1. klasik olacak ama "çocukluğa inelim" biraz, çünkü bağlanma probleminin temeli şu yalan dünyadaki ilk günlerimize kadar dayanıyor. Bebekliğimizden itibaren ihtiyaç duyduğumuzda ailemizi yanımızda bulamadıysak, bir aşırı sevgi bir ilgisizlik gibi dengesiz tavırlar gördüysek, annenin sarılmasına şefkatine ihtiyacımız olan dönemde bunu annemizden göremediysek, çok müdahaleci tavırlara maruz kaldıysak bunlar bize yol, su, elektrik ve çileli bir aşk hayatı olarak geri dönüyor.
Bağlanma problemi aslında bağlanmayı sağlıklı bir biçimde gerçekleştirememek. Yani bağlanmaktan köşe bucak kaçanlar, terkedilme korkusuyla ilişkilerinde dikiş tutturamayanlar da bu problemden muzdarip, partnerine onu bunaltacak kadar bağlanıp, "o olmazsa yaşayamam"cılar da. İkili ilişkide sürekli bir güvensizlik, kıskançlık, terk edilme korkusu, onsuz bir şey yapamama hali normal değil, aşktan sevgiden hiç değil, tamamen bağlanma probleminden.
Çözümü nedir derseniz, ben konunun uzmanı değil sadece mağduru olduğumdan kendimden örnek verirsem olayın farkında olmak diyebilirim. Böyle bir problemin varlığını ve nedenlerini bildiğinizde, davranışlarınızın da sebeplerini anlayabiliyorsunuz ve o huzursuzluk durumu kontrol edilebilir oluyor. Geriye gerçekten sağlıklı bir bağlılık yaşayacağınız birini bulmak kalıyor. (gizlinot: Du bakalım kısfmet)
Ukte (yazar: cerberus)