk başta. titan saadet zinciri vardı bir zamanlar bilen bilir. onun gibi bir oluşum mu acaba diye düşünmeye başladım.

sonra pat! slayt değişti: amway! zenginliğin kısa yolu. çok sağlıklı ürünler satarak bir üstündekini zengin yapıyorsun, arkadaşlarını üye yapıp onların da kazancına ortak oluyorsun...

ortamdan buz gibi soğudum bir anda. derken konferans bitti, birebir görüşmelere başladılar. bir kaç sevimsiz kadın etrafımı sardı. üzerimde bütün ikna tekniklerini uygulamaya koyuldular.

nasıl sinir oldum anlatamam. kendimi küçük kapitalizm oyunun en küçük parçası, yenmeye hazır küçük balık gibi hissettim.

bana diyorlar ki: 250 lira yatırıyorsun kataloğumuzu cd'mizi alıyorsun. biz de size çanta veriyoruz. arkadaşlarını üye yaparsan sen de bizim gibi zengin olursun!

o kadar tiksindim ki ortamdan "ilgilenmiyorum bu yaptığınız benim ahlak anlayışıma aykırı. ben arkadaşlarıma para karşılığı hizmet sunarım ama onların sırtından kar etmeye çalışmam" dedim. bozmaya çalışıyorum ama o kadar yüzsüzler ki hep suratlarında aynı ifade!

sanki bir tarikatın ortasındayım ve hipnoz olmuş insanlar beni kendi dünyalarına çekmeye çalışıyorlar.

en kötüsü de arkadaşım için hayal kırıklığına uğramam oldu. kendisini severdim eskiden. çok akıllı ve düzgün bir insandı. önce odtü'yü bitirmiş, ardından boğaziçi üniversitesinde okumuş, müzik , kitap ve film zevki oldukça gelişmiş bir insandı. ama ailesi bu işe bulaştığı için kendisi de o yolu seçmişti.

türlü şekillerde bu insanların arasından sıyrılıp çıktım otelden. o akşam sevdiğim arkadaşım tarafından kullanıldığıma mı yanayım, harcadığım zamana mı yanayım bilemedim. o verdiğim 5 lira bile içime oturdu, zehir zıkkım olsun!

bu görüşme olduktan bir kaç gün sonra aynı arkadaş yine aradı. bana kitap ve cd gönderecekmiş bu amway ile ilgili. istemiyorum dememe rağmen çok ısrar etti. ben de artık dayanamayıp "şu an arkadaşım olmasan sana çok kırıcı sözler söylemiştim. o yüzden zorlama istersen, bu konuyu açacaksan beni hiç rahatsız etme, normal olarak görüşeceksen başımın üstünde yerin var." dedim. bir daha aramadı.

o gün bugündür, ne zaman "amway" söz konusu olsa içim nefretle dolar. isterse dünyanın en iyi ürününü satsınlar hayatta almam. bu işe bulaşmış insanlara da şüpheyle yaklaşırım.

8. (yazar: catvoice )'in anısına benzer bir durumu ben de yaşadığım için "demek ki taktikleri buymuş" dediğim satış zinciri. hayır, o zaman da "bayram değil seyran değil bunca sene sonra beni niye aradı ki bu arkadaş?" demiştim. bir de tam bir saat bulutların üzerinden anlatan arkadaşı dinledim, anca o bir saatin sonunda amway adı çıktı ağzından. o derece gizem katma çabasında. öyle bir anlatıyor ki doğrudan bende de titan izlenimi uyandırmıştı. ürünleri güzel olabilir fakat sırf bu bende oluşan antipati sebebiyle alışveriş etmeyi ya da üye olmayı düşünmeyeceğim kesinlikle...

9. ürünleri her ne kadar kaliteli de olsa, 50 yaşlılardaki teyzelerin dilinden düşmediği için hiç bir zaman alasımın gelmeyeceği markadır.

beni kendileriyle tanışmam da gene (yazar: catvoice ) ve (yazar: obusum ) kine benzer oldu. annem, annemin eşi ve ben bir alışveriş merkezinde yemek yiyorduk. yan masamızda oturan bir adam babamla sohbet etmeye başladı. adam gerçekten çok iyi giyimliydi; yanındaki sandalyede armani, gucci poşetleri falan vardı hatta.

sohbet ilerledi falan filan, herkese tek tek işini sordu vs. daha sonra kendisinin koç holding'te üst düzey bir çalışan olduğunu, ali koç'un sağ kolu olduğunu ancak istifa ettiğini söyledi.

nedeni ise fazla para alamamasıymış. (gizlinot: ali koç'un sağ koluda para kazanamıyorsa okumayı bırakıyorum )

şimdiki işinin ise ne kadar mükemmel ne kadar rahat olduğunu anlata anlata bitiremedi. kapitalist düzeni eleştirdi. annemin eşinin işine sövüp durdu (kendisi doktor). o kadar yıl okuyup hakkını alamaması hakkında konuştu durdu.

hatta evine davet etti. kendisi o kadar çok para kazanıyormuş ki alışveriş merkezinin residence'ında bir ev alıvermiş. bizde istermiymişiz. (gizlinot: bedava mı )

bizde tabi üç saftrik ağzımız açık bakakaldık. adam bize çıkarın cüzdanınızı verin dese donumuza kadar vericez, öylesine kıvama gelmişiz biz.

aynı toplantıya bizide çağırdılar. (adam bu sırada kesinlikle amway iiçin çalıştığını söylemedi) galiba bu toplantılar her ay oluyor. bir otelin konferans salonuydu bizimki.

o kadar yalan dolan döndü ki, göya mısır şeyhi mısır'dan ayrılıp istanbul'da amwAY SATIYORMuş. (gizlinot: bunu kim yedi çok merak ediyorum ) (gizlinot: ilk başta bende yemiştim )

mısır şeyhini çıkardılar konuşması için- adam su gibi türkçe konuşuyor- amway'ı anlattı, her ay dünyanın başka bir ülkesine bedavaya tatile gidiyormuş onları anlattı.

biz tabii ki o kadar akıllıyız ki kanmadık bunlara. (gizlinot: yalan ) (gizlinot: annemle ben en son annemin eşiyle kavga ediyorduk üye olalım diye. ) (gizlinot: annem gizli gizli 300 lira verip üye olmaya çalıştı diye kavga etmişlerdi. )

yani diyceğim o ki, amway gördüğünüz yerde şüpheli yaklaşın direk. en yakın arkadaşınız amway işine falan girerse aman diyim dikkatli olun. birkaç haftaya sizide kitlicektir.

not:glister baya iyiymiş ama hiç alasım gelmiyor.

10. İçeriği temiz ürünleri olan bir temizlik, cilt bakımı & kozmetik markası. Uzun yıllardır yer temizleme sıvısını, sıvı bulaşık deterjanını, diş macununu, bulaşık makinası ve çamaşır makinası için olan deterjanlarını kullanıyorum ve çok memnunum. O ağır, sentetik kokulu market deterjanlarına yıllardır elimi bile sürmememi borçlu olduğum marka. Satış politikalarını bilmiyorum, açıkçası ilgilenmiyorum da. Kimseye sinir olup katkısız, kanserojen olmayan, içeriği temiz ürünlere arkamı dönemem zira o kalitede alternatifi yok, varsa da ben bilmiyorum. Cilt bakım ürünlerini denedim ama pek sevmedim, makyaj malzemeleri ise güzel ve kaliteli. Benimki gibi çoluk çocuk olan evlerde temizlik ürünleri vazgeçilmez oluyor, diğerleri pek önemli değil. Parfümlerini denemedim bile mesela.