1.
sevgili (yazar: nisisa) ukteyi doldurmam için vermiş teşekkür ederim. bildiğim kadarıyla ukteyi doldurmaya çalışayım. beden olumlama hareketi (body positive movement veya body positivity) kısaca açıklamak gerekirse şişman, zayıf, uzun boylu, kısa boylu, kıllı, kılsız gibi bütün beden tiplerini olduğu gibi kabul etme anlamına geliyor. ilk ortaya çıkışı "fat acceptance movement"a dayandığı için bu hareketin sadece şişmanlara yönelik olduğu algısı var ama dediğim gibi aslında her beden tipini kapsayan, günümüzde insanlara dayatılan "standart güzellik algısı"na uymayan bedenlerin de aslında var olduğu ve bu bedenlere sahip insanların da olduğu gibi kabul edilmesi gerektiğini anlatan bir hareket.
televizyonlarda, intenette sürekli insanlara neyin güzel olup neyin olmadığı anlatılıyor. insanlar da hayatları boyunca sürekli anlatılan bu güzel ve ideal bedenlere kavuşmak için kilo alıyor, veriyor, makyaj yapıyor vs. bu hareket diyor ki "ben böyleyim kardeşim, sana ne?"
böyle söyleyince aslında ne kadar kolaymış gibi görünse de insanın kendisini olduğu gibi kabul edip ben böyle güzelim demesi aslında çok zor. hangimiz bedenimizle ilgili öz güvensizlikler yaşamıyoruz ki? çok şişmanım, çok zayıfım, cildim kötü, boyum kısa vs diye hemen herkesin bedeni ile ilgili bir takıntısı veya sıkıntısı vardır. makyaj yaparken uyguladığımız bazı yöntemler de hep bize dayatılan "ideal" olana benzemek için değil mi? yanaklarım şişman -köntür yap, gözlerim yuvarlak- eyeliner la badem göze benzet gibi.
ben kendi bedeni ve cildiyle ilgili çok fazla gelgitler yaşayan bir insanım. bir kere cildimi asla sevmiyorum. lekeler, gözenekler, komedonlar, göz altı morlukları vs vs yüzünden ten makyajı yapmadan sokağa çıkmamaya alıştım. çünkü insanların "hasta mısın?" sorularını duymak istemiyorum. çünkü öyle çıkınca "güzel" görünmüyorum. bedenime gelirsem boyuma göre kilom düşük. göğüslerim tahta gibi. köprücük kemiklerim 10 km öteden görünüyor. bacaklarım ve popom selülitli. ayaklarım çirkin. bu liste böyle gider. o yüzden bu hareketi ilk duyduğumda ben de böyle olmalıyım dedim. kendimi olduğum gibi kabullenmeliyim. ama maalesef 1 günde olabilecek bir şey değil. bence bu harekette esas olan "ben böyle çok güzelim" algısını yerleştirmekten önce "ben böyleyim" algısını yerleştirmek. çünkü kendi bedeninizi olduğu gibi kabul etseniz bile kendinizi bu şekilde güzel bulmanız bence çok daha zor. çünkü bu televizyon ve internet var olduğu sürece "standart güzellik algısı"nı gözümüze sokmaya devam edecekler.
konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi almak isteyen arkadaşlar sevgili berrak'ın (link: https://berraque.com/tag/beden-olumlama-hareketi/ blogunu) takip edebilirler.
2.
canim suslum (yazar: buffy ) ye tesekkur ediyorum. Bu aralar cok populer bi hareket ama aslinda 2008den beri hatri sayilir bir kitlesi zaten vardi. Soyleee ki;
Moda ve medya endustrisinin bize dayatmaya calistigi "ideal beden" algisina karsilik, tek bir beden tipinin ideal, cekici ve degerli dusuncesine karsi cikmaktir. Bedenini baskalarinin idealine gore degil, kendi bedenini sevdigin sekilde yasamaktir.
Ve bedenini sevdigin sekli (gizlinot: sisman) (gizlinot: zayif) (gizlinot: sivilceli) (gizlinot: killi ) kimseye yargilama hakki vermez.
“Eğer kadınlar yarın sabah uyanıp bedenlerini sevdiklerine karar verselerdi, kaç işletmenin iflas edeceğini bir düşünün.” Gail Dines
3.
Feminist filmler başlığının yaptığı çağrışımla bkz. Real woman have curves ve little miss sunshine
4.
Bir çağrışımla daha karşınızdayım, sevgili süslüler. Bkz. Sugababes - ugly. Çağrışıyor, öyleyse varım.
Dipnot. Video çok sevimli, muhakkak izleyin.
5.
Yapanları takdir ediyorum ama ben katılmıyorum maalesef. İçimden kilolu beni beğenmedikçe iki yüzlü davranıp beden olumlayalım hepimiz böyle çok güzeliz laylaylom diyemiyorum.
Kendimi bir on kilo eksik halimle daha çok seviyordum. Şimdiki dış görünüşümden yürürken nefes nefese kalmamdan ve alışveriş yapamamamdan memnun değilim. O yüzden ben olumlamak istemiyorum, çaba gösterip rahat ettiğim bedene dönmek istiyorum.
6.
kilo konusunda konuşacak olursam balık ete veya hafif kilo fazlasına asla takılan biri değilim hatta bazı insanlara çok yakıştığını da düşünüyorum. ama bu kilo sizin sağlığınıza etki etmeye başladığı an onun beden olumlamadan çok kendine eziyet etmeye yol açtığını düşünüyorum. şeker, kolesterol, kalp damar rahatsızlıkları, nefes nefese kalmalar falan bunlar normal şeyler değil. sağlıklı olduğunuz kiloda olun, ondan gayrısını yüceltmeyin lütfen.
7.
üstteki girdiyi okuyunca berrak adına üzüldüm açıkçası kızı da hiç tanımıyorum ilk kez bugün izledim ama zorbalığa uğrayan herkes önce savunmaya geçer, zamanla zorbalaşmaya başlar, belli ki kendisi de benzeri bir şey yapmış. bu kısır döngüyü kırıp, nefreti nefretle hakareti hakaretle bastıramayacağını anlayınca yani büyüyünce, doğruyu görünce değişmeye başlarlar ve aksine kendisi bizzat o 'zorba' olan kişi olduğundan konu hakkındaki en iyi söylevi de yine o çekebilir.
o zaman alkolü bırakanlar sonra diğer insanlara yardımcı olmasın çünkü öncesinde alkoliktiler, kilo verenler kendi tavsiyelerini paylaşmasın çünkü öncesinde şişkolardı, uyuşturucu mücadelesini verip kazananlar benzer durumdakilere destek vermesin çünkü öncesinde bağımlılardı, homofobik birisi nefretinin sebebini çözüp lgbt bireylerini savunmalıyız diye konuşmalar yapmasın çünkü eskiden homofobikti. örnekleri çoğaltabilirim, keza yukarıdaki girdiyi yazan arkadaşın örneği üzerinden de giderek eski kkk üyesi pişman olarak sonra siyahilerin hakları için mücadele edebilir ve lider dahi olabilir ama olmamalıymış çünkü daha önce ekstrem saçmalamış, artık düzelse bile konuşmaya hakkı yokmuş, var mı böyle bir şey?
o yüzden hem kendi bedenini hem başkasının bedenini kötüleyen biri de doğru yolu bulup, beden olumlama adına konuşabilir, bilgiler paylaşabilir, öncü de olabilir. beden olumlama başlığı altında dahi olumsuz tavırlara gerek yok sanırım, nezaket, hoşgörü güzel şeyler.
31 mart 2018 07:23
31 mart 2018 07:24
8.
Bazılarınca tam anlaşılmadığını düşünüyorum. Arkadaşlar beden olumlama hareketi kilolu olmayı övmez ya da savunmaz; herkesin kendini sevdiği bedende olmasını savunur. Sen 45 kiloluk halini seviyorsundur öyle olursun; başkası 80 kiloluk halinden memnundur öyle yaşar. Doktorunuz dışında da kimse size "çok zayıfsın/çok kilolusun" diyemez. Sadece kilo için değil; kıl, tüy, çatlak, selülit, sivilce vb. için de geçerlidir. En azından benim beden olumlamadan anladığım bu.
9.
Tess holliday’in cosmopolitan ekim 2018 sayısı için verdiği kapak çekimini gördüm.
Elbette herkes zayıf olacak değil.
Ama 150 kilonun üzerindeki bir kadın bence güzel görünmüyor. Dışardan görünmeyi bırakalım, beraberinde getirdiği sağlık sorunlarına değinmiyorum bile.
İnsanları sağlıklı beslenmeye, spor yapmaya yönlendireceği yerde bu tarz akımlardan kaymak yemek için olayı abartmak artık bu.
Beden olumlama bu değil.
Görseli ekleyeceğim.
10.
Beden olumlama hareketindeki temel amaç bir insana az veya çok olan kilosundan, vücudundaki herhangi bir farklılıktan, bizim estetik standartlarımıza uymayan yapısından ötürü kendini kötü hissettirecek şekilde yaklaşmamaktır. Hepimiz az çok biliyoruz ki az veya çok kilolu olan insanlara genel yaklaşım sağlıktan önce görünüş. Tanıdığımız/tanıştığımız her insana ilk izlenim görünüşten ibaret ve herkes bu aşamada "acaba sağlıklı bir birey mi" diye düşünmek yerine "aaa ne kilolu biri yaa hiç hoş değil" diyor. Yani bir nevi kendi negatif düşüncemize sağlık kılıfı uyduruyoruz. Bence olay burda başlıyor. Kimse fazla ya da az kilonun iyi olduğunu savunmuyordur eminim. Bunlar için gerekli diyetisyen kontrolleri testler tahliller zaten mevcut ve sağlık süreci bu aşamada işliyor. Tabi ki insan sağlığı en önemli kriterdir ama kişinin sağlığı yerindeyse de kimseden engin bilgiler(!) içeren nutuklar dinlemek zorunda değil diye düşünüyorum. Karşımızdaki birey bu standardın altında veya üstünde ise yapıcı olmayan hiçbir eleştirinin faydası yok zararı var. Bu yüzden kimin hayatına ve psikolojisine nasıl temas ettiğimiz önemli. Burda toplum baskısı da önemli bir faktör. Sonuçta bir şeyi ne kadar çok duyarsak ve maruz kalırsak düşüncelerimiz o yöne kayıyor ve davranışlarımız buna göre şekillenebiliyor. Gerçekten karşımızdaki insana bakışlarımız veya sözlerimiz ile çirkin hissettirmek zorunda mıyız? Bunu bir düşünelim.
Örnek vermek gerekirse ergenlik döneminde gerçekten kiloluydum. Ailemizde de sürekli görüştüğümüz artık fazla kilo sınırını da aşmış akrabalarımız vardı ve çok yemeye devam edersem ilerde onlar gibi olacağım söyleniyordu. Ben de hem okuldaki en yakin arkadaşlarımın incecik olmasından hem de bu muhabbetlerden ötürü kilo vermeye karar verdim ama o kadar bilinçsizdim ki kendime ne yaptığımın farkında değildim. Bazi günler sadece meyve ile beslediğim oldu. Bazı akşam yemeklerinde sadece marul salatası yediğim oldu. Yağlı diye ayran içmediğim oldu. Abuk sabuk kız dergilerinden gördüğüm spor hareketlerini her akşam yapar az da yersem hızlı kilo vereceğimi düşünürdüm. Nitekim öyle de oldu. Gerçekten kilo verdim, ama o kadar hızlı ve dengesiz vermiştim ki vücudumun her yerinde çatlaklar oluşmuştu ve bunun geri dönüşü yoktu. Ve ben çatlak nedir niye oluşur onu bile bilmeyecek bir yaştaydım. Neden böyle oldu? Çünkü toplumca belirlenen bir standart vardı ve ben bunun üstündeydim, sağlıklı mı diye düşünemeden bile böyle şeylere kalkışmıştım ve her şeyin sonunda insanların umrunda olan tek şey kilo verdiğim oldu.
Inanır mısınız hala böyle. Ben hala tabiri caizse "skinny" bir kız değilim. Hiç olmadım. Hep fazlam olmuştur 3 5 kilo da olsa. Ama eski halime oranla gayet iyiyim ve şimdi de akrabalarım özellikle son 2 senede verdiğim kilolardan sonra artık kilo verme, salak mısın, çirkin olmuşsun (evet kaç kere çirkin olduğumu duyduğuma inanamazsınız oysaki yüzüm incelmişti, çok dolgun olan yanaklarım inmişti ve ben bu halinden çok daha memnundum), omuzlarım yapısal olarak geniş olduğu için belim inceldiğinde çok orantısız olmuşsun demeye başladı. Oysaki spora gidiyordum. Çok sağlıklı besleniyordum ve sağlıklı olan hiçbir şeyden kısmıyordum kendimi. Buna rağmen yemek yememekle suçlandım çünkü onların yediklerini yemiyordum, ekmek yemiyordum, onlara göre zayıflamayı kafaya takmıştım. Ama aynı anda da arkadaş çevremdeki kızların bakış açısına göre fazlalıklarım çoktu.(burada yanlış anlaşılma olmasın asla bana bu tarz yaklaşmadılar ama benim olduğum bedende kendileri olsa depresyona gireceklerini sezebiliyordunuz. Incecik kızlar bile basenim var diye yakınıyordu.) Ben de bu yaşıma kadar sağlıksız beslenme deneyimlerimden pişman oldum ve gerçekten araştırdım. Nedir, ne değildir, ne yemeliyiz ve niye yemeliyiz, sporun amacı ve faydası nedir, besinlerin monomerlerinin vücuda etkisi nedir vs vs. Zaten mf3 okuduğum için aldığım eğitim de çok yardımcı oldu ve bilinç kazandım.
Bu noktada size anlatmak istediğimi görüyor musunuz? Işte beden olumlama bu yüzden olmalı. Kimse sizin vücudunuzla ilgili bu kadar söz hakkına sahip olmamalı. Kendinizi aynı anda tüm insanlığa hatta insanlıği geçtim tüm çevrenize beğendiremezsiniz ve buna mecbur da değilsiniz. Kimse değil. Sadece insanların hayatlarını yaşamasına izin verin. Kilo vb konularda konuşacaksanız da lütfen haddinizi ve sınırları bilerek konuşun. Amacınız gerçekten yardımcı olmak değilse lütfen eleştirmeyin, kırıcı olmayın. Zaten hayat herkes için yeterince zor. Çoğumuzun kendine karşı önyargıları, beğenmediği yönleri var ve bunları körüklemeye gerek yok.
Bir de şu var, insanın kendisini olumlaması kolay değil. Şahsen ben çoğu zaman yapamıyorum. Hadi bedenimi olumlayayım diyip barışamıyoruz çünkü bizi bunun olmayacağı bir şekilde işlediler bu yaşa kadar. Her yerde bir ideal vücut bir manken vardı. Herkesin bir fikri vardı. Böyle bir ortamda beden olumlama kavramı bile bu kadar yeniyken hayatımıza adapte etmek bu kadar kolay değil. Umarım yavaş yavaş başarırız ve bu 'zorbalığın' (buna kesinlikle siber zorbalık da dahil) üstesinden geliriz.
Not: buraya kadar okuyabilmiş herkese teşekkürü borç bilirim.