1.
Günün şu saatinde nerden aklıma geldi bilmiyorum ama muhteşem dizilerden biriydi.
Günlük diziydi kendisi. Haftaiçi kahvaltımı yaparken izliyordum hep.
Hiç sıkmadı. Sürükleyiciliğinden de hiçbir şey kaybetmedi hiçbir zaman. Sonra yeni sezonda baktık ki başroller değişmiş, yan yoller değişmiş. (gizlinot: hepsi değil tabiki) gülnara gitmiş yerine donuk, itici bir kız gelmiş. İzlenmedi tabi. Durup dururken final yaptı. Ya seyirciye bir saygınız olsun olayları bağlayın bi sonuca tamam diyelim final de böyleymiş ama bildiğin normal bir bölümün sonuna final yazdılar final. Üzüldüm be sözlük!
24 mart 2016 01:01
24 mart 2016 01:02
2.
kavuşamamaktır. onsuz öleceğini zannedip ölememektir. duyguların fiziksel tepkiler oluşturmasıdır. midenin kasılıp günlerce yemek yiyememek ya da uyuyamamaktır. unutamamaktır. kısaca acı çekmektir. hele bir de o aşkın karşılığı yoksa..
not: bir de dizisi varmış hiç izlemedim:)
3.
Hayatın harcanıp gitmesi olmamalıdır. Eski bir tangonun sözlerinde geçer: "anladım ki bir aşka bedel / gençliğimmiş elimden giden." Aşk güzel; ancak sadece doğru insanla. Ve birlikte olduğumuz insan daha ilişkinin ilk zamanlarında doğru veya yanlış kişi olduğunun sinyallerini verir. Yanlış insan olduğunun sinyallerini veriyorsa biz çoğu zaman görmezden geliriz. Sonra ödün vermeye başlarız; kişiliğimizden, hayatımızdan, değerlerimizden... İlişki bittiğinde de geriye dönüp baktığımızda kaybolup gitmiş yıllar, kendimize baktığımızda da yıpranmış bir beden ve ruh görürüz sadece. Kadın ya da erkek hiç kimsenin size bunu yapmasına izin vermeyin. Aşkın bir defa yaşanabileceğine hiçbir zaman inanmadım. Çünkü aşk içimizde, bizde, bize ait. Bizim var ettiğimiz bir değer. Bu yüzden yeniden aşık olabiliriz her zaman. Seçenekler de her zaman var. Denizde kum, dünyada kadın/erkek. ;) Hiç kimseye takıntı geliştirip uğruna bedel ödemeyin. Yazık günah o gencecik hayatlarınıza, en güzel yaşlarınıza...
Not: Dizi olanından haberim yok.
25 mart 2016 00:45
25 mart 2016 00:50