and just like that...

15. 3. Sezonu izliyorum ve en çok canımı sıkan şey ne carrie'nin saçma kombinleri, ne bencilliği, ne miranda'nın kaybolmuşluğu... canımı sıkan, upper east side prensesi charlotte'u 50'lerinde tam bir karikatüre, komedi unsuruna çevirmiş olmaları. Hikayenin en stabil, kararlı, mücadeleci ve prensipli insanlarından birini saçma sapan çocuklarından ödü kopan bir anneye, kendisi için din değiştirdiği eşini neredeyse köpeğine değişebilecek bir eşe, çok iyi eğitimi, donanımı ve genel mükemmeliyetçi yapısıyla çok profesyonel bir iş kadınından, iş yerinde gen z'lerin yanında rezil olup duran, emekliliği gelmiş geçmiş bir teyzeye dönüştürmüşler. 

Yazarlar orijinal satc'nin yazarlarıyla aynı diyorlar, kim bu charlotte'u bu kadar kıskanan çıksın konuşsun, derdini açık açık söylesin bence. Bu yarım yamalak karikatürden midem bulandı, komik de değil. Ayrıca aşırı sıkıcı bir karakter haline gelmiş, orijinal charlotte'un 100'de 1'i kadar cazibesi yok.

14. ilk sezon bitmişken, her sene en az bir kez baştan sona sex and the city'nin bütün bölümlerini izleyip üzerine de filmleriyle cila çeken biri olarak yoruma geldim :)

***

öncelikle ben filmleri sevmiştim, dolayısıyla bu yeni dizi hakkında da çok umutsuz değildim. bir şekilde samantha'nın yokluğu idare edilir diyordum ama mümkün değil! tespitler o kadar doğru ki; samantha arkadaşlarından para için kopacak öyle mi!?!?!?!

***

mr. big diziye geri dönmek istemediğini, filmlerin yeterince kötü olduğunu defalarca kez vurgulamışken zaten 1-2 bölümde çıkarılacağını bilerek kabul etmiş bence yeni diziyi, öldüğü sahne bana geçmedi, cenaze sahnesi de. her şey o kadar yavan ve duygu iletimi o kadar düşüktü ki, son bölümde paris'te külleri sen'e savrulana kadar o duyguyu hissedemedim.

***

50 yaşında bizim memlekette insanlar o kadar yıprandığı için sağlık problemleri falan bana garip gelmedi ama amerika gibi bir ülke için bence de erken çöktüler, hem de kaymağın da kaymak tabakası olan bu kadınlar!!!

***

miranda'nın dönüşümü de bana garip gelmedi, christine kendi hayatında da uzunca bir süre heteroseksüel bir evlilik sürdürmüş ve çocuk sahibi olmuşken boşanmaya karar verip hayatını hemcinsi bir partnerle sürdürmeye karar vermedi mi? bu dizide neden bu kadar eleştirilmiş anlamadım. ha eblek tavırları, siyahi öğretim görevlisi karşısındaki eblekliği falan başkası adına utanma duygusunu yaşattı ama o bambaşka bir konu bence, ayrı değerlendirilmeli yani.

***

charlott ah charlott ve başarısız estetik cerrahi girişimleri! melez arkadaşı! neresinden tutsam elimde kalıyor.

***

steve bu kadar etkisiz eleman haline getirilmemliydi bence de.

***

sex and the city'nin farklı ırklarla ya da lgbt bireylerle bir derdi hiç bir zaman olmadı. miranda'nın siyahi sevgilisi, samantha'nın lezbiyen sevgilisi, standfort ve antony dizide gayet doğal bir şekilde var oldular. şu anki karakterlerin aksine!!! şu an yerleştirilen karakterler o kadar yüzeysel ve niteliksiz ki, neden varlar belli değil. ya cerrie'nin alt komşusu! ne ara girdi, ne amaçla girdi, neden hikayesi yarıda kesildi. atladığım bölümler mi var diye bir önceki bölümleri yeniden gözden geçirdim kaç kez.

***

gibi gibi

13. Dizinin yayınlanacağını duyduğum gibi baştan Sex and the city'nin tüm bölümlerini izledim. Gerçekten en sevdiğim diziler arasında hala. Ancak "and just like that" için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sex and the city ilk filmde samantha jones'un 50. yaş gününü kutlanmıştı, 2. filmde ise kadın kim bilir kaç yaşındaydı ancak bize filmi sevdirmişti, hiç birimiz onun yaşına aldırmamıştık bunu düşünmedik bile belki. Demek isteyeceğim şu ki hangi yaşta olunursa olunsun insanın içindeki canlılığın, yaşama sevincinin, güçlü bir kadın olmanın devam ettiğini gösteriyordu ve izleyiciler de bunu seviyordu. Öncelikle samantha jones un olmayışını büyük bir kayıp olarak düşünüyordum, ancak kadın herhalde dizinin hangi akışta gideceğini öğrendiği için kendini kurtarmış bu yapımdan resmen.

Gerçekten baya kötü geçiyor. Her bölüm birbirinden anlamsız saçmalıklarla dolu. Sex and the city de her bölüm bir konu işlenirdi, carrie nin sesi sanki bizim iç sesimiz olurdu. bazen de diğer kadın oyuncuların. Şu anda karakterlerimiz 50 yaşlarına gelmişler ancak 80-90 yaşındaymış hissiyatına kapılıyorum, o ruhsuzlukları beni o kadar sinir ediyor ki anlatamam. Sanki tv de huzurevi seyrediyorum. izliyorum ama ben ne izledim şimdi? dedirtiyor bana her bölüm sonunda. Aşağıya spoiler yazacağım ona göre yazını devamını okumayın izlemediyseniz.

John'ın kalp krizi geçirdiği sahne o kadar saçmaydı ki anlatamam. Carrie yardım çağırmak ya da kalp masajı yapmak vs. yerine kucağına alıp uzun süre kalıyor ve bunu izliyoruz. keşke john ölmüş ve aradan 5-10 yıl falan geçmiş olarak başlasaydı dizi. Belki adamı yine oynatırlardı flashback olarak görürdük falan böyle güzel olabilirdi carrie nin anılarında.

12. sadece 4 bölüm izleyebildim.güzelim diziyi ne hale getirmişler.satc'nin bize verdiği en güzel mesajlardan biri aralarındaki o güzel dostluktu.bu yüzden devam dizisinde şimdilik gördüğüm üç büyük sıkıntı var.

(bkz: spoiler )

samantha yoksa devam dizisi çekilmemeliydi bence.hadi hayran kitlesi için yıllar sonra dönelim dediler de samantha'nın yokluğunu açıklamak için buldukları kılıf o kadar saçma ki... samantha daha önce de pr çalışmasında kendisiyle çalışmamasına rağmen carrie'ye küsmemişti.küsse bile gerçekten bu kadar uzatılacak,diğer kızlarla dahi iletişimi kesecek bir sorun değil.arkadaşının eşinin cenazesine sadece çiçek gönderecek biri mi samantha?kim cattrall nefreti yüzünden samantha karakterini harcamalarına gerek yoktu.ölebilirdi ya da smith ile barışıp dünyanın bir ucuna yerleşebilirdi.

sadece samantha ile değil geride kalan kızlar için de eski dostluklarını harcamışlar.carrie'nin eşi ölüyor ve fazla duygusal olan charlotte'a saçma sapan davranıyor,onu hiçbir yere çağırmıyor.gerçekten 6 sezon boyunca yansıtılan mükemmel dostluk mu bu ?

takıldığım bir başka konu ise miranda.karakter gelişimine aykırı olarak çok eski kafalı biri olarak çıkıyor karşımıza.50 yaşında kendini yeniden keşfetmesi ise tam bir fiyasko !ya bu kadın asansörde lezbiyen arkadaşını öpüp evet heteroseksüelim dememiş miydi ?ne alaka şimdi o saçma che karakteriyle eşleştirmeniz?(gizlinot: neyse sakinim)

gerçekçilikten uzak,karakter gelişimine önem verilmeden yazılan ,sıkıcı,akmayan bir dizi olmuş.yukarıda bir süslümüz demişti sanırım;kim catrall diziye katılmamakta çok haklıymış.umarım kalan bölümleri izlemek için merakımı canlı tutabilirim.

Edit:imla

11. Hiçbir şekilde internetten izleyemediğim dizi? Burda da sorulmuş ançak kimse yanıtlamamış :( sorunsuz izleyebilen birileri varsa link paylaşabilir miii

10. ilk bir-iki bölüm fena değildi, üç dört de öylesine geçti ama beşinci bölümden nefret ettim. dizinin genelinde de 50'li yaşlarda insanları 80 gibi sağlığıyla boğuşur, yürüyemez göstermenin ne manası var? birinin kulakları duymaz biri kolonoskopi biri hip surgery... hiçbir tanıdığım 50'lerinde böyle dağılmadı, ne saçma plot line'lar. miranda'nın kendini keşfetme sürecinden de nefret ettim, sevimsiz che diaz karakteri hele... steve neden miranda'nın dedesi gibi, hiçbir şeyden haberi yok kulaklar duymaz oturur tatlı yer televizyon izler bi amca oldu şimdi? barmendi bu adam ya. çocuk gibiydi otuzlarında miranda'nın yanında. bi dönüp izleseydiniz diziyi de evvelde kimdi bu insanlar, şimdi neye döndürdük diye baksaydınız.

satc çok beyaz bir dizi olduğu için burada telafi etmeyi kafaya koymuşlar anladık da ortalık erasmus kültür günü gibi, her bölüm anlamsız bir diversity kasmanın ne gereği var? çok zorlama gelmeye başladı artık bu kadarı da.

çok, çok, çok kötü bir reboot mu desem, devam dizisi mi oluyor, ondan olmuş. kim cattrall bulaşmamakta çok haklıymış (gizlinot: aralarındaki mesele hariç, hikaye devam etmemeli diyordu) bu bölümü unutmak için açıp en baştan satc izlemek lazım. nerede o bright lights, date city; nerede bu altın yıllar yaşam merkezi.

9. Kizlar biri bana link atabilir mi ozelden hic bi yerde bulamiyorum

8. sex and the city'i defalarca izledim. Onunla buyudum gibi bir sey. Hala da ara ara acar izlerim. Mesela Mr. Big ile Carrie'nin bir restoran sahnesi vardir izleyenler hatirlar. Mr.Big 26 yasindaki Natasha ile evlenecegini Carrie'ye soylediginde, Carrie "senin baglanma problemin vardi? Bu nasil olabilir? 2 senedir birlikteydik, alti aydir birlikte oldugun kizla evleniyorsun" der. Sonrasindaki olaylari biliyoruz. Olan hep uzumlu kek Aidan'a oldu.

Gecen 5.sezonda bir bolumu izliyordum, Carrie Big tarafindan post-it ile terkedildiginde ne zaman bir iliskim olacak diyordu, soyle diyebilecegim: "till death do us apart"

-----------------(bkz: spoiler)---------------------------

Just like that'i ben cok begendim. Her seyden biraz fazla var, evet toplumsal sorunlara fazla deginmisler. Ama bunu da ince bir mizahla yapmislar. Aslinda istemesek de zamanin, devrin her daim nasil degistigini gostermisler. Mesela podcast sahnesinde Carrie'nin utangacligini, bazi seyleri anlayamayisini gorduk. Oysa ki o Carrie, Samantha ile birlikte nasil clublarda barlardaydi, ciplak barmenlerimiz yataklara kokteyl servis ediyordu..

Onun disinda, beni bir vuran sey de kendi yasimi farketmem oldu. 16-17 yaslarinda izlemeye baslamistim diziyi, simdi 32 yasindayim ve ben de tam Carrie ve ekibinin dizinin baslarindaki yaslarina geldim..

Zamanin aslinda pek cok seyi nasil degistirdigini de gordum. Cok buyuk bir Mr. Big hayraniydim. Ama gercek su ki: Mr. Big cok da iyi bir karakter degildi. Defalarca Carrie'nin hayatina girdi, cikti. 6. sezonda ozellikle Carrie bunu cok guzel vurgular. Anjiyosunda yaninda durdugu elini tuttugu adam yine sabah uyanir ve geri cekilir. Domino taslari bir bir yikilir. Ama sezon sonu yine gelir beyimiz, yine kizimizi alir. Hadi deriz evlenecekler, dugunden korkar. Dugun gunu Carrie'yi terkeder. Carrie dugun hayalinden vazgecer, gider bir nikahla evlenir. 

Daha pek cok sey sayarim. Ama sunu diyebilirim. Mr. Big iyi bir karakterdi ama kotu bir sevgiliydi. Sonrasinda tam guzel oturtmuslar dedim ki, pat diye oldu. Icime bir okuz oturdu. Ozellikle o mavi Manolo Blahnikler icimi parcaladi. Onunla baristilar, onunla evlendiler. Carrie'nin ayagina onu Mr.Big giydirmisti ve o ayagindayken de oldu.

Yas surecini cok guzel islemisler. Carrie kendince yasiyor bu sureci ve zamanla vuracak biliyoruz. Big onu terkettiginde de kapamisti kendini boyle. Tek umudum ve tesellim Aidan'in donecek olmasi. Bastan beri dogru adamdi. Bu arada Samantha'yi cok ozledim 2 bolum boyunca. Keske donseydi. Her seye ragmen dizinin fanlari icin donseydi keske.

--------------------(bkz: spoiler) sonu--------------------

7. -spoiler içerir-

die hard satc fanı bir insan olarak elbette izledim. karakterler filmlerdekinden daha iyi karaktere girmiş (gizlinot: swh) özellikle sjp, carrie olmayı çok özlemiş belli. filmlerde cringefeste dönüşen hal hareketler tamamen bitmiş ve dizinin havasına geri dönmüştü.

samantha olayını ilk dakikadan açmaları çok iyi, bağladıkları konu ise çok tırt olmuş. samantha böyle triplere girecek kadar güvensiz ve zayıf bir karakter değil. hiç olmadı. daha inandırıcı ve ciddi bir meseleden araları açılmış olsa beeelki - ki yine big'in ölümü samantha'yı geri getirecek büyüklükte bir olaydı, samantha bu gösterilenden ç o k daha iyi bir dost. kim cattrall'a kızıp samanthayı kötülemişler resmen. just no...

ilk bölüm başlarken carrie ile big'in ne kadar sağlam, hoş bir enerji tutturduklarını ve ilişkilerini birbirine denk iki insan olarak yaşadıklarını, carrie'nin ayağının altındaki zeminin artık kaygan olmadığını görmek (e nihayet otuz yıl geçti) çok iyi gelmişti ve amaçladıkları gibi gözlerimde kalpler çıkmıştı. bu kadar çabuk elimden almalarına çok bozuldum.

big'i duşun altında yığılmış kalmış görünce carrie'nin telefona sarılmak yerine gidip adamın tepesinde bağırması... ilk koşacağın yer 911 olur yahu önce yardım çağır sonra sarıl yine... delirdim o sahneyi izlerken. tamam yine yetişemeseydi ama yardım çağırmamasını algılayamadım.

ikinci bölümde carrie'nin big'e göre bir tören düzenlemeye çalışması, bölüm boyunca müthiş elegant outfitleri, gidenin arkasından yalnız kalışını izlemek çok gerçek ve vurucuydu. devamını merakla bekliyorum hiç ummadığım şekilde.

-spoiler bitti-

carrie'nin dizidekinden daha farklı, yıllar geçmiş olduğunu düşününce böyle olması da mantıklı, oturaklı ve daha derin bir karaktere dönüşmüş olması çok keyif verdi, sjp karaktere müthiş bir lezzet katmış bunu tekrar etmek isterim. çok keyif aldım kendisini izlemekten. aynısını miranda ve charlotte için söyleyemeyeceğim.

bakalım neler olacak.

6. izledim ve ben sevdim, özlemişim satc'yi. sevdim de açıkçası. filmlerden kat kat iyiydi. 10 bölüm olsa bir oturuşta izlermişim gibi geldi. ama samantha'nın eksikliği fazlasıyla hissediliyor.